Roman Script | Reciting key words | Previous Sūrah | Quraan Index | Home |
37) Sūrat Aş-Şāffāt |
Printed format | 37) سُورَة الصَّافَّات |
Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter | Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ | |
Wa Aş-Şāffāti Şaffāan | 037001,2,3,4.Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri(Allahın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilahınız gerçekten birtek ilahtır.1 |
وَالصَّافَّاتِ صَفّاً |
Fālzzājirāti Zajrāan | 037002. |
فَالزَّاجِرَاتِ زَجْراً |
Fālttāliyāti Dhikrāan | 037003. |
فَالتَّالِيَاتِ ذِكْراً |
'Inna 'Ilahakum Lawāĥidun | 037004. |
إِنَّ إِلَهَكُمْ لَوَاحِدٌ |
Rabbu As-Samāwāti Wa Al-'Arđi Wa Mā Baynahumā Wa Rabbu Al-Mashāriqi | 037005.O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da(Batıların da) Rabbidir.2 |
رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ الْمَشَارِقِ |
'Innā Zayyannā As-Samā'a Ad-Dunyā Bizīnatin Al-Kawākib | 037006.Biz en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık. |
إِنَّا زَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِزِينَةٍ الْكَوَاكِب |
Wa Ĥifžāan Min Kulli Shayţānin Māridin | 037007.Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. |
وَحِفْظا ً مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍ |
Lā Yassamma`ūna 'Ilá Al-Mala'i Al-'A`lá Wa Yuqdhafūna Min Kulli Jānibin | 037008,9.Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu)dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar içinsürekli bir azap da vardır. |
لاَ يَسَّمَّعُونَ إِلَى الْمَلَإِ الأَعْلَى وَيُقْذَفُونَ مِنْ كُلِّ جَانِبٍ |
Duĥūrāan ۖ Wa Lahum `Adhābun Wa Aşibun | 037009. |
دُحُورا ً ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌ |
'Illā Man Khaţifa Al-Khaţfata Fa'atba`ahu Shihābun Thāqibunā | 037010.Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (veyok eder). |
إِلاَّ مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِباٌ |
Fāstaftihim 'Ahum 'Ashaddu Khalqāan 'Am Man Khalaqnā ۚ 'Innā Khalaqnāhum Min Ţīnin Lāzibin | 037011.(Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: Kendilerini yaratmak mı daha zor,yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı?Şüphesiz biz onlarıyapışkan bir çamurdan yarattık. |
فَاسْتَفْتِهِمْ أَهُمْ أَشَدُّ خَلْقاً أَمْ مَنْ خَلَقْنَا ۚ إِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِنْ طِينٍ لاَزِبٍ |
Bal `Ajibta Wa Yaskharūna | 037012.Hayır, sen (onların haline) şaştın onlar ise alay ediyorlar. |
بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَ |
Wa 'Idhā Dhukkirū Lā Yadhkurūna | 037013.Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar. |
وَإِذَا ذُكِّرُوا لاَ يَذْكُرُونَ |
Wa 'Idhā Ra'aw 'Āyatan Yastaskhirūna | 037014.Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar. |
وَإِذَا رَأَوْا آيَة ً يَسْتَسْخِرُونَ |
Wa Qālū 'In Hādhā 'Illā Siĥrun Mubīnun | 037015.(Dediler ki:) Bu bir büyüden başka bir şey değildir. |
وَقَالُوا إِنْ هَذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُبِينٌ |
'A'idhā Mitnā Wa Kunnā Turābāan Wa `Ižāmāan 'A'innā Lamab`ūthūna | 037016.Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonramı, biz mi tekrar diriltileceğiz? |
أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابا ً وَعِظَاماً أَئِنَّا لَمَبْعُوثُونَ |
'Awa'ābā'uunā Al-'Awwalūna | 037017.Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı? |
أَوَآبَاؤُنَا الأَوَّلُونَ |
Qul Na`am Wa 'Antum Dākhirūna | 037018.De ki: Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak(diriltileceksiniz). |
قُلْ نَعَمْ وَأَنْتُمْ دَاخِرُونَ |
Fa'innamā Hiya Zajratun Wāĥidatun Fa'idhā Hum Yanžurūna | 037019.O ancak şiddetli bir sesten ibarettir.Bir de bakarsın ki onlar(diriltilmiş hazır) beklemektedirler. |
فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ فَإِذَا هُمْ يَنظُرُونَ |
Wa Qālū Yā Waylanā Hādhā Yawmu Ad-Dīni | 037020.Şöyle diyecekler: Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür. |
وَقَالُوا يَاوَيْلَنَا هَذَا يَوْمُ الدِّينِ |
