Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ
Ş ād Wa ۚ A l-Q ur'ā ni Dh ī A dh -Dh ikr i
038-001 Sadandolsun şerefli Kur'an'a.
صَ اد ۚ وَا لْقُ رْآنِ ذِي ا ل ذِّكْر ِ
Bali A l-Ladh ī na Kafarū Fī `Izzatin Wa Sh iq ā q in
038-002 Kafir olanlarululanmadalar ve isyan içindeler.
بَلِ ا لَّذِي نَ كَفَرُوا فِي عِزَّةٍ وَشِقَ اقٍ
Kam 'Ahlaknā Min Q ab lihim Min Q arnin Fanādaw Walā ta Ĥī na Manāş in
038-003 Onlardan önce nice ümmetleri helak ettik de bağrışıp çığrıştılar ama kurtuluş vakti çoktan geçmişti.
كَمْ أَهْلَكْنَا مِن ْ قَ بْ لِهِمْ مِن ْ قَ رْنٍ فَنَادَوْا وَلاَتَ حِي نَ مَنَاصٍ
Wa `Ajibū 'An Jā 'ahum Mun dh ir un Minhum ۖ Wa Q ā la A l-Kāfirū na Hādh ā Sāĥir un Kadh dh ā b un
038-004 Onların cinsinden bir korkutucu geldi mi şaşıp kalırlar da kafirler derler ki: Bubir büyücü ve pek yalancı.
وَعَجِبُو ا أَن ْ جَا ءَهُمْ مُنْ ذِرٌ مِنْ هُمْ ۖ وَقَ ا لَ ا لْكَافِرُو نَ هَذَا سَاحِرٌ كَذَّابٌ
'Aja`ala A l-'Ālihata 'Ilahāan Wāĥidāan ۖ 'Inn a Hādh ā Lash ay 'un `Ujā b un
038-005 Mabutları bir tek mabutmu kabul.etmiş? Gerçekten de buelbette pek şaşılacak şey.
أَجَعَلَ ا لآلِهَةَ إِلَها ً وَاحِدا ً ۖ إِنّ َ هَذَا لَشَيْ ءٌ عُجَابٌ
Wa A n ţ alaq a A l-Mala'u Minhum 'Ani A m sh ū Wa A ş birū `Alá 'Ālihatikum ۖ 'Inn a Hādh ā Lash ay 'un Yur ā du
038-006 Ve ileri gelenlerinden.bir kısmıkalkıp gitmiş ve yürüyün demiştir ve dayanın mabutlarınıza kulluk etmede; şüphe yok ki istenen şey de budur elbet.
وَان طَ لَقَ ا لْمَلَأُ مِنْ هُمْ أَنِ ا مْشُوا وَا صْ بِرُوا عَلَى آلِهَتِكُمْ ۖ إِنّ َ هَذَا لَشَيْ ءٌ يُرَ ادُ
Mā Sami`nā Bihadh ā Fī A l-Millati A l-'Ākh ira ti 'In Hādh ā 'Illā A kh tilā q un
038-007 Biz bunu son dinlerin hiçbirinde duymadıkbuancak bir yalan.
مَا سَمِعْنَا بِهَذَا فِي ا لْمِلَّةِ ا لآخِ رَ ةِ إِن ْ هَذَا إِلاَّ ا خْ تِلاَقٌ
'A'uun zila `Alay hi A dh -Dh ikru Min Bayninā ۚ Bal Hum Fī Sh akkin Min Dh ikr ī ۖ Bal Lamm ā Yadh ūq ū `Adh ā bi
038-008 Kur'anaramızdan ona mı indirildi? Hayıronlarbenim vahyimden şüphedeler; hayıronlar daha tatmadılar azabımı.
أَؤُن زِلَ عَلَيْ هِ ا ل ذِّكْرُ مِن ْ بَيْنِنَا ۚ بَلْ هُمْ فِي شَكٍّ مِن ْ ذِكْر ِي ۖ بَلْ لَمَّ ا يَذُوقُ وا عَذَابِ
'Am `In dahum Kh azā 'inu Ra ĥmati Ra bbika A l-`Azī zi A l-Wahhā bi
038-009 Yoksa üstün ve vergisi bol Rabbinin hazinelerionların yanında mı?
أَمْ عِنْ دَهُمْ خَ زَا ئِنُ رَ حْمَةِ رَ بِّكَ ا لْعَزِي زِ ا لْوَهَّابِ
'Am Lahum Mulku A s-Samāwā ti Wa A l-'Arđi Wa Mā Baynahumā ۖ Falyartaq ū Fī A l-'Asbā bi
038-010 Yahut da göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin saltanat ve tedbirionların mı? Öyleyse ağsınlar göklerin kapılarına.
أَمْ لَهُمْ مُلْكُ ا ل سَّمَاوَا تِ وَا لأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ۖ فَلْيَرْتَقُ وا فِي ا لأَسْبَابِ
Jun dun Mā Hunālika Mahzū mun Mina A l-'Aĥzā bi
038-011 Bir ordudur onlar ki bölükbölük toplanmış ve buracıkta bozguna uğrayacaklar.