Hādhā Yawmu Al-Faşli Al-Ladhī Kuntum Bihi Tukadhdhibūna | 037021.Onlara, İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdürdenilir. |
هَذَا يَوْمُ الْفَصْلِ الَّذِي كُنتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ |
Aĥshurū Al-Ladhīna Žalamū Wa 'Azwājahum Wa Mā Kānū Ya`budūna | 037022,23,24.Allah meleklere şöyle emreder: Zulmedenleri, eşlerini ve Allahıbırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyunve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir. |
احْشُرُوا الَّذِينَ ظَلَمُوا وَأَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَ |
Min Dūni Allāhi Fāhdūhum 'Ilá Şirāţi Al-Jaĥīmi | 037023. |
مِنْ دُونِ اللَّهِ فَاهْدُوهُمْ إِلَى صِرَاطِ الْجَحِيمِ |
Wa Qifūhum ۖ 'Innahum Mas'ūlūna | 037024. |
وَقِفُوهُمْ ۖ إِنَّهُمْ مَسْئُولُونَ |
Mā Lakum Lā Tanāşarūna | 037025.Onlara, Ne diye yardımlaşmıyorsunuz? denir. |
مَا لَكُمْ لاَ تَنَاصَرُونَ |
Bal Humu Al-Yawma Mustaslimūna | 037026.Hayır, onlar bugün teslim olmuş kimselerdir. |
بَلْ هُمُ الْيَوْمَ مُسْتَسْلِمُونَ |
Wa 'Aqbala Ba`đuhum `Alá Ba`đin Yatasā'alūna | 037027.Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler). |
وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ |
Qālū 'Innakum Kuntum Ta'tūnanā `Ani Al-Yamīni | 037028.Şöyle derler: Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yanagörünürdünüz. |
قَالُوا إِنَّكُمْ كُنتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ |
Qālū Bal Lam Takūnū Mu'uminīna | 037029.Diğerleri de onlara şöyle derler: Hayır, siz zaten mümin kimselerdeğildiniz. |
قَالُوا بَلْ لَمْ تَكُونُوا مُؤْمِنِينَ |
Wa Mā Kāna Lanā `Alaykum Min Sulţānin ۖ Bal Kuntum Qawmāan Ţāghīna | 037030.Bizim, sizin üzerinizde hiçbir hakimiyetimiz yoktu. Hatta siz azgınbir kavimdiniz. |
وَمَا كَانَ لَنَا عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَان ٍ ۖ بَلْ كُنتُمْ قَوْما ً طَاغِينَ |
Faĥaqqa `Alaynā Qawlu Rabbinā ۖ 'Innā Ladhā'iqūna | 037031.Artık Rabbimizin sözü (azap) bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onumutlaka tadacağız. |
فَحَقَّ عَلَيْنَا قَوْلُ رَبِّنَا ۖ إِنَّا لَذَائِقُونَ |
Fa'aghwaynākum 'Innā Kunnā Ghāwīna | 037032.Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik. |
فَأَغْوَيْنَاكُمْ إِنَّا كُنَّا غَاوِينَ |
Fa'innahum Yawma'idhin Fī Al-`Adhābi Mushtarikūna | 037033.Artık onlar o gün azapta ortaktırlar |
فَإِنَّهُمْ يَوْمَئِذٍ فِي الْعَذَابِ مُشْتَرِكُونَ |
'Innā Kadhālika Naf`alu Bil-Mujrimīna | 037034.İşte biz suçlulara böyle yaparız. |
إِنَّا كَذَلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ |
'Innahum Kānū 'Idhā Qīla Lahum Lā 'Ilāha 'Illā Al-Lahu Yastakbirūna | 037035.Çünkü onlar, kendilerine, Allahtan başka hiçbir ilah yokturdenildiği zaman inanmayıp büyüklük taslıyorlardı. |
إِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا قِيلَ لَهُمْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ يَسْتَكْبِرُونَ |
Wa Yaqūlūna 'A'innā Latārikū 'Ālihatinā Lishā`irin Majnūnin | 037036.Biz, deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz? diyorlardı. |
وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوا آلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَجْنُونٍ |
Bal Jā'a Bil-Ĥaqqi Wa Şaddaqa Al-Mursalīna | 037037.Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de tasdiketmiştir. |
بَلْ جَاءَ بِالْحَقِّ وَصَدَّقَ الْمُرْسَلِينَ |
'Innakum Ladhā'iqū Al-`Adhābi Al-'Alīmi | 037038.Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız. |
إِنَّكُمْ لَذَائِقُو الْعَذَابِ الأَلِيمِ |
Wa Mā Tujzawna 'Illā Mā Kuntum Ta`malūna | 037039.Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız. |
وَمَا تُجْزَوْنَ إِلاَّ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ |
'Illā `Ibāda Allāhi Al-Mukhlaşīna | 037040.Ancak Allahın halis kulları başka. |
إِلاَّ عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
'Ūlā'ika Lahum Rizqun Ma`lūmun | 037041,42.İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram görenkimselerdir. |
أُوْلَائِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَعْلُومٌ |
Fawākihu ۖ Wa Hum Mukramūna | 037042. |
فَوَاكِهُ ۖ وَهُمْ مُكْرَمُونَ |
Fī Jannāti An-Na`īmi | 037043.Onlar Naim cennetlerindedirler. |
فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ |
`Alá Sururin Mutaqābilīna | 037044.Koltuklar üzerinde karşılıklı olarak otururlar. |
عَلَى سُرُرٍ مُتَقَابِلِينَ |
Yuţāfu `Alayhim Bika'sin Min Ma`īnin | 037045,46.Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlerelezzet veren kadehler dolaştırılır. |
يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِكَأْسٍ مِنْ مَعِينٍ |
Bayđā'a Ladhdhatin Lilshshāribīna | 037046. |
بَيْضَاءَ لَذَّةٍ لِلشَّارِبِينَ |
Lā Fīhā Ghawlun Wa Lā Hum `Anhā Yunzafūna | 037047.Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş daolmazlar. |
لاَ فِيهَا غَوْلٌ وَلاَ هُمْ عَنْهَا يُنزَفُونَ |
Wa `Indahum Qāşirātu Aţ-Ţarfi `Īnun | 037048.Yanlarında bakışlarını yalnızca kendilerine çevirmiş iri gözlü eşlervardır. |
وَعِنْدَهُمْ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ عِينٌ |
Ka'annahunna Bayđun Maknūnun | 037049.Sanki onlar (beyazlıklarıyla), saklanmış (gün yüzü görmemiş)yumurtalardır. |
كَأَنَّهُنَّ بَيْضٌ مَكْنُونٌ |
Fa'aqbala Ba`đuhum `Alá Ba`đin Yatasā'alūna | 037050.Derken birbirlerine yönelip sorarlar. |
فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ |
Qāla Qā'ilun Minhum 'Innī Kāna Lī Qarīnun | 037051.İçlerinden biri der ki: Benim bir arkadaşım vardı. |
قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ إِنِّي كَانَ لِي قَرِينٌ |
Yaqūlu 'A'innaka Lamina Al-Muşaddiqīna | 037052.Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin? derdi. |
يَقُولُ أَئِنَّكَ لَمِنَ الْمُصَدِّقِينَ |
'A'idhā Mitnā Wa Kunnā Turābāan Wa `Ižāmāan 'A'innā Lamadīnūna | 037053.Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonramı, biz mi hesaba çekileceğiz? |
أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابا ً وَعِظَاماً أَئِنَّا لَمَدِينُونَ |
Qāla Hal 'Antum Muţţali`ūna | 037054.Konuşan o kimse yanındakilere, Bakar mısınız, hali ne oldu? der. |
قَالَ هَلْ أَنْتُمْ مُطَّلِعُونَ |
Fāţţala`a Fara'āhu Fī Sawā'i Al-Jaĥīmi | 037055.Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür. |
فَاطَّلَعَ فَرَآهُ فِي سَوَاءِ الْجَحِيمِ |
Qāla Ta-Allāhi 'In Kidta Laturdīni | 037056.Ona şöyle der: Allaha andolsun, neredeyse beni de helak edecektin. |
قَالَ تَاللَّهِ إِنْ كِدْتَ لَتُرْدِينِ |
Wa Lawlā Ni`matu Rabbī Lakuntu Mina Al-Muĥđarīna | 037057.Rabbimin nimeti olmasaydı, mutlaka ben de cehenneme konulanlardanolmuştum. |
وَلَوْلاَ نِعْمَةُ رَبِّي لَكُنتُ مِنَ الْمُحْضَرِينَ |
'Afamā Naĥnu Bimayyitīna | 037058,59.Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz?Bize azapedilmeyecek miymiş? |
أَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّتِينَ |
'Illā Mawtatanā Al-'Ūlá Wa Mā Naĥnu Bimu`adhdhabīna | 037059. |
إِلاَّ مَوْتَتَنَا الأُولَى وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ |
'Inna Hādhā Lahuwa Al-Fawzu Al-`Ažīmu | 037060.Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır. |
إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ |
Limithli Hādhā Falya`mali Al-`Āmilūna | 037061.Çalışanlar böylesi için çalışsınlar! |
لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ |
'Adhalika Khayrun Nuzulāan 'Am Shajaratu Az-Zaqqūmi | 037062.Ziyafet olarak bu mu daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? |
أَذَلِكَ خَيْرٌ نُزُلاً أَمْ شَجَرَةُ الزَّقُّومِ |
'Innā Ja`alnāhā Fitnatan Lilžžālimīna | 037063.Şüphesiz biz onu zalimler için bir imtihan aracı kıldık.6 |
إِنَّا جَعَلْنَاهَا فِتْنَة ً لِلظَّالِمِينَ |
'Innahā Shajaratun Takhruju Fī 'Aşli Al-Jaĥīmi | 037064.O, cehennemin dibinde biten bir ağaçtır. |
إِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ فِي أَصْلِ الْجَحِيمِ |
Ţal`uhā Ka'annahu Ru'ūsu Ash-Shayāţīni | 037065.Onun meyveleri sanki şeytanların kafalarıdır.7 |
طَلْعُهَا كَأَنَّهُ رُءُوسُ الشَّيَاطِينِ |
Fa'innahum La'ākilūna Minhā Famāli'ūna Minhā Al-Buţūna | 037066.Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır. |