جُن دٌ مَا هُنَالِكَ مَهْزُو مٌ مِنَ ا لأَحْزَابِ
Kadh dh abat Q ab lahum Q aw mu Nūĥin Wa `Ā dun Wa Fir `aw nu Dh ū A l-'Awtā di
038-012 Onlardan önce de Nuh'un ve Âd'ın ve ordular sahibi Firavun'un kavimleriyalanladılar.
كَذَّبَتْ قَ بْ لَهُمْ قَ وْ مُ نُو حٍ وَعَا دٌ وَفِر ْعَوْ نُ ذُو ا لأَوْتَادِ
Wa Th amū du Wa Q aw mu Lūţ in Wa 'Aş ĥā bu A l-'Aykati ۚ 'Ūlā 'ika A l-'Aĥzā bu
038-013 Ve Semud'un kavmi ve Lut kavmi ve Ashabı Eyke; işte bunlardır bölükler.
وَثَمُو دُ وَقَ وْ مُ لُو ط ٍ وَأَصْ حَا بُ ا لأَيْكَةِ ۚ أُ وْلَا ئِكَ ا لأَحْزَابُ
'In Kullun 'Illā Kadh dh aba A r-Ru sula Faĥaq q a `Iq ā bi
038-014 Her biripeygamberleri ancak yalanladılar da azabı hak ettiler.
إِن ْ كُلٌّ إِلاَّ كَذَّبَ ا ل رُّسُلَ فَحَقَّ عِقَ ابِ
Wa Mā Yan žuru Hā 'uulā ' 'Illā Ş ayĥatan Wāĥidatan Mā Lahā Min Fawā q in
038-015 Ve bunlar da bekliyorlar ancak o tek bağrışı ki vaktigeldi miydigecikmesinedönmesine imkan yok.
وَمَا يَن ظُ رُ هَا ؤُلاَء إِلاَّ صَ يْحَة ً وَاحِدَة ً مَا لَهَا مِن ْ فَوَاقٍ
Wa Q ālū Ra bbanā `Ajjil Lanā Q iţ ţ anā Q ab la Yaw mi A l-Ĥisā bi
038-016 Ve Rabbimiz derlersoru gününden önce tez ver azabımızı.
وَقَ الُوا رَ بَّنَا عَجِّلْ لَنَا قِ طَّ نَا قَ بْ لَ يَوْ مِ ا لْحِسَابِ
A ş bir `Alá Mā Yaq ūlū na Wa A dh kur `Ab danā Dāwū da Dh ā A l-'Ay di ۖ 'Inn ahu~ 'Awwā b un
038-017 Sabret ne derlerse ve an güçlükuvvetli kulumuz Davud'uşüphe yok ki odaima Rabbine dönentövbe eden bir kuldu.
ا صْ بِر ْ عَلَى مَا يَقُ ولُو نَ وَا ذْكُرْ عَبْ دَنَا دَاوُو دَ ذَا ا لأَيْ دِ ۖ إِنَّ هُ~ُ أَوَّابٌ
'Inn ā Sakh kh arnā A l-Jibā la Ma`ahu Yusabbiĥna Bil-`Ash ī yi Wa A l-'Ish r ā q i
038-018 Şüphe.yok ki bizdağları ram etmiştik onaakşam ve kuşluk çağlarındaonunla beraber Rabbi tenzih ederlerdi.
إِنَّ ا سَخَّ رْنَا ا لْجِبَا لَ مَعَهُ يُسَبِّحْنَ بِا لْعَشِيِّ وَا لإِشْرَ اقِ
Wa A ţ -Ţ ay ra Maĥsh ūra tan ۖ Kullun Lahu~ 'Awwā b un
038-019 Ve kuşlar da toplanmıştıhepsi de ona itaat ederdi.
وَالطَّ يْ رَ مَحْشُورَ ة ً ۖ كُلّ ٌ لَهُ~ُ أَوَّابٌ
Wa Sh adad nā Mulkahu Wa 'Ātaynā hu A l-Ĥikmata Wa Faş la A l-Kh iţ ā bi
038-020 Ve onun saltanatını kuvvetlendirdik ve ona peygamberlik ve gerçekle batılı ayırt ediş bilgisini verdik.
وَشَدَد ْنَا مُلْكَهُ وَآتَيْنَا هُ ا لْحِكْمَةَ وَفَصْ لَ ا لْخِ طَ ابِ
Wa Hal 'Atā ka Naba'u A l-Kh aş mi 'Idh Tasawwarū A l-Miĥr ā ba
038-021 Seno davacılardan haber aldın mı? Hani Davud'un ibadet ettiği yerin duvarına tırmanmışlardı.
وَهَلْ أَتَا كَ نَبَأُ ا لْخَ صْ مِ إِذْ تَسَوَّرُوا ا لْمِحْرَ ابَ
'Idh Dakh alū `Alá Dāwū da Fafazi`a Minhum ۖ Q ālū Lā Takh af ۖ Kh aş mā ni Bagh á Ba`đunā `Alá Ba`đin Fāĥkum Baynanā Bil-Ĥaq q i Wa Lā Tush ţ iţ Wa A hdinā 'Ilá Sawā 'i A ş -Ş ir ā ţ i
038-022 Hani Davud'un tapısına girmişlerdi de Davudonlardan pek korkmuştu; korkma demişlerdiiki hısımızbirimizöbürünün hakkına tecavüz ettiadaletle hükmet aramızdabirimize meylederek hakkı aşma ve bizi dosdoğru yola sevket.
إِذْ دَخَ لُوا عَلَى دَاوُو دَ فَفَزِعَ مِنْ هُمْ ۖ قَ الُوا لاَ تَخَ فْ ۖ خَ صْ مَا نِ بَغَ ى بَعْضُ نَا عَلَى بَعْض ٍ فَاحْكُمْ بَيْنَنَا بِا لْحَقِّ وَلاَ تُشْطِ ط ْ وَا هْدِنَا إِلَى سَوَا ءِ ا ل صِّ رَ اطِ
'Inn a Hādh ā 'Akh ī Lahu Tis`un Wa Tis`ū na Na`jatan Wa Liya Na`jatun Wāĥidatun Faq ā la 'Akfilnīhā Wa `Azzanī Fī A l-Kh iţ ā bi
038-023 Şüphe yok ki şubenim kardeşimdirdoksan dokuz dişi koyunu var ve benimse bir tek dişi koyunum; öyleyken onu da bana ver dedi vekonuşmamızda beni alt da etti.
إِنّ َ هَذَا أَخِ ي لَهُ تِسْعٌ وَتِسْعُو نَ نَعْجَة ً وَلِيَ نَعْجَةٌ وَاحِدَةٌ فَقَ ا لَ أَكْفِلْنِيهَا وَعَزَّنِي فِي ا لْخِ طَ ابِ
Q ā la Laq ad Ž alamaka Bisu'uā li Na`jatika 'Ilá Ni`ājihi ۖ Wa 'Inn a Kath īr āan Mina A l-Kh ulaţ ā 'i Layab gh ī Ba`đuhum `Alá Ba`đin 'Illā A l-Ladh ī na 'Āmanū Wa `Amilū A ş -Ş āliĥā ti Wa Q alī lun Mā Hum ۗ Wa Ž ann a Dāwū du 'Ann amā Fatann ā hu Fāstagh fara Ra bbahu Wa Kh arra Rā ki`āan Wa 'Anā ba
038-024 Dedi ki: Senin dişi koyununukendi koyunlarına katmayı istemekle gerçekten de zulmetmiş sana ve şüphesiz ki ortakların çoğubirbirinin hakkına tecavüz ederancak inanan ve iyi işlerde bulunanlar müstesna ve fakat bunlar da pek azdır ve Davudbizkendisini sınadık sandı da Rabbinden yarlıganma diledi ve eğilerek yere kapandı ve Rabbine döndü.
قَ ا لَ لَقَ د ْ ظَ لَمَكَ بِسُؤَا لِ نَعْجَتِكَ إِلَى نِعَاجِهِ ۖ وَإِنّ َ كَثِير ا ً مِنَ ا لْخُ لَطَ ا ءِ لَيَبْ غِ ي بَعْضُ هُمْ عَلَى بَعْض ٍ إِلاَّ ا لَّذِي نَ آمَنُوا وَعَمِلُوا ا ل صَّ الِحَا تِ وَقَ لِي لٌ مَا هُمْ ۗ وَظَ نّ َ دَاوُو دُ أَنَّ مَا فَتَنّ َا هُ فَاسْتَغْ فَرَ رَ بَّهُ وَخَ رَّ رَ اكِعا ً وَأَنَابَ
Fagh afarnā Lahu Dh ālika ۖ Wa 'Inn a Lahu `In danā Lazulfá Wa Ĥusna Ma'ā b in
038-025 Ve biz de onun bu.suçunu örttük ve şüphe yok ki onunkatımızda bir yakınlık derecesi ve dönüp geleceği güzel bir makamı vardı.
فَغَ فَرْنَا لَهُ ذَلِكَ ۖ وَإِنّ َ لَهُ عِنْ دَنَا لَزُلْفَى وَحُسْنَ مَآبٍ
Yā Dāwū du 'Inn ā Ja`alnā ka Kh alīfatan Fī A l-'Arđi Fāĥkum Bay na A n -Nā si Bil-Ĥaq q i Wa Lā Tattabi`i A l-Hawá Fayuđillaka `An Sabī li A ll ā hi ۚ 'Inn a A l-Ladh ī na Yađillū na `An Sabī li A ll ā hi Lahum `Adh ā bun Sh adī dun Bimā Nasū Yaw ma A l-Ĥisā bi
038-026 Ey Davudbiz seni yeryüzüne hakim ettikartık insanlar arasındaadaletle hükmet ve dileğine uyma ki seni Allah yolundan saptırır; Allah yolundan sapanlaraysa şiddetli bir azap var soru gününü unuttuklarından.
يَادَاوُو دُ إِنَّ ا جَعَلْنَا كَ خَ لِيفَة ً فِي ا لأَرْضِ فَاحْكُمْ بَيْ نَ ا ل نّ َا سِ بِا لْحَقِّ وَلاَ تَتَّبِعِ ا لْهَوَى فَيُضِ لَّكَ عَن ْ سَبِي لِ ا للَّ هِ إِنّ َ ۚ ا لَّذِي نَ يَضِ لُّو نَ عَن ْ سَبِي لِ ا للَّ هِ لَهُمْ عَذَا بٌ شَدِي دٌ بِمَا نَسُوا يَوْ مَ ا لْحِسَابِ
Wa Mā Kh alaq nā A s-Samā 'a Wa A l-'Arđa Wa Mā Baynahumā Bāţ ilāan ۚ Dh ālika Ž ann u A l-Ladh ī na Kafarū ۚ Faway lun Lilladh ī na Kafarū Mina A n -Nā r i
038-027 Ve bizgöğü ve yeryüzünü ve ikisinin arasındakileri boş yere yaratmadık; bukafir olanların zannı; artık vay haline kafirlerin ateşten.