فَإِنَّهُمْ لَآكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِئُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ |
Thumma 'Inna Lahum `Alayhā Lashawbāan Min Ĥamīmin | 037067.Sonra onlar için bunun üstüne kaynar sudan karışık bir içecek vardır. |
ثُمَّ إِنَّ لَهُمْ عَلَيْهَا لَشَوْبا ً مِنْ حَمِيمٍ |
Thumma 'Inna Marji`ahum La'ilá Al-Jaĥīmi | 037068.Sonra onların dönüşleri mutlaka cehennemedir. |
ثُمَّ إِنَّ مَرْجِعَهُمْ لَإِلَى الْجَحِيمِ |
'Innahum 'Alfaw 'Ābā'ahum Đāllīna | 037069.Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular. |
إِنَّهُمْ أَلْفَوْا آبَاءَهُمْ ضَالِّينَ |
Fahum `Alá 'Āthārihim Yuhra`ūna | 037070.Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler. |
فَهُمْ عَلَى آثَارِهِمْ يُهْرَعُونَ |
Wa Laqad Đalla Qablahum 'Aktharu Al-'Awwalīna | 037071.Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı. |
وَلَقَدْ ضَلَّ قَبْلَهُمْ أَكْثَرُ الأَوَّلِينَ |
Wa Laqad 'Arsalnā Fīhim Mundhirīna | 037072.Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik. |
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا فِيهِمْ مُنذِرِينَ |
Fānžur Kayfa Kāna `Āqibatu Al-Mundharīna | 037073.Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu! |
فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنذَرِينَ |
'Illā `Ibāda Allāhi Al-Mukhlaşīna | 037074.Ancak Allahın ihlâslı kulları başka. |
إِلاَّ عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
Wa Laqad Nādānā Nūĥun Falani`ma Al-Mujībūna | 037075.Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz! |
وَلَقَدْ نَادَانَا نُوحٌ فَلَنِعْمَ الْمُجِيبُونَ |
Wa Najjaynāhu Wa 'Ahlahu Mina Al-Karbi Al-`Ažīmi | 037076.Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık. |
وَنَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ |
Wa Ja`alnā Dhurrīyatahu Humu Al-Bāqīna | 037077.Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık. |
وَجَعَلْنَا ذُرِّيَّتَهُ هُمُ الْبَاقِينَ |
Wa Taraknā `Alayhi Fī Al-'Ākhirīna | 037078.Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. |
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الآخِرِينَ |
Salāmun `Alá Nūĥin Fī Al-`Ālamīna | 037079.Âlemler içinde Nûha selam olsun! |
سَلاَمٌ عَلَى نُوحٍ فِي الْعَالَمِينَ |
'Innā Kadhālika Najzī Al-Muĥsinīna | 037080.İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. |
إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ |
'Innahu Min `Ibādinā Al-Mu'uminīna | 037081.Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı. |
إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ |
Thumma 'Aghraqnā Al-'Ākharīna | 037082.Sonra biz, diğerlerini suda boğduk. |
ثُمَّ أَغْرَقْنَا الآخَرِينَ |
Wa 'Inna Min Shī`atihi La'ibrāhīma | 037083.Şüphesiz İbrahim de onun taraftarlarından idi. |
وَإِنَّ مِنْ شِيعَتِهِ لَإِبْرَاهِيمَ |
'Idh Jā'a Rabbahu Biqalbin Salīmin | 037084.Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti |
إِذْ جَاءَ رَبَّهُ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ |
'Idh Qāla Li'abīhi Wa Qawmihi Mādhā Ta`budūna | 037085.Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: Siz neye tapıyorsunuz? |
إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ مَاذَا تَعْبُدُونَ |
'A'ifkāan 'Ālihatan Dūna Allāhi Turīdūna | 037086.Allahı bırakıp da bir takım uydurma ilahlar mı istiyorsunuz? |
أَئِفْكا ً آلِهَة ً دُونَ اللَّهِ تُرِيدُونَ |
Famā Žannukum Birabbi Al-`Ālamīna | 037087.O halde Âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir? |
فَمَا ظَنُّكُمْ بِرَبِّ الْعَالَمِينَ |
Fanažara Nažratan Fī An-Nujūmi | 037088,89.İbrahim yıldızlara baktı ve Ben hastayım dedi. |
فَنَظَرَ نَظْرَة ً فِي النُّجُومِ |
Faqāla 'Innī Saqīmun | 037089. |
فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٌ |
Fatawallaw `Anhu Mudbirīna | 037090.Bunun üzerine arkalarını dönüp ondan uzaklaştılar.8 |
فَتَوَلَّوْا عَنْهُ مُدْبِرِينَ |
Farāgha 'Ilá 'Ālihatihim Faqāla 'Alā Ta'kulūna | 037091.İbrahim onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi: Yemezmisiniz? |
فَرَاغَ إِلَى آلِهَتِهِمْ فَقَالَ أَلاَ تَأْكُلُونَ |
Mā Lakum Lā Tanţiqūna | 037092.Ne diye konuşmuyorsunuz? |