وَمَا خَ لَقْ نَا ا ل سَّمَا ءَ وَا لأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا بَاطِ لا ً ۚ ذَلِكَ ظَ نّ ُ ا لَّذِي نَ كَفَرُوا ۚ فَوَيْ ل ٌ لِلَّذِي نَ كَفَرُوا مِنَ ا ل نَّ ار ِ
'Am Naj `alu A l-Ladh ī na 'Āmanū Wa `Amilū A ş -Ş āliĥā ti Kālmufsidī na Fī A l-'Arđi 'Am Naj `alu A l-Muttaq ī na Kālfujjā r i
038-028 İnananlarla iyi işlerde bulunanlarıyeryüzündeki bozguncular gibi mi tutacağızyahut çekinenleredoğruyoldan çıkanlara ettiğimiz muameleyi mi yapacağız?
أَمْ نَجْ عَلُ ا لَّذِي نَ آمَنُوا وَعَمِلُوا ا ل صَّ الِحَا تِ كَالْمُفْسِدِي نَ فِي ا لأَرْضِ أَمْ نَجْ عَلُ ا لْمُتَّقِ ي نَ كَالْفُجَّار ِ
Kitā bun 'An zalnā hu 'Ilay ka Mubāra kun Liyaddabbarū 'Āyātihi Wa Liyatadh akkara 'Ūlū A l-'Albā bi
038-029 Bir kitaptır bu ki onukutlu olarak sana indirdikayetlerini iyice bir düşünsünler aklı başında olanlar ve ondan öğüt alsınlar diye.
كِتَا بٌ أَن زَلْنَا هُ إِلَيْ كَ مُبَارَ ك ٌ لِيَدَّبَّرُو ا آيَاتِهِ وَلِيَتَذَكَّرَ أُ وْلُوا ا لأَلْبَابِ
Wa Wahab nā Lidāwū da Sulaymā na ۚ Ni`ma A l-`Ab du ۖ 'Inn ahu~ 'Awwā b un
038-030 Ve Davud'a.Süleyman'ı ihsan ettikne güzel bir kulduşüphe yok ki odaima Rabbine dönentövbe eden bir kuldu.
وَوَهَبْ نَا لِدَاوُو دَ سُلَيْمَا نَ ۚ نِعْمَ ا لْعَبْ دُ ۖ إِنَّ هُ~ُ أَوَّابٌ
'Idh `Ur iđa `Alay hi Bil-`Ash ī yi A ş -Ş āfinā tu A l-Jiyā du
038-031 Hani onaüç ayağının üstünde duran ve ön ayaklarından birini büküp tırnağını yere dayayan yürük atlar arzedilmişti öğleden sonra.
إِذْ عُر ِضَ عَلَيْ هِ بِا لْعَشِيِّ ا ل صَّ افِنَا تُ ا لْجِيَادُ
Faq ā la 'Inn ī 'Aĥbab tu Ĥubba A l-Kh ay r i `An Dh ikr i Ra bbī Ĥattá Tawāra t Bil-Ĥijā bi
038-032 Derken gerçekten de demiştibengüzel atlarıRabbimi anarak severim ve sonunda güneşperde altına girmişti de.
فَقَ ا لَ إِنِّ ي أَحْبَبْ تُ حُبَّ ا لْخَ يْ ر ِ عَن ْ ذِكْر ِ رَ بِّي حَتَّى تَوَارَ تْ بِا لْحِجَابِ
Ru ddūhā `Alay ya ۖ Faţ afiq a Masĥāan Bis-Sū q i Wa A l-'A`nā q i
038-033 Getirin onları bana demiştiatlar getirilince de onların ayaklarınıboyunlarını okşamıyayelerini taramaya koyulmuştu.
رُدُّوهَا عَلَيَّ ۖ فَطَ فِقَ مَسْحا ً بِا ل سُّو قِ وَا لأَعْنَاقِ
Wa Laq ad Fatann ā Sulaymā na Wa 'Alq aynā `Alá Kursīyihi Jasadāan Th umm a 'Anā ba
038-034 Ve andolsun ki biz Süleyman'ı sınamıştık ve tahtının üstüne bir ölü koymuştuksonra o da tövbe edip Rabbine dönmüştü.
وَلَقَ د ْ فَتَنَّ ا سُلَيْمَا نَ وَأَلْقَ يْنَا عَلَى كُرْسِيِّهِ جَسَدا ً ثُمّ َ أَنَابَ
Q ā la Ra bbi A gh fir Lī Wa Hab Lī Mulkāan Lā Yan bagh ī Li'ĥadin Min Ba`dī ۖ 'Inn aka 'An ta A l-Wahhā bu
038-035 Rabbim demiştibeni yarlıga ve bana öyle bir saltanat ver ki benden sonra hiçbir kimse nail olamasın o saltanataşüphe yok ki senin verginihsanınboldur.
قَ ا لَ رَ بِّ ا غْ فِر ْ لِي وَهَب ْ لِي مُلْكا ً لاَ يَنْ بَغِ ي لِأحَدٍ مِن ْ بَعْدِي ۖ إِنَّ كَ أَنْ تَ ا لْوَهَّابُ
Fasakh kh arnā Lahu A r-R ī ĥa Taj r ī Bi'am r ihi Ru kh ā 'an Ĥay th u 'Aş ā ba
038-036 Veona rüzgarı ram etmiştik de emriyle dilediği yere hafif hafif esip giderdi.
فَسَخَّ رْنَا لَهُ ا ل رِّي حَ تَجْ ر ِي بِأَمْر ِهِ رُخَ ا ءً حَيْ ثُ أَصَ ابَ
Wa A sh -Sh ayāţ ī na Kulla Bann ā 'in Wa Gh awwāş in
038-037 Ve Şeytanlardan bütün mimarları ve dalgıçları da ram etmiştik ona.
وَالشَّيَاطِ ي نَ كُلَّ بَنّ َا ءٍ وَغَ وَّاصٍ
Wa 'Ākh ar ī na Muq arra nī na Fī A l-'Aş fā di
038-038 Ve bir başka kısmı da bukağılarla bağlanmıştı.
وَآخَ ر ِي نَ مُقَ رَّ نِي نَ فِي ا لأَصْ فَادِ
Hādh ā `Aţ ā 'uunā Fām nun 'Aw 'Am sik Bigh ay r i Ĥisā b in
038-039 Bubizim vergimizdir demiştikistersen sayısız olarak sen de ihsan et; istersen elini yumverme.
هَذَا عَطَ ا ؤُنَا فَامْنُن ْ أَوْ أَمْسِكْ بِغَ يْ ر ِ حِسَابٍ
Wa 'Inn a Lahu `In danā Lazulfá Wa Ĥusna Ma'ā b in
038-040 Ve şüphe yok ki onunkatımızda bir yakınlık derecesi ve dönüp geleceği güzel bir makamı vardı.
وَإِنّ َ لَهُ عِنْ دَنَا لَزُلْفَى وَحُسْنَ مَآبٍ
Wa A dh kur `Ab danā 'Ayyū ba 'Idh Nādá Ra bbahu~ 'Ann ī Massanī A sh -Sh ayţ ā nu Binuş bin Wa `Adh ā b in
038-041 Ve an kulumuz Eyyub'u dahani Rabbine nida.edip de demişti ki: Gerçekten de Şeytan beni yordu ve azaba uğrattı.
وَاذْكُرْ عَبْ دَنَا أَيُّو بَ إِذْ نَادَى رَ بَّهُ~ ُ أَنِّ ي مَسَّنِي ا ل شَّيْطَ ا نُ بِنُصْ بٍ وَعَذَابٍ
A rkuđ Bir ij lika ۖ Hādh ā Mugh tasalun Bār idun Wa Sh ar ā b un
038-042 Vur yere ayağınıbu yıkanılacak ve içilecek serin su işte demiştik.
ا رْكُضْ بِر ِجْ لِكَ ۖ هَذَا مُغْ تَسَلٌ بَار ِدٌ وَشَرَ ابٌ
Wa Wahab nā Lahu~ 'Ahlahu Wa Mith lahum Ma`ahum Ra ĥmatan Minn ā Wa Dh ikrá Li'wlī A l-'Albā bi
038-043 Ve ona ailesini de ve onlarla beraber daha bir mislini debizden bir rahmet ve aklı başında.olanlara da bir öğüt ve ibret olmak üzere verdik.
وَوَهَبْ نَا لَهُ~ ُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَ حْمَة ً مِنَّ ا وَذِكْرَ ى لِأو ْلِي ا لأَلْبَابِ
Wa Kh udh Biyadika Đ igh th āan Fāđr ib Bihi Wa Lā Taĥnath ۗ 'Inn ā Wa Jad nā hu Ş ābir āan ۚ Ni`ma A l-`Ab du ۖ 'Inn ahu~ 'Awwā b un
038-044 Eline dedikbir demet sap al da onunla vur ve yeminini.bozma. Şüphe yok ki biz onusabırlı buldukne güzel bir kuldu ve şüphe yok ki odaima Rabbine dönentövbe eden bir kuldu.
وَخُ ذْ بِيَدِكَ ضِ غْ ثا ً فَاضْ ر ِب ْ بِهِ وَلاَ تَحْنَثْ ۗ إِنَّ ا وَجَد ْنَا هُ صَ ابِر ا ً ۚ نِعْمَ ا لْعَبْ دُ ۖ إِنَّ هُ~ُ أَوَّابٌ
Wa A dh kur `Ibādanā 'Ib rā hī ma Wa 'Isĥā q a Wa Ya`q ū ba 'Ūlī A l-'Aydī Wa A l-'Ab ş ā r i
038-045 Ve an kullarımız İbrahim'i ve İshak'ı ve Yakup'u kiibadette kuvvetliydi bunlardinde gözleri açıktı.
وَاذْكُرْ عِبَادَنَا إبْ رَ اهِي مَ وَإِسْحَا قَ وَيَعْقُ و بَ أُ وْلِي ا لأَيْدِي وَا لأَبْ صَ ار ِ
'Inn ā 'Akh laş nāhum Bikh āliş atin Dh ikrá A d-Dā r i
038-046 Biz onlarıdaima yurtları olan ahireti anma huyuyla yarattık da özleri temizihlas sahibi kullar ettik.
إِنَّ ا أَخْ لَصْ نَاهُمْ بِخَ الِصَ ةٍ ذِكْرَ ى ا ل دَّار ِ
Wa 'Inn ahum `In danā Lamina A l-Muş ţ afay na A l-'Akh yā r i
038-047 Ve şüphe yok ki onlarkatımızdaseçilmişhayırlı kişilerdendi elbet.
وَإِنَّ هُمْ عِنْ دَنَا لَمِنَ ا لْمُصْ طَ فَيْ نَ ا لأَخْ يَار ِ
Wa A dh kur 'Ismā`ī la Wa A l-Yasa`a Wa Dh ā A l-Kifli ۖ Wa Kullun Mina A l-'Akh yā r i
038-048 Ve an İsmail'iElYesa'ı ve ZülKifl'i ve hepsi de hayırlı kişilerdendi.
وَاذْكُرْ إِسْمَاعِي لَ وَا لْيَسَعَ وَذَا ا لْكِفْلِ ۖ وَكُلٌّ مِنَ ا لأَخْ يَار ِ
Hādh ā Dh ikru n ۚ Wa 'Inn a Lilmuttaq ī na Laĥusna Ma'ā b in
038-049 Ve bugüzel bir anılıştır ve şüphe yok ki çekinenlere elbette dönülüp varılacak pek güzel bir yer var.
هَذَا ذِكْرٌ ۚ وَإِنّ َ لِلْمُتَّقِ ي نَ لَحُسْنَ مَآبٍ
Jann ā ti `Ad nin Mufattaĥatan Lahumu A l-'Ab wā bu
038-050 Ebedi Adn cennetleri ki onlara açıktır kapıları.
جَنّ َا تِ عَد ْنٍ مُفَتَّحَة ً لَهُمُ ا لأَبْ وَابُ
Muttaki'ī na Fīhā Yad `ū na Fīhā Bifākihatin Kath īra tin Wa Sh ar ā b in
038-051 Oralarda yaslanıp oturacaklardiledikleri birçok yemişler ve içecek şeylerhemen sunulacak kendilerine.
مُتَّكِئِي نَ فِيهَا يَد ْعُو نَ فِيهَا بِفَاكِهَةٍ كَثِيرَ ةٍ وَشَرَ ابٍ
Wa `In dahum Q āş ir ā tu A ţ -Ţ arfi 'Atr ā b un
038-052 Ve yanlarında.eşlerinden gözlerini ayırmayan huriler olacak ki her biri de eşit ve aynı yaşta.
وَعِنْ دَهُمْ قَ اصِ رَ ا تُ ا ل طَّ رْفِ أَتْرَ ابٌ
Hādh ā Mā Tū`adū na Liyaw mi A l-Ĥisā bi
038-053 İşte busoru gününde size vaadedilen şey.
هَذَا مَا تُوعَدُو نَ لِيَوْ مِ ا لْحِسَابِ
'Inn a Hādh ā Lar izq unā Mā Lahu Min Nafā d in
038-054 Şüphe yok ki buelbette bizim.rızkımızhem de öylesine ki bitip tükenmesi yok.
إِنّ َ هَذَا لَر ِزْقُ نَا مَا لَهُ مِن ْ نَفَادٍ
Hādh ā ۚ Wa 'Inn a Lilţ ţ āgh ī na Lash arra Ma'ā b in
038-055 Şu da var: Ve şüphe yok ki azgınlara elbette dönülüp gidilecek en kötü bir yer mevcut.
هَذَا ۚ وَإِنّ َ لِلطَّ اغِ ي نَ لَشَرَّ مَآبٍ
Jahann ama Yaş lawnahā Fabi'sa A l-Mihā du
038-056 Cehennem. Oraya atılırlar ve orasıgerçektenyatılıp kalınacakne de kötü yerdir.
جَهَنَّ مَ يَصْ لَوْنَهَا فَبِئْسَ ا لْمِهَادُ
Hādh ā Falyadh ūq ū hu Ĥamī mun Wa Gh assā q un
038-057 İşte budur azapartık tatsınlar gayet sıcak ve gayet soğuk suları.
هَذَا فَلْيَذُوقُ و هُ حَمِي مٌ وَغَ سَّاقٌ
Wa 'Ākh aru Min Sh aklihi~ 'Azwā j un
038-058 Ve daha da buna eşit çeşitçeşit azaplar var.
وَآخَ رُ مِن ْ شَكْلِهِ~ ِ أَزْوَاجٌ
Hādh ā Faw jun Muq taĥimun Ma`akum ۖ Lā Marĥabāan Bihim ۚ 'Inn ahum Ş ālū A n -Nā r i
038-059 Bu topluluksize uyup sizinle beraber cehenneme girenler; rahat yüzü görmesinler; onlarmutlaka ateşe atılacaklar.
هَذَا فَوْ جٌ مُقْ تَحِمٌ مَعَكُمْ ۖ لاَ مَرْحَبا ً بِهِمْ ۚ إِنَّ هُمْ صَ الُوا ا ل نَّ ار ِ
Q ālū Bal 'An tum Lā Marĥabāan Bikum ۖ 'An tum Q addam tumū hu Lanā ۖ Fabi'sa A l-Q ar ā ru
038-060 Onlar da hayır diyeceklerasıl sizrahat yüzü görmeyin; siz getirdiniz başımıza bunugerçekten de karar edilecek ne kötü yer.
قَ الُوا بَلْ أَنْ تُمْ لاَ مَرْحَبا ً بِكُمْ ۖ أَنْ تُمْ قَ دَّمْتُمُو هُ لَنَا ۖ فَبِئْسَ ا لْقَ رَ ارُ
Q ālū Ra bbanā Man Q addama Lanā Hādh ā Fazid /hu `Adh ābāan Đ i`fāan Fī A n -Nā r i
038-061 Rabbimiz diyeceklerkim bizi buna uğrattıysa ateşteazabını bir kat daha arttır onun.
قَ الُوا رَ بَّنَا مَن ْ قَ دَّمَ لَنَا هَذَا فَزِد ْهُ عَذَابا ً ضِ عْفا ً فِي ا ل نَّ ار ِ
Wa Q ālū Mā Lanā Lā Nará R ijālāan Kunn ā Na`udduhum Mina A l-'Ash rā r
038-062 Ve ne oldu bize ki diyeceklerkötü saydığımız erleri göremiyoruz?
وَقَ الُوا مَا لَنَا لاَ نَرَ ى ر ِجَالا ً كُنَّ ا نَعُدُّهُمْ مِنَ ا لأَشْرَ ار
'Ā ttakh adh nāhum Sikh r īyāan 'Am Zāgh at `Anhumu A l-'Ab ş ā ru
038-063 Onları alaya alırdururdukyoksa gözümüzden mi kaçtılar?
أَا تَّخَ ذْنَاهُمْ سِخْ ر ِيّاً أَمْ زَاغَ تْ عَنْ هُمُ ا لأَبْ صَ ارُ
'Inn a Dh ālika Laĥaq q un Takh āş umu 'Ahli A n -Nā r i
038-064 Şüphe yok ki cehennem ehlininbirbirleriyle şu münakaşalarıgerçektir.
إِنّ َ ذَلِكَ لَحَقّ ٌ تَخَ اصُ مُ أَهْلِ ا ل نَّ ار ِ
Q ul 'Inn amā 'Anā Mun dh ir un ۖ Wa Mā Min 'Ilahin 'Illā A l-Lahu A l-Wāĥidu A l-Q ahhā ru
038-065 De ki: Benancak bir korkutucuyum ve yoktur tapacak bir ve her şeye üstün Allah'tan başka;
قُ لْ إِنَّ مَا أَنَا مُن ذِرٌ ۖ وَمَا مِن ْ إِلَهٍ إِلاَّ ا للَّ هُ ا لْوَاحِدُ ا لْقَ هَّارُ
Ra bbu A s-Samāwā ti Wa A l-'Arđi Wa Mā Baynahumā A l-`Azī zu A l-Gh affā ru
038-066 Rabbidir göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin o üstün olan ve suçlarıceza vermeden önce ve tamamıyla örten.
رَ بُّ ا ل سَّمَاوَا تِ وَا لأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ا لْعَزِي زُ ا لْغَ فَّارُ
Q ul Huwa Naba'un `Ažī mun
038-067 De ki: Bu Kur'anen büyük bir haberdir.
قُ لْ هُوَ نَبَأٌ عَظِ يمٌ
'An tum `Anhu Mu`r iđū na
038-068 Sizondan yüz çevirmedesiniz.
أَنْ تُمْ عَنْ هُ مُعْر ِضُ ونَ
Mā Kā na Liya Min `Ilmin Bil-Mala'i A l-'A`lá 'Idh Yakh taş imū na
038-069 En yüce melekler topluluğumünakaşa ederlerken benim hiçbir bilgim yoktu.
مَا كَا نَ لِيَ مِن ْ عِلْم ٍ بِا لْمَلَإِ ا لأَعْلَى إِذْ يَخْ تَصِ مُونَ
'In Yūĥá 'Ilay ya 'Illā 'Ann amā 'Anā Nadh ī r un Mubī nun
038-070 Bana vahyedilmede ve benancak apaçık bir korkutucuyum.
إِن ْ يُوحَى إِلَيَّ إِلاَّ أَنَّ مَا أَنَا نَذِي رٌ مُبِينٌ
'Idh Q ā la Ra bbuka Lilmalā 'ikati 'Inn ī Kh āliq un Bash arā an Min Ţ ī nin
038-071 Hani Rabbinmeleklereben balçıktan bir insan yaratacağım demişti de.
إِذْ قَ ا لَ رَ بُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّ ي خَ الِق ٌ بَشَرا ً مِن ْ طِ ينٍ
Fa'idh ā Sawwaytuhu Wa Nafakh tu Fī hi Min Rūĥī Faq a`ū Lahu Sājidī na
038-072 Onu tamamlayınca ve onaruhumdan üfürünce karşısında yerlere kapanıp secde etmişlerdi.
فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْ تُ فِي هِ مِن ْ رُوحِي فَقَ عُوا لَهُ سَاجِدِينَ
Fasajada A l-Malā 'ikatu Kulluhum 'Aj ma`ū na
038-073 Meleklerin hepsi birden secde etmişti.
فَسَجَدَ ا لْمَلاَئِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْ مَعُونَ
'Illā 'Ib lī sa A stakbara Wa Kā na Mina A l-Kāfir ī na
038-074 Ancak İblis secde etmemiştiululanmıştı ve okafirlerden olmuştu.
إِلاَّ إِبْ لِي سَ ا سْتَكْبَرَ وَكَا نَ مِنَ ا لْكَافِر ِينَ
Q ā la Yā 'Ib lī su Mā Mana`aka 'An Tasjuda Limā Kh alaq tu Biyaday ya ۖ 'Āstakbarta 'Am Kun ta Mina A l-`Ālī na
038-075 Ey İblis demiştikudret ellerimle yarattığımane mani oldu da secde etmedin? Ululuk mu satmadasınyoksa yücelerden misin sen?
قَ ا لَ يَاإِبْ لِي سُ مَا مَنَعَكَ أَن ْ تَسْجُدَ لِمَا خَ لَقْ تُ بِيَدَيَّ أَ اسْتَكْبَرْتَ ۖ أَمْ كُن تَ مِنَ ا لْعَالِينَ
Q ā la 'Anā Kh ay ru n Minhu ۖ Kh alaq tanī Min Nā r in Wa Kh alaq tahu Min Ţ ī nin
038-076 Oben demiştiondan hayırlıyımateşten yarattın beni ve onuysa balçıktan halkettin.
قَ ا لَ أَنَا خَ يْ رٌ مِنْ هُ ۖ خَ لَقْ تَنِي مِن ْ نَا رٍ وَخَ لَقْ تَهُ مِن ْ طِ ينٍ
Q ā la Fākh ru j Minhā Fa'inn aka Ra jī mun
038-077 Çık git buradan hemen demiştigerçekten de taşlanmışsın sen.
قَ ا لَ فَاخْ رُج ْ مِنْ هَا فَإِنَّ كَ رَ جِيمٌ
Wa 'Inn a `Alay ka La`natī 'Ilá Yaw mi A d-Dī ni
038-078 Ve şüphe yok ki ceza gününedek benden lanet sana.
وَإِنّ َ عَلَيْ كَ لَعْنَتِي إِلَى يَوْ مِ ا ل دِّينِ
Q ā la Ra bbi Fa'an žir nī 'Ilá Yaw mi Yub `ath ū na
038-079 Rabbim demiştiölüleri dirilteceğin günedek öldürme beni.
قَ ا لَ رَ بِّ فَأَن ظِ ر ْنِي إِلَى يَوْ مِ يُبْ عَثُونَ
Q ā la Fa'inn aka Mina A l-Mun žar ī na
038-080 Gerçekten de demiştisenölmeyenlere katıl.
قَ ا لَ فَإِنَّ كَ مِنَ ا لْمُن ظَ ر ِينَ
'Ilá Yaw mi A l-Waq ti A l-Ma`lū mi
038-081 Bilinen vaktin gününe dek.
إِلَى يَوْ مِ ا لْوَقْ تِ ا لْمَعْلُومِ
Q ā la Fabi`izzatika La'ugh wiyann ahum 'Aj ma`ī na
038-082 Gerçek demiştiyüceliğineandolsun ki onların hepsini azdıracağım.
قَ ا لَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْ وِيَنَّ هُمْ أَجْ مَعِينَ
'Illā `Ibādaka Minhumu A l-Mukh laş ī na
038-083 Ancak içlerindenihlasa eren kulların müstesna.
إِلاَّ عِبَادَكَ مِنْ هُمُ ا لْمُخْ لَصِ ينَ
Q ā la Fālĥaq q u Wa A l-Ĥaq q a 'Aq ū lu
038-084 Bu gerçek demişti ve ben de gerçek olarak söylüyorum ki.
قَ ا لَ فَالْحَقُّ وَا لْحَقَّ أَقُ ولُ
La'am la'ann a Jahann ama Min ka Wa Mimm an Tabi`aka Minhum 'Aj ma`ī na
038-085 Andolsundolduracağım cehennemi seninle ve sana uyanların hepsiyle.
لَأَمْلَأَنّ َ جَهَنَّ مَ مِنْ كَ وَمِمَّ ن ْ تَبِعَكَ مِنْ هُمْ أَجْ مَعِينَ
Q ul Mā 'As'alukum `Alay hi Min 'Aj r in Wa Mā 'Anā Mina A l-Mutakallifī na
038-086 De ki: Bentebliğime karşılıksizden bir ücret istemiyorum ve benkendiliğimden bir şey de istememekteyim.
قُ لْ مَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْ هِ مِن ْ أَجْ رٍ وَمَا أَنَا مِنَ ا لْمُتَكَلِّفِينَ
'In Huwa 'Illā Dh ikru n Lil`ālamī na
038-087 Oancak alemlere bir öğüt.
إِن ْ هُوَ إِلاَّ ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ
Wa Lata`lamunn a Naba'ahu Ba`da Ĥī nin
038-088 Onun doğruluğunubir müddet sonra mutlaka bilip anlayacaksınız.
وَلَتَعْلَمُنّ َ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ
Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