مَا لَكُمْ لاَ تَنطِقُونَ |
Farāgha `Alayhim Đarbāan Bil-Yamīni | 037093.Derken üzerlerine yürüyüp onlara güçlü bir darbe indirdi. |
فَرَاغَ عَلَيْهِمْ ضَرْبا ً بِالْيَمِينِ |
Fa'aqbalū 'Ilayhi Yaziffūna | 037094.Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi. |
فَأَقْبَلُوا إِلَيْهِ يَزِفُّونَ |
Qāla 'Ata`budūna Mā Tanĥitūna | 037095.İbrahim şöyle dedi: Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz? |
قَالَ أَتَعْبُدُونَ مَا تَنْحِتُونَ |
Wa Allāhu Khalaqakum Wa Mā Ta`malūna | 037096.Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır. |
وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ وَمَا تَعْمَلُونَ |
Qālū Abnū Lahu Bunyānāan Fa'alqūhu Fī Al-Jaĥīmi | 037097.Kavmi, Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşeatın dedi. |
قَالُوا ابْنُوا لَهُ بُنْيَانا ً فَأَلْقُوهُ فِي الْجَحِيمِ |
Fa'arādū Bihi Kaydāan Faja`alnāhumu Al-'Asfalīna | 037098.Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de onları en alçak kimselerkıldık. |
فَأَرَادُوا بِهِ كَيْدا ً فَجَعَلْنَاهُمُ الأَسْفَلِينَ |
Wa Qāla 'Innī Dhāhibun 'Ilá Rabbī Sayahdīni | 037099.İbrahim şöyle dedi: Ben Rabbime (onun emrettiği yere) gideceğim. Obana yol gösterecektir. |
وَقَالَ إِنِّي ذَاهِبٌ إِلَى رَبِّي سَيَهْدِينِ |
Rabbi Hab Lī Mina Aş-Şāliĥīna | 037100.Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla. |
رَبِّ هَبْ لِي مِنَ الصَّالِحِينَ |
Fabashsharnāhu Bighulāmin Ĥalīmin | 037101.Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik. |
فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلاَمٍ حَلِيمٍ |
Falammā Balagha Ma`ahu As-Sa`ya Qāla Yā Bunayya 'Innī 'Ará Fī Al-Manāmi 'Annī 'Adhbaĥuka Fānžur Mādhā Tará ۚ Qāla Yā 'Abati Af`al Mā Tu'umaru ۖ Satajidunī 'In Shā'a Allāhu Mina Aş-Şābirīna | 037102.Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona,Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?dedi. O da, Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah benisabredenlerden bulacaksın dedi. |
فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَابُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ ۚ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي ۖ إِنْ شَاءَ اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ |
Falammā 'Aslamā Wa Tallahu Liljabīni | 037103,104.Nihayet her ikisi de (Allahın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamakiçin) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: Ey İbrahim! |
فَلَمَّا أَسْلَمَا وَتَلَّهُ لِلْجَبِينِ |
Wa Nādaynāhu 'An Yā 'Ibrāhīmu | 037104. |
وَنَادَيْنَاهُ أَنْ يَا إِبْرَاهِيمُ |
Qad Şaddaqta Ar-Ru'uyā ۚ 'Innā Kadhālika Najzī Al-Muĥsinīna | 037105.Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilikyapanları böyle mükafatlandırırız. |
قَد صَدَّقْتَ الرُّؤْيَا ۚ إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ |
'Inna Hādhā Lahuwa Al-Balā'u Al-Mubīnu | 037106.Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır. |
إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْبَلاَءُ الْمُبِينُ |
Wa Fadaynāhu Bidhibĥin `Ažīmin | 037107.Biz, (İbrahime) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmaili) kurtardık. |
وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظِيمٍ |
Wa Taraknā `Alayhi Fī Al-'Ākhirīna | 037108.Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. |
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الآخِرِينَ |
Salāmun `Alá 'Ibrāhīma | 037109.İbrahime selam olsun. |
سَلاَمٌ عَلَى إِبْرَاهِيمَ |
Kadhālika Najzī Al-Muĥsinīna | 037110.İyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız. |
كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ |
'Innahu Min `Ibādinā Al-Mu'uminīna | 037111.Çünkü o mümin kullarımızdandı. |
إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ |
Wa Bashsharnāhu Bi'isĥāqa Nabīyāan Mina Aş-Şāliĥīna | 037112.Biz onu salihlerden bir peygamber olarak İshak ile de müjdeledik. |
وَبَشَّرْنَاهُ بِإِسْحَاقَ نَبِيّا ً مِنَ الصَّالِحِينَ |
Wa Bāraknā `Alayhi Wa `Alá 'Isĥāqa ۚ Wa Min Dhurrīyatihimā Muĥsinun Wa Žālimun Linafsihi Mubīnun | 037113.Onu da İshakı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilikyapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de. |
وَبَارَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلَى إِسْحَاقَ ۚ وَمِنْ ذُرِّيَّتِهِمَا مُحْسِنٌ وَظَالِم ٌ لِنَفْسِهِ مُبِينٌ |
Wa Laqad Manannā `Alá Mūsá Wa Hārūna | 037114.Andolsun, biz Mûsâya ve Hârûna da lütufta bulunduk. |
وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَى مُوسَى وَهَارُونَ |
Wa Najjaynāhumā Wa Qawmahumā Mina Al-Karbi Al-`Ažīmi | 037115.Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. |
وَنَجَّيْنَاهُمَا وَقَوْمَهُمَا مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ |
Wa Naşarnāhum Fakānū Humu Al-Ghālibīna | 037116.Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular. |
وَنَصَرْنَاهُمْ فَكَانُوا هُمُ الْغَالِبِينَ |
Wa 'Ātaynāhumā Al-Kitāba Al-Mustabīna | 037117.Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitabı (Tevratı) verdik. |
وَآتَيْنَاهُمَا الْكِتَابَ الْمُسْتَبِينَ |
Wa Hadaynāhumā Aş-Şirāţa Al-Mustaqīma | 037118.Onları doğru yola ilettik. |
وَهَدَيْنَاهُمَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ |
Wa Taraknā `Alayhimā Fī Al-'Ākhirīna | 037119.Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık. |
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِمَا فِي الآخِرِينَ |
Salāmun `Alá Mūsá Wa Hārūna | 037120.Mûsâya ve Hârûna selam olsun. |
سَلاَمٌ عَلَى مُوسَى وَهَارُونَ |
'Innā Kadhālika Najzī Al-Muĥsinīna | 037121.Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. |
إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ |
'Innahumā Min `Ibādinā Al-Mu'uminīna | 037122.Çünkü onlar mümin kullarımızdan idiler. |
إِنَّهُمَا مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ |
Wa 'Inna 'Ilyāsa Lamina Al-Mursalīna | 037123.Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi. |
وَإِنَّ إِلْيَاسَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ |
'Idh Qāla Liqawmihi~ 'Alā Tattaqūna | 037124.Hani kavmine şöyle demişti: Allaha karşı gelmekten sakınmazmısınız? |
إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ~ِ أَلاَ تَتَّقُونَ |
'Atad`ūna Ba`lāan Wa Tadharūna 'Aĥsana Al-Khāliqīna | 037125,126.Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbiolan Allahı bırakarak Bale mi tapıyorsunuz?9 |
أَتَدْعُونَ بَعْلا ً وَتَذَرُونَ أَحْسَنَ الْخَالِقِينَ |
Al-Laha Rabbakum Wa Rabba 'Ābā'ikumu Al-'Awwalīna | 037126. |
اللَّهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ آبَائِكُمُ الأَوَّلِينَ |
Fakadhdhabūhu Fa'innahum Lamuĥđarūna | 037127.Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir. |
فَكَذَّبُوهُ فَإِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ |
'Illā `Ibāda Allāhi Al-Mukhlaşīna | 037128.Ancak Allahın ihlâslı kulları başka. |
إِلاَّ عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
Wa Taraknā `Alayhi Fī Al-'Ākhirīna | 037129.Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık. |
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الآخِرِينَ |
Salāmun `Alá 'Il Yā -Sīn | 037130.İlyasa selam olsun |
سَلاَمٌ عَلَى إِلْ يَا-سِين |
'Innā Kadhālika Najzī Al-Muĥsinīna | 037131.Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız |
إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ |
'Innahu Min `Ibādinā Al-Mu'uminīna | 037132.Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı. |
إِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ |
Wa 'Inna Lūţāan Lamina Al-Mursalīna | 037133.Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi. |
وَإِنَّ لُوطا ً لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ |
'Idh Najjaynāhu Wa 'Ahlahu~ 'Ajma`īna | 037134,135.Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfirolan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık. |
إِذْ نَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ~ُ أَجْمَعِينَ |
'Illā `Ajūzāan Fī Al-Ghābirīna | 037135. |
إِلاَّ عَجُوزا ً فِي الْغَابِرِينَ |
Thumma Dammarnā Al-'Ākharīna | 037136.Sonra da diğerlerini yok ettik. |
ثُمَّ دَمَّرْنَا الآخَرِينَ |
Wa 'Innakum Latamurrūna `Alayhim Muşbiĥīna | 037137,138.Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların(harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz? |
وَإِنَّكُمْ لَتَمُرُّونَ عَلَيْهِمْ مُصْبِحِينَ |
Wa Bil-Layli ۗ 'Afalā Ta`qilūna | 037138. |
وَبِاللَّيْلِ ۗ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ |
Wa 'Inna Yūnis Lamina Al-Mursalīna | 037139.Şüphesiz Yûnus da peygamberlerdendi. |
وَإِنَّ يُونِس لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ |
'Idh 'Abaqa 'Ilá Al-Fulki Al-Mashĥūni | 037140.Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti. |
إِذْ أَبَقَ إِلَى الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ |
Fasāhama Fakāna Mina Al-Mudĥađīna | 037141.Gemidekilerle kura çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu.10 |
فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ الْمُدْحَضِينَ |
Fāltaqamahu Al-Ĥūtu Wa Huwa Mulīmun | 037142.Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu. |
فَالْتَقَمَهُ الْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ |
Falawlā 'Annahu Kāna Mina Al-Musabbiĥīna | 037143,144.Eğer o, Allahı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlakainsanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. |
فَلَوْلاَ أَنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُسَبِّحِينَ |
Lalabitha Fī Baţnihi~ 'Ilá Yawmi Yub`athūna | 037144. |
لَلَبِثَ فِي بَطْنِهِ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ |
Fanabadhnāhu Bil-`Arā'i Wa Huwa Saqīmun | 037145.Derken biz onu hasta bir halde sahile attık. |
فَنَبَذْنَاهُ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ سَقِيمٌ |
Wa 'Anbatnā `Alayhi Shajaratan Min Yaqţīnin | 037146.Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik. |
وَأَنْبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَة ً مِنْ يَقْطِينٍ |
Wa 'Arsalnāhu 'Ilá Miā'ati 'Alfin 'Aw Yazīdūna | 037147.Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik. |
وَأَرْسَلْنَاهُ إِلَى مِائَةِ أَلْفٍ أَوْ يَزِيدُونَ |
Fa'āmanū Famatta`nāhum 'Ilá Ĥīnin | 037148.Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadargeçindirdik. |
فَآمَنُوا فَمَتَّعْنَاهُمْ إِلَى حِينٍ |
Fāstaftihim 'Alirabbika Al-Banātu Wa Lahumu Al-Banūna | 037149.Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocuklarıonların mı? |
فَاسْتَفْتِهِمْ أَلِرَبِّكَ الْبَنَاتُ وَلَهُمُ الْبَنُونَ |
'Am Khalaqnā Al-Malā'ikata 'Ināthāan Wa Hum Shāhidūna | 037150.Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mibulunuyorlarmış? |
أَمْ خَلَقْنَا الْمَلاَئِكَةَ إِنَاثا ً وَهُمْ شَاهِدُونَ |
'Alā 'Innahum Min 'Ifkihim Layaqūlūna | 037151,152.İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, Allah çocuk sahibioldu diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar. |
أَلاَ إِنَّهُمْ مِنْ إِفْكِهِمْ لَيَقُولُونَ |
Walada Allāhu Wa 'Innahum Lakādhibūna | 037152. |
وَلَدَ اللَّهُ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ |
'Āşţafá Al-Banāti `Alá Al-Banīna | 037153.Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti? |
أَاصْطَفَى الْبَنَاتِ عَلَى الْبَنِينَ |
Mā Lakum Kayfa Taĥkumūna | 037154.Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz! |
مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ |
'Afalā Tadhakkarūn | 037155.Hiç düşünmüyor musunuz? |
أَفَلاَ تَذَكَّرُون |
'Am Lakum Sulţānun Mubīnun | 037156.Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var? |
أَمْ لَكُمْ سُلْطَانٌ مُبِينٌ |
Fa'tū Bikitābikum 'In Kuntum Şādiqīna | 037157.Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren)kitabınızı! |
فَأْتُوا بِكِتَابِكُمْ إِنْ كُنتُمْ صَادِقِينَ |
Wa Ja`alū Baynahu Wa Bayna Al-Jinnati Nasabāan ۚ Wa Laqad `Alimati Al-Jinnatu 'Innahum Lamuĥđarūna | 037158.Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler dekendilerinin Allahın huzuruna getirileceklerini bilirler. |
وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبا ً ۚ وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ إِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ |
Subĥāna Allāhi `Ammā Yaşifūna | 037159.Allah onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. |
سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ |
'Illā `Ibāda Allāhi Al-Mukhlaşīna | 037160.Ancak Allahın ihlâslı kulları bunlar gibi değildir. |
إِلاَّ عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
Fa'innakum Wa Mā Ta`budūna | 037161,162,163.(Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız cehennemegireceklerden başkasını kandırıp Allahın yolundan saptırabilirsiniz. |
فَإِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ |
Mā 'Antum `Alayhi Bifātinīna | 037162. |
مَا أَنْتُمْ عَلَيْهِ بِفَاتِنِينَ |
'Illā Man Huwa Şālī Al-Jaĥīmi | 037163. |
إِلاَّ مَنْ هُوَ صَالِي الْجَحِيمِ |
Wa Mā Minnā 'Illā Lahu Maqāmun Ma`lūmun | 037164.(Melekler derler ki:) Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır. |
وَمَا مِنَّا إِلاَّ لَهُ مَقَامٌ مَعْلُومٌ |
Wa 'Innā Lanaĥnu Aş-Şāffūna | 037165.Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız. |
وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ |
Wa 'Innā Lanaĥnu Al-Musabbiĥūna | 037166.Şüphesiz biz (Allahı) tespih edip yüceltenleriz. |
وَإِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ |
Wa 'In Kānū Layaqūlūna | 037167,168,169.Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: Eğer yanımızda öncekilereverilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullarolurduk. |
وَإِنْ كَانُوا لَيَقُولُونَ |
Law 'Anna `Indanā Dhikrāan Mina Al-'Awwalīna | 037168. |
لَوْ أَنَّ عِنْدَنَا ذِكْرا ً مِنَ الأَوَّلِينَ |
Lakunnā `Ibāda Allāhi Al-Mukhlaşīna | 037169. |
لَكُنَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ |
Fakafarū Bihi ۖ Fasawfa Ya`lamūna | 037170.Fakat (kitap gelince) onu inkar ettiler. Yakında (sonlarının neolacağını) bilecekler. |
فَكَفَرُوا بِهِ ۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ |
Wa Laqad Sabaqat Kalimatunā Li`ibādinā Al-Mursalīn | 037171.Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüzgeçmişti |
وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا الْمُرْسَلِين |
'Innahum Lahumu Al-Manşūrūna | 037172.Onlara mutlaka yardım edilecektir. |
إِنَّهُمْ لَهُمُ الْمَنصُورُونَ |
Wa 'Inna Jundanā Lahumu Al-Ghālibūna | 037173.Şüphesiz ordularımız galip gelecektir. |
وَإِنَّ جُندَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ |
Fatawalla `Anhum Ĥattá Ĥīnin | 037174.O halde bir süreye kadar onlardan yüz çevir |
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّى حِينٍ |
Wa 'Abşirhum Fasawfa Yubşirūna | 037175.Gözetle onları, yakında onlar da görecekler. |
وَأَبْصِرْهُمْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ |
'Afabi`adhābinā Yasta`jilūna | 037176.Yoksa onlar azabımızı acele mi istiyorlar? |
أَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ |
Fa'idhā Nazala Bisāĥatihim Fasā'a Şabāĥu Al-Mundharīna | 037177.Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde o uyarılmış olanlarınsabahı ne kötü olur! |
فَإِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمْ فَسَاءَ صَبَاحُ الْمُنذَرِينَ |
Wa Tawalla `Anhum Ĥattá Ĥīnin | 037178.Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir. |
وَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتَّى حِينٍ |
Wa 'Abşir Fasawfa Yubşirūna | 037179.(Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler. |
وَأَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ |
Subĥāna Rabbika Rabbi Al-`Izzati `Ammā Yaşifūna | 037180.Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiğişeylerden uzaktır, yücedir. |
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ |
Wa Salāmun `Alá Al-Mursalīna | 037181.Peygamberlere selam olsun. |
وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ |
Wa Al-Ĥamdu Lillāh Rabbi Al-`Ālamīna | 037182.Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur. |
وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ |
Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter | Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ |