Roman Script | Reciting key words | Previous Sūrah | Quraan Index | Home |
18) Sūrat Al-Kahf |
Printed format | 18) سُورَة الكَهف |
Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter | Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ | |
Al-Ĥamdu Lillāh Al-Ladhī 'Anzala `Alá `Abdihi Al-Kitāba Wa Lam Yaj`al Llahu `Iwajā ۜ | 018001.Hamd, kuluna Kitabı (Kuranı) indiren ve onda hiçbir eğrilik yapmayanAllaha mahsustur. |
الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَنزَلَ عَلَى عَبْدِهِ الْكِتَابَ وَلَمْ يَجْعَلْ لَّهُ عِوَجَا |
Qayyimāan Liyundhira Ba'sāan Shadīdāan Min Ladunhu Wa Yubashshira Al-Mu'uminīna Al-Ladhīna Ya`malūna Aş-Şāliĥāti 'Anna Lahum 'Ajrāan Ĥasanāan | 018002,3,4.(Allah onu), katından gelecek şiddetli bir azap ile (inanmayanları)uyarmak, salih ameller işleyen müminleri, içlerinde ebedi olarakkalacakları güzel bir mükâfat (cennet) ile müjdelemek ve Allah bir çocukedindi diyenleri de uyarmak için dosdoğru bir kitap kıldı. |
قَيِّما ً لِيُنذِرَ بَأْسا ً شَدِيدا ً مِنْ لَدُنْهُ وَيُبَشِّرَ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْراً حَسَناً |
Mākithīna Fīhi 'Abadāan | 018003. |
مَاكِثِينَ فِيهِ أَبَداً |
Wa Yundhira Al-Ladhīna Qālū Attakhadha Allāhu Waladāan | 018004. |
وَيُنذِرَ الَّذِينَ قَالُوا اتَّخَذَ اللَّهُ وَلَداً |
Mmā Lahum Bihi Min `Ilmin Wa Lā Li'ābā'ihim ۚ Kaburat Kalimatan Takhruju Min 'Afwāhihim ۚ 'In Yaqūlūna 'Illā Kadhibāan | 018005.Bu konuda ne kendilerinin, ne de atalarının hiçbir bilgisi yoktur. Ne büyük birsöz (bu) ağızlarından çıkan! Onlar ancak yalan söylüyorlar. |
مَّا لَهُمْ بِهِ مِنْ عِلْمٍ وَلاَ لِآبَائِهِمْ ۚ كَبُرَتْ كَلِمَة ً تَخْرُجُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ ۚ إِنْ يَقُولُونَ إِلاَّ كَذِباً |
Fala`allaka Bākhi`un Nafsaka `Alá 'Āthārihim 'In Lam Yu'uminū Bihadhā Al-Ĥadīthi 'Asafāan | 018006.Demek sen, bu söze (Kurana) inanmazlarsa, arkalarından üzülerek âdetakendini tüketeceksin!1 |
فَلَعَلَّكَ بَاخِعٌ نَفْسَكَ عَلَى آثَارِهِمْ إِنْ لَمْ يُؤْمِنُوا بِهَذَا الْحَدِيثِ أَسَفاً |
'Innā Ja`alnā Mā `Alá Al-'Arđi Zīnatan Lahā Linabluwahum 'Ayyuhum 'Aĥsanu `Amalāan | 018007.İnsanların hangisinin daha güzel amel yaptığını deneyelim diye şüphesizbiz yeryüzündeki şeyleri ona bir zinet yaptık. |
إِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الأَرْضِ زِينَة ً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ أَيُّهُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً |
Wa 'Innā Lajā`ilūna Mā `Alayhā Şa`īdāan Juruzāan | 018008.Biz, elbette (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyi bir kuru toprakhaline getireceğiz. |
وَإِنَّا لَجَاعِلُونَ مَا عَلَيْهَا صَعِيدا ً جُرُزاً |
'Am Ĥasibta 'Anna 'Aşĥāba Al-Kahfi Wa Ar-Raqīmi Kānū Min 'Āyātinā `Ajabāan | 018009.Yoksa sen, (sadece) Ashab-ı Kehf ve Ashab-ı Rakîmi mi bizim ibretverici delillerimizden sandın?2 |
أَمْ حَسِبْتَ أَنَّ أَصْحَابَ الْكَهْفِ وَالرَّقِيمِ كَانُوا مِنْ آيَاتِنَا عَجَباً |
'Idh 'Awá Al-Fityatu 'Ilá Al-Kahfi Faqālū Rabbanā 'Ātinā Min Ladunka Raĥmatan Wa Hayyi' Lanā Min 'Amrinā Rashadāan | 018010.Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, Ey Rabbimiz! Bize katındanbir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş vedoğruluğa ulaşmayı kolaylaştır demişlerdi. |
إِذْ أَوَى الْفِتْيَةُ إِلَى الْكَهْفِ فَقَالُوا رَبَّنَا آتِنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَة ً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَداً |
Fađarabnā `Alá 'Ādhānihim Fī Al-Kahfi Sinīna `Adadāan | 018011.Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarını (dış dünyaya)kapattık. (Onları uyuttuk) |
فَضَرَبْنَا عَلَى آذَانِهِمْ فِي الْكَهْفِ سِنِينَ عَدَداً |
Thumma Ba`athnāhum Lina`lama 'Ayyu Al-Ĥizbayni 'Aĥşá Limā Labithū 'Amadāan | 018012.Sonra onları uyandırdık ki, iki zümreden hangisinin bekledikleri süreyidaha iyi hesap ettiğini bilelim. |
ثُمَّ بَعَثْنَاهُمْ لِنَعْلَمَ أَيُّ الْحِزْبَيْنِ أَحْصَى لِمَا لَبِثُوا أَمَداً |
Naĥnu Naquşşu `Alayka Naba'ahum Bil-Ĥaqqi ۚ 'Innahum Fityatun 'Āmanū Birabbihim Wa Zidnāhum Hudan | 018013.Biz sana onların haberlerini gerçek olarak anlatıyoruz: Şüphesiz onlarRablerine inanmış birkaç genç yiğitti. Biz de onların hidayetleriniartırmıştık.3 |
نَحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ نَبَأَهُمْ بِالْحَقِّ ۚ إِنَّهُمْ فِتْيَةٌ آمَنُوا بِرَبِّهِمْ وَزِدْنَاهُمْ هُدىً |
Wa Rabaţnā `Alá Qulūbihim 'Idh Qāmū Faqālū Rabbunā Rabbu As-Samāwāti Wa Al-'Arđi Lan Nad`uwa Min Dūnihi~ 'Ilahāan ۖ Laqad Qulnā 'Idhāan Shaţaţāan | 018014,15.Kalkıp da, Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başkasınaasla ilah demeyiz. Yoksa andolsun ki saçma bir söz söylemiş oluruz.Şunlar, şu kavmimiz, ondan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında açıkbir delil getirselerdi ya! Artık kim Allaha karşı yalan uydurandan dahazalimdir? dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik. |
وَرَبَطْنَا عَلَى قُلُوبِهِمْ إِذْ قَامُوا فَقَالُوا رَبُّنَا رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ لَنْ نَدْعُوَ مِنْ دُونِهِ إِلَها ً ۖ لَقَدْ قُلْنَا إِذا ً شَطَطاً |
Hā'uulā' Qawmunā Attakhadhū Min Dūnihi~ 'Ālihatan ۖ Lawlā Ya'tūna `Alayhim Bisulţānin Bayyinin ۖ Faman 'Ažlamu Mimmani Aftará `Alá Allāhi Kadhibāan | 018015. |
هَاؤُلاَء قَوْمُنَا اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَة ً ۖ لَوْلاَ يَأْتُونَ عَلَيْهِمْ بِسُلْطَان ٍ بَيِّنٍ ۖ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللَّهِ كَذِباً |
Wa 'Idh A`tazaltumūhum Wa Mā Ya`budūna 'Illā Al-Laha Fa'wū 'Ilá Al-Kahfi Yanshur Lakum Rabbukum Min Raĥmatihi Wa Yuhayyi' Lakum Min 'Amrikum Mirfaqāan | 018016.(İçlerinden biri şöyle dedi:) Madem ki onlardan ve Allahtan başkasına tapmaktaolduklarından yüz çevirip ayrıldınız, o halde mağaraya çekilin ki, Rabbiniz sizerahmetini yaysın ve içinde bulunduğunuz durumda yararlanacağınız şeylerhazırlasın.4 |
وَإِذْ اعْتَزَلْتُمُوهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ إِلاَّ اللَّهَ فَأْوُوا إِلَى الْكَهْفِ يَنشُرْ لَكُمْ رَبُّكُمْ مِنْ رَحْمَتِهِ وَيُهَيِّئْ لَكُمْ مِنْ أَمْرِكُمْ مِرفَقاً |
Wa Tará Ash-Shamsa 'Idhā Ţala`at Tazāwaru `An Kahfihim Dhāta Al-Yamīni Wa 'Idhā Gharabat Taqriđuhum Dhāta Ash-Shimāli Wa Hum Fī Fajwatin Minhu ۚ Dhālika Min 'Āyāti Allāhi ۗ Man Yahdi Allāhu Fahuwa Al-Muhtadi ۖ Wa Man Yuđlil Falan Tajida Lahu Walīyāan Murshidāan | 018017.(Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafınakaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün.Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allahınmucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır.Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın. |
وَتَرَى الشَّمْسَ إِذَا طَلَعَتْ تَزَاوَرُ عَنْ كَهْفِهِمْ ذَاتَ الْيَمِينِ وَإِذَا غَرَبَتْ تَقْرِضُهُمْ ذَاتَ الشِّمَالِ وَهُمْ فِي فَجْوَةٍ مِنْهُ ۚ ذَلِكَ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ ۗ مَنْ يَهْدِ اللَّهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِ ۖ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ وَلِيّا ً مُرْشِداً |
Wa Taĥsabuhum 'Ayqāžāan Wa Hum Ruqūdun ۚ Wa Nuqallibuhum Dhāta Al-Yamīni Wa Dhāta Ash-Shimāli ۖ Wa Kalbuhum Bāsiţun Dhirā`ayhi Bil-Waşīdi ۚ Lawi Aţţala`ta `Alayhim Lawallayta Minhum Firārāan Wa Lamuli'ta Minhum Ru`bāan | 018018.Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırsın. Biz onları sağa solaçeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde iki kolunu uzatmış(yatmakta idi.) Onları görseydin, mutlaka onlardan yüz çevirip kaçardın vegördüklerin yüzünden için korku ile dolardı. |
وَتَحْسَبُهُمْ أَيْقَاظا ً وَهُمْ رُقُودٌ ۚ وَنُقَلِّبُهُمْ ذَاتَ الْيَمِينِ وَذَاتَ الشِّمَالِ ۖ وَكَلْبُهُمْ بَاسِطٌ ذِرَاعَيْهِ بِالْوَصِيدِ ۚ لَوِ اطَّلَعْتَ عَلَيْهِمْ لَوَلَّيْتَ مِنْهُمْ فِرَارا ً وَلَمُلِئْتَ مِنْهُمْ رُعْباً |
Wa Kadhalika Ba`athnāhum Liyatasā'alū Baynahum ۚ Qāla Qā'ilun Minhum Kam Labithtum ۖ Qālū Labithnā Yawmāan 'Aw Ba`đa Yawmin ۚ Qālū Rabbukum 'A`lamu Bimā Labithtum Fāb`athū 'Aĥadakum Biwariqikum Hadhihi~ 'Ilá Al-Madīnati Falyanžur 'Ayyuhā 'Azká Ţa`āmāan Falya'tikum Birizqin Minhu Wa Līatalaţţaf Wa Lā Yush`iranna Bikum 'Aĥadāan | 018019.Böylece biz, birbirlerine sorsunlar diye onları uyandırdık. İçlerindenbiri: Ne kadar kaldınız? dedi. (Bir kısmı) Bir gün, ya da bir gündenaz, dediler. (Diğerleri de) şöyle dediler: Ne kadar kaldığınızı Rabbinizdaha iyi bilir. Şimdi siz birinizi şu gümüş para ile kente gönderin debaksın; (şehir halkından) hangisinin yiyeceği daha temiz ve lezzetli iseondan size bir rızık getirsin. Ayrıca, çok nazik davransın (da dikkatçekmesin) ve sizi hiçbir kimseye sakın sezdirmesin. |
وَكَذَلِكَ بَعَثْنَاهُمْ لِيَتَسَاءَلُوا بَيْنَهُمْ ۚ قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ كَمْ لَبِثْتُمْ ۖ قَالُوا لَبِثْنَا يَوْماً أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ ۚ قَالُوا رَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَا لَبِثْتُمْ فَابْعَثُوا أَحَدَكُمْ بِوَرِقِكُمْ هَذِهِ إِلَى الْمَدِينَةِ فَلْيَنظُرْ أَيُّهَا أَزْكَى طَعَاما ً فَلْيَأْتِكُمْ بِرِزْقٍ مِنْهُ وَلْيَتَلَطَّفْ وَلاَ يُشْعِرَنَّ بِكُمْ أَحَداً |
'Innahum 'In Yažharū `Alaykum Yarjumūkum 'Aw Yu`īdūkum Fī Millatihim Wa Lan Tufliĥū 'Idhāan 'Abadāan | 018020.Çünkü onlar sizi ele geçirirlerse ya taşlayarak öldürürler, yahutkendi dinlerine döndürürler. O zaman da bir daha asla kurtuluşaeremezsiniz. |
إِنَّهُمْ إِنْ يَظْهَرُوا عَلَيْكُمْ يَرْجُمُوكُمْ أَوْ يُعِيدُوكُمْ فِي مِلَّتِهِمْ وَلَنْ تُفْلِحُوا إِذاً أَبَداً |
Wa Kadhalika 'A`tharnā `Alayhim Liya`lamū 'Anna Wa`da Allāhi Ĥaqqun Wa 'Anna As-Sā`ata Lā Rayba Fīhā 'Idh Yatanāza`ūna Baynahum 'Amrahum ۖ Faqālū Abnū `Alayhim Bunyānāan ۖ Rabbuhum 'A`lamu Bihim ۚ Qāla Al-Ladhīna Ghalabū `Alá 'Amrihim Lanattakhidhanna `Alayhim Masjidāan | 018021.Böylece biz, (insanları) onların halinden haberdar ettik ki, Allahın vadininhak olduğunu ve kıyametin gerçekleşmesinde de hiçbir şüphe olmadığını bilsinler.Hani onlar (olayın mucizevi tarafını ve asıl hikmetini bırakmışlar da)aralarında onların durumunu tartışıyorlardı. (Bazıları), Onların üstüne birbina yapın, Rableri onların halini daha iyi bilir dediler. Duruma hakim olanlarise, Üzerlerine mutlaka bir mescit yapacağız dediler. |
وَكَذَلِكَ أَعْثَرْنَا عَلَيْهِمْ لِيَعْلَمُوا أَنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَأَنَّ السَّاعَةَ لاَ رَيْبَ فِيهَا إِذْ يَتَنَازَعُونَ بَيْنَهُمْ أَمْرَهُمْ ۖ فَقَالُوا ابْنُوا عَلَيْهِمْ بُنْيَانا ً ۖ رَبُّهُمْ أَعْلَمُ بِهِمْ ۚ قَالَ الَّذِينَ غَلَبُوا عَلَى أَمْرِهِمْ لَنَتَّخِذَنَّ عَلَيْهِمْ مَسْجِداً |
Sayaqūlūna Thalāthatun Rābi`uhum Kalbuhum Wa Yaqūlūna Khamsatun Sādisuhum Kalbuhum Rajmāan Bil-Ghaybi ۖ Wa Yaqūlūna Sab`atun Wa Thāminuhum Kalbuhum ۚ Qul Rabbī 'A`lamu Bi`iddatihim Mā Ya`lamuhum 'Illā Qalīlun ۗ Falā Tumāri Fīhim 'Illā Mirā'an Žāhirāan Wa Lā Tastafti Fīhim Minhum 'Aĥadāan | 018022.(Ey Muhammed!) Bazıları bilmedikleri şey hakkında atıp tutarak: Onlarüç kişidirler, dördüncüleri köpekleridir diyecekler. Yine, Beşkişidirler, altıncıları köpekleridir diyecekler. Şöyle de diyecekler:Yedi kişidirler, sekizincileri köpekleridir. De ki: Onların sayısınıRabbim daha iyi bilir. Zaten onları pek az kimse bilir. O halde onlarhakkında (Kurandaki) apaçık tartışma (yı aktarmak) dan başka tartışmayagirme ve bunlar hakkında onlardan hiçbirine bir şey sorma. |
سَيَقُولُونَ ثَلاَثَة ٌ رَابِعُهُمْ كَلْبُهُمْ وَيَقُولُونَ خَمْسَةٌ سَادِسُهُمْ كَلْبُهُمْ رَجْما ً بِالْغَيْبِ ۖ وَيَقُولُونَ سَبْعَةٌ وَثَامِنُهُمْ كَلْبُهُمْ ۚ قُلْ رَبِّي أَعْلَمُ بِعِدَّتِهِمْ مَا يَعْلَمُهُمْ إِلاَّ قَلِيلٌ ۗ فَلاَ تُمَارِ فِيهِمْ إِلاَّ مِرَاء ً ظَاهِرا ً وَلاَ تَسْتَفْتِ فِيهِمْ مِنْهُمْ أَحَداً |
Wa Lā Taqūlanna Lishay'in 'Innī Fā`ilun Dhālika Ghadāan | 018023.Hiçbir şey hakkında sakın yarın şunu yapacağım deme! |
وَلاَ تَقُولَنَّ لِشَيْءٍ إِنِّي فَاعِلٌ ذَلِكَ غَداً |
'Illā 'An Yashā'a Allāhu ۚ Wa Adhkur Rabbaka 'Idhā Nasīta Wa Qul `Asá 'An Yahdiyani Rabbī Li'qraba Min Hādhā Rashadāan | 018024.Ancak, Allah dilerse yapacağım de. Unuttuğun zaman Rabbini an veUmarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır de. |
إِلاَّ أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ ۚ وَاذْكُرْ رَبَّكَ إِذَا نَسِيتَ وَقُلْ عَسَى أَنْ يَهْدِيَنِ رَبِّي لِأقْرَبَ مِنْ هَذَا رَشَداً |
Wa Labithū Fī Kahfihim Thalātha Miā'atin Sinīna Wa Azdādū Tis`āan | 018025.Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Buna dokuz daha eklediler. |
وَلَبِثُوا فِي كَهْفِهِمْ ثَلاَثَ مِائَةٍ سِنِينَ وَازْدَادُوا تِسْعاً |
Quli Allāhu 'A`lamu Bimā Labithū ۖ Lahu Ghaybu As-Samāwāti Wa Al-'Arđi ۖ 'Abşir Bihi Wa 'Asmi` ۚ Mā Lahum Min Dūnihi Min Wa Līyin Wa Lā Yushriku Fī Ĥukmihi~ 'Aĥadāan | 018026.De ki: Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yeringaybını bilmek Ona aittir. O ne güzel görür, O ne güzel işitir! Onların,ondan başka hiçbir dostu da yoktur. O hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez. |
قُلِ اللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا لَبِثُوا ۖ لَهُ غَيْبُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ ۖ أَبْصِرْ بِهِ وَأَسْمِعْ ۚ مَا لَهُمْ مِنْ دُونِهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلاَ يُشْرِكُ فِي حُكْمِهِ~ِ أَحَداً |
Wa Atlu Mā 'Ūĥiya 'Ilayka Min Kitābi Rabbika ۖ Lā Mubaddila Likalimātihi Wa Lan Tajida Min Dūnihi Multaĥadāan | 018027.Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. Onun kelimelerinideğiştirecek hiçbir kimse yoktur. Ondan başka asla bir sığınak dabulamazsın. |
وَاتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنْ كِتَابِ رَبِّكَ ۖ لاَ مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهِ وَلَنْ تَجِدَ مِنْ دُونِهِ مُلْتَحَداً |
Wa Aşbir Nafsaka Ma`a Al-Ladhīna Yad`ūna Rabbahum Bil-Ghadāati Wa Al-`Ashīyi Yurīdūna Wajhahu Wa Lā ۖ Ta`du `Aynāka `Anhum Turīdu Zīnata Al-Ĥayāati Ad-Dunyā Wa Lā ۖ Tuţi` Man 'Aghfalnā Qalbahu `An Dhikrinā Wa Attaba`a Hawāhu Wa Kāna 'Amruhu Furuţāan | 018028.Sabah akşam Rablerine, Onun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünyahayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktangafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyuneğme. |
وَاصْبِرْ نَفْسَكَ مَعَ الَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُ ۖ وَلاَ تَعْدُ عَيْنَاكَ عَنْهُمْ تُرِيدُ زِينَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۖ وَلاَ تُطِعْ مَنْ أَغْفَلْنَا قَلْبَهُ عَنْ ذِكْرِنَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ وَكَانَ أَمْرُهُ فُرُطاً |
Wa Quli Al-Ĥaqqu Min Rabbikum ۖ Faman Shā'a Falyu'umin Wa Man Shā'a Falyakfur ۚ 'Innā 'A`tadnā Lilžžālimīna Nārāan 'Aĥāţa Bihim Surādiquhā ۚ Wa 'In Yastaghīthū Yughāthū Bimā'in Kālmuhli Yashwī Al-Wujūha ۚ Bi'sa Ash-Sharābu Wa Sā'at Murtafaqāan | 018029.De ki: Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkaretsin. Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarlarıkendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardımdilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ilekendilerine yardım edilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunçbir yaslanacak yerdir.5 |
وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ ۖ فَمَنْ شَاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَاءَ فَلْيَكْفُرْ ۚ إِنَّا أَعْتَدْنَا لِلظَّالِمِينَ نَاراً أَحَاطَ بِهِمْ سُرَادِقُهَا ۚ وَإِنْ يَسْتَغِيثُوا يُغَاثُوا بِمَاءٍ كَالْمُهْلِ يَشْوِي الْوُجُوهَ ۚ بِئْسَ الشَّرَابُ وَسَاءَتْ مُرْتَفَقاً |
'Inna Al-Ladhīna 'Āmanū Wa `Amilū Aş-Şāliĥāti 'Innā Lā Nuđī`u 'Ajra Man 'Aĥsana `Amalāan | 018030.Gerçek şu ki iman edip iyi işler yapanlara gelince, elbette biz iyi işyapanların ecrini zayi etmeyiz. |
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ إِنَّا لاَ نُضِيعُ أَجْرَ مَنْ أَحْسَنَ عَمَلاً |
'Ūlā'ika Lahum Jannātu `Adnin Tajrī Min Taĥtihimu Al-'Anhāru Yuĥallawna Fīhā Min 'Asāwira Min Dhahabin Wa Yalbasūna Thiyābāan Khuđrāan Min Sundusin Wa 'Istabraqin Muttaki'īna Fīhā `Alá Al-'Arā'iki ۚ Ni`ma Ath-Thawābu Wa Ĥasunat Murtafaqāan | 018031.İşte onlar için içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Oradatahtlar üzerine kurularak altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalınipekten yeşil giysiler giyeceklerdir. O ne güzel karşılıktır! Cennet de negüzel bir yaslanacak yerdir! |
أُوْلَائِكَ لَهُمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهِمُ الأَنْهَارُ يُحَلَّوْنَ فِيهَا مِنْ أَسَاوِرَ مِنْ ذَهَبٍ وَيَلْبَسُونَ ثِيَاباً خُضْرا ً مِنْ سُندُسٍ وَإِسْتَبْرَقٍ مُتَّكِئِينَ فِيهَا عَلَى الأَرَائِكِ ۚ نِعْمَ الثَّوَابُ وَحَسُنَتْ مُرْتَفَقاً |
Wa Ađrib Lahum Mathalāan Rajulayni Ja`alnā Li'ĥadihimā Jannatayni Min 'A`nābin Wa Ĥafafnāhumā Binakhlin Wa Ja`alnā Baynahumā Zar`āan | 018032.Onlara şu iki adamı örnek ver: Onlardan birine iki üzüm bağı vermiş,bağların çevresini hurmalarla donatmış, ikisinin arasına da bir ekinlikkoymuştuk. |
وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلا ً رَجُلَيْنِ جَعَلْنَا لِأحَدِهِمَا جَنَّتَيْنِ مِنْ أَعْنَابٍ وَحَفَفْنَاهُمَا بِنَخْلٍ وَجَعَلْنَا بَيْنَهُمَا زَرْعاً |
Kiltā Al-Jannatayni 'Ātat 'Ukulahā Wa Lam Tažlim Minhu Shay'āan ۚ Wa Fajjarnā Khilālahumā Naharāan | 018033.Her iki bağ da meyvelerini vermiş ve ürünlerinden hiçbir şeyi eksikbırakmamıştı. Bu iki bağın arasından bir de nehir fışkırtmıştık. |
كِلْتَا الْجَنَّتَيْنِ آتَتْ أُكُلَهَا وَلَمْ تَظْلِمْ مِنْهُ شَيْئا ً ۚ وَفَجَّرْنَا خِلاَلَهُمَا نَهَراً |
Wa Kāna Lahu Thamarun Faqāla Lişāĥibihi Wa Huwa Yuĥāwiruhu~ 'Anā 'Aktharu Minka Mālāan Wa 'A`azzu Nafarāan | 018034.Derken onun büyük bir serveti oldu. Arkadaşıyla konuşurken ona dedi ki:Benim malım seninkinden daha çok. Adamlardan yana da senden dahaüstünüm. |
وَكَانَ لَهُ ثَمَرٌ فَقَالَ لِصَاحِبِهِ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ~ُ أَنَا أَكْثَرُ مِنْكَ مَالا ً وَأَعَزُّ نَفَراً |
Wa Dakhala Jannatahu Wa Huwa Žālimun Linafsihi Qāla Mā 'Ažunnu 'An Tabīda Hadhihi~ 'Abadāan | 018035.Derken kendine zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: Bunun sonsuza değin yokolacağını sanmıyorum. |
وَدَخَلَ جَنَّتَهُ وَهُوَ ظَالِم ٌ لِنَفْسِهِ قَالَ مَا أَظُنُّ أَنْ تَبِيدَ هَذِهِ~ِ أَبَداً |
Wa Mā 'Ažunnu As-Sā`ata Qā'imatan Wa La'in Rudidtu 'Ilá Rabbī La'ajidanna Khayrāan Minhā Munqalabāan | 018036.Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülsem bile andolsunbundan daha iyi bir sonuç bulurum. |
وَمَا أَظُنُّ السَّاعَةَ قَائِمَة ً وَلَئِنْ رُدِدْتُ إِلَى رَبِّي لَأَجِدَنَّ خَيْرا ً مِنْهَا مُنقَلَباً |
Qāla Lahu Şāĥibuhu Wa Huwa Yuĥāwiruhu~ 'Akafarta Bial-Ladhī Khalaqaka Min Turābin Thumma Min Nuţfatin Thumma Sawwāka Rajulāan | 018037.Arkadaşı ona cevap vererek dedi ki: Seni topraktan, sonra bir damladöl suyundan yaratan, sonra da seni (eksiksiz) bir insan şeklindedüzenleyen Allahı inkâr mı ediyorsun? |
قَالَ لَهُ صَاحِبُهُ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ~ُ أَكَفَرْتَ بِالَّذِي خَلَقَكَ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ سَوَّاكَ رَجُلاً |
Lakinnā Huwa Allāhu Rabbī Wa Lā 'Ushriku Birabbī 'Aĥadāan | 018038.Fakat O Allah benim Rabbimdir. Ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam. |
لَكِنَّا هُوَ اللَّهُ رَبِّي وَلاَ أُشْرِكُ بِرَبِّي أَحَداً |
Wa Lawlā 'Idh Dakhalta Jannataka Qulta Mā Shā'a Allāhu Lā Qūwata 'Illā Billāhi~ ۚ 'In Tarani 'Anā 'Aqalla Minka Mālāan Wa Waladāan | 018039,40.Bağına girdiğinde Mâşaallah! Kuvvet yalnız Allahındır deseydinya!.. Eğer benim malımı ve çocuklarımı kendininkilerden daha azgörüyorsan, belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir.Seninkinin üzerine de gökten bir afet indirir de bağ kupkuru ve yalçın birtoprak haline geliverir. |
وَلَوْلاَ إِذْ دَخَلْتَ جَنَّتَكَ قُلْتَ مَا شَاءَ اللَّهُ لاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ ۚ إِنْ تَرَنِ أَنَا أَقَلَّ مِنْكَ مَالا ً وَوَلَداً |
Fa`asá Rabbī 'An Yu'utiyanī Khayrāan Min Jannatika Wa Yursila `Alayhā Ĥusbānāan Mina As-Samā'i Fatuşbiĥa Şa`īdāan Zalaqāan | 018040. |
فَعَسَى رَبِّي أَنْ يُؤْتِيَنِي خَيْرا ً مِنْ جَنَّتِكَ وَيُرْسِلَ عَلَيْهَا حُسْبَانا ً مِنَ السَّمَاءِ فَتُصْبِحَ صَعِيدا ً زَلَقاً |
'Aw Yuşbiĥa Mā'uuhā Ghawrāan Falan Tastaţī`a Lahu Ţalabāan | 018041.Ya da suyu çekiliverir de (bırak bir daha bulmayı) artık onuarayamazsın bile. |
أَوْ يُصْبِحَ مَاؤُهَا غَوْرا ً فَلَنْ تَسْتَطِيعَ لَهُ طَلَباً |
Wa 'Uĥīţa Bithamarihi Fa'aşbaĥa Yuqallibu Kaffayhi `Alá Mā 'Anfaqa Fīhā Wa Hiya Khāwiyatun `Alá `Urūshihā Wa Yaqūlu Yā Laytanī Lam 'Ushrik Birabbī 'Aĥadāan | 018042.Derken bütün serveti helak edildi. (Yıkılmış) çardakları üzerine çökmüşhaldeki bağına yaptığı harcamalar karşısında ellerini oğuşturuyor ve şöylediyordu: Keşke Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım... |
وَأُحِيطَ بِثَمَرِهِ فَأَصْبَحَ يُقَلِّبُ كَفَّيْهِ عَلَى مَا أَنفَقَ فِيهَا وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا وَيَقُولُ يَالَيْتَنِي لَمْ أُشْرِكْ بِرَبِّي أَحَداً |
Wa Lam Takun Lahu Fi'atun Yanşurūnahu Min Dūni Allāhi Wa Mā Kāna Muntaşirāan | 018043.Onun, Allahtan başka kendisine yardım edebilecek kimseleri yoktu.Kendi kendini kurtaracak güçte de değildi. |
وَلَمْ تَكُنْ لَهُ فِئَةٌ يَنصُرُونَهُ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَمَا كَانَ مُنتَصِراً |
Hunālika Al-Walāyatu Lillāh Al-Ĥaqqi ۚ Huwa Khayrun Thawābāan Wa Khayrun `Uqbāan | 018044.İşte bu durumda velayet (himaye ve koruyuculuk) yalnızca hak olanAllaha mahsustur. Onun mükâfatı da daha hayırlıdır, vereceği sonuç dadaha hayırlıdır. |
هُنَالِكَ الْوَلاَيَةُ لِلَّهِ الْحَقِّ ۚ هُوَ خَيْرٌ ثَوَابا ً وَخَيْرٌ عُقْباً |
Wa Ađrib Lahum Mathala Al-Ĥayāati Ad-Dunyā Kamā'in 'Anzalnāhu Mina As-Samā'i Fākhtalaţa Bihi Nabātu Al-'Arđi Fa'aşbaĥa Hashīmāan Tadhrūhu Ar-Riyāĥu ۗ Wa Kāna Allāhu `Alá Kulli Shay'in Muqtadirāan | 018045.Onlara dünya hayatının örneğini ver: (Dünya hayatı), göktenindirdiğimiz yağmur gibidir ki, onun sebebiyle yeryüzünün bitkileri boyverip birbirine karışırlar. Fakat bütün bu canlılık sonunda rüzgarınsavurduğu kuru bir çer çöpe döner. Allah, her şey üzerinde kudretsahibidir. |
وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَاءٍ أَنزَلْنَاهُ مِنَ السَّمَاءِ فَاخْتَلَطَ بِهِ نَبَاتُ الأَرْضِ فَأَصْبَحَ هَشِيما ً تَذْرُوهُ الرِّيَاحُ ۗ وَكَانَ اللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ مُقْتَدِراً |
Al-Mālu Wa Al-Banūna Zīnatu Al-Ĥayāati Ad-Dunyā Wa ۖ Al-Bāqiyātu Aş-Şāliĥātu Khayrun `Inda Rabbika Thawābāan Wa Khayrun 'Amalāan | 018046.Mallar ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür. Baki kalacak salih ameller ise,Rabbinin katında, sevap olarak da ümit olarak da daha hayırlıdır. |
الْمَالُ وَالْبَنُونَ زِينَةُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ۖ وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابا ً وَخَيْرٌ أَمَلاً |
Wa Yawma Nusayyiru Al-Jibāla Wa Tará Al-'Arđa Bārizatan Wa Ĥasharnāhum Falam Nughādir Minhum 'Aĥadāan | 018047.Dağları yürüteceğimiz ve senin yeryüzünü çırılçıplak göreceğin günübir hatırla. Biz onları mahşerde toplarız da içlerinden hiçbirinibırakmayız. |
وَيَوْمَ نُسَيِّرُ الْجِبَالَ وَتَرَى الأَرْضَ بَارِزَة ً وَحَشَرْنَاهُمْ فَلَمْ نُغَادِرْ مِنْهُمْ أَحَداً |
Wa `Uriđū `Alá Rabbika Şaffāan Laqad Ji'tumūnā Kamā Khalaqnākum 'Awwala Marratin ۚ Bal Za`amtum 'Allan Naj`ala Lakum Maw`idāan | 018048.Hepsi saf saf Rabbinin huzuruna çıkarılırlar. Onlara, Andolsun, siziilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz. Oysa siz, sizin için hesabaçekileceğiniz bir zaman belirlemediğimizi sanmıştınız denir. |
وَعُرِضُوا عَلَى رَبِّكَ صَفّا ً لَقَدْ جِئْتُمُونَا كَمَا خَلَقْنَاكُمْ أَوَّلَ مَرَّة ٍ ۚ بَلْ زَعَمْتُمْ أَلَّنْ نَجْعَلَ لَكُمْ مَوْعِداً |
Wa Wuđi`a Al-Kitābu Fatará Al-Mujrimīna Mushfiqīna Mimmā Fīhi Wa Yaqūlūna Yā Waylatanā Māli Hādhā Al-Kitābi Lā Yughādiru Şaghīratan Wa Lā Kabīratan 'Illā 'Aĥşāhā ۚ Wa Wajadū Mā `Amilū Ĥāđirāan ۗ Wa Lā Yažlimu Rabbuka 'Aĥadāan | 018049.Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmışgörürsün. Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şeybırakmadan hepsini sayıp dökmüş! derler. Onlar bütün yaptıklarınıkarşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez. |
وَوُضِعَ الْكِتَابُ فَتَرَى الْمُجْرِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا فِيهِ وَيَقُولُونَ يَاوَيْلَتَنَا مَالِ هَذَا الْكِتَابِ لاَ يُغَادِرُ صَغِيرَة ً وَلاَ كَبِيرَة ً إِلاَّ أَحْصَاهَا وَوَجَدُوا ۚ مَا عَمِلُوا حَاضِرا ً وَلاَ ۗ يَظْلِمُ رَبُّكَ أَحَداً |
Wa 'Idh Qulnā Lilmalā'ikati Asjudū Li'dama Fasajadū 'Illā 'Iblīsa Kāna Mina Al-Jinni Fafasaqa `An 'Amri Rabbihi~ ۗ 'Afatattakhidhūnahu Wa Dhurrīyatahu~ 'Awliyā'a Min Dūnī Wa Hum Lakum `Adūwun ۚ Bi'sa Lilžžālimīna Badalāan | 018050.Hani biz meleklere, Adem için saygı ile eğilin demiştik de İblistenbaşka hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi de Rabbinin emridışına çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da İblisi ve neslini, kendinizedostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin için birer düşmandırlar. Bu,zalimler için ne kötü bir bedeldir! |
وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلاَئِكَةِ اسْجُدُوا لِأدَمَ فَسَجَدُوا إِلاَّ إِبْلِيسَ كَانَ مِنَ الْجِنِّ فَفَسَقَ عَنْ أَمْرِ رَبِّهِ ۗ أَفَتَتَّخِذُونَهُ وَذُرِّيَّتَهُ~ُ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِي وَهُمْ لَكُمْ عَدُوٌّ ۚ بِئْسَ لِلظَّالِمِينَ بَدَلاً |
Mā 'Ash/hadtuhum Khalqa As-Samāwāti Wa Al-'Arđi Wa Lā Khalqa 'Anfusihim Wa Mā Kuntu Muttakhidha Al-Muđillīna `Ađudāan | 018051.Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerininyaratılışına şahit tuttum. Saptıranları da hiçbir zaman yardımcı edinmişdeğilim. |
مَا أَشْهَدْتُهُمْ خَلْقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَلاَ خَلْقَ أَنفُسِهِمْ وَمَا كُنتُ مُتَّخِذَ الْمُضِلِّينَ عَضُداً |
Wa Yawma Yaqūlu Nādū Shurakā'iya Al-Ladhīna Za`amtum Fada`awhum Falam Yastajībū Lahum Wa Ja`alnā Baynahum Mawbiqāan | 018052.(Ey Muhammed!) Allahın, Ortağım olduklarını iddia ettikleriniziçağırın diyeceği, onların da çağıracakları, fakat kendilerine(çağırdıklarının) cevap vermeyecekleri ve bizim de aralarına bir uçurumkoyacağımız günü hatırla! |
وَيَوْمَ يَقُولُ نَادُوا شُرَكَائِيَ الَّذِينَ زَعَمْتُمْ فَدَعَوْهُمْ فَلَمْ يَسْتَجِيبُوا لَهُمْ وَجَعَلْنَا بَيْنَهُمْ مَوْبِقاً |
Wa Ra'á Al-Mujrimūna An-Nāra Fažannū 'Annahum Muwāqi`ūhā Wa Lam Yajidū `Anhā Maşrifāan | 018053.Suçlular (o gün) ateşi görünce onun içine düşeceklerini iyiceanlayacaklar ve ondan kurtuluş yolu da bulamayacaklardır. |
وَرَأَى الْمُجْرِمُونَ النَّارَ فَظَنُّوا أَنَّهُمْ مُوَاقِعُوهَا وَلَمْ يَجِدُوا عَنْهَا مَصْرِفاً |
Wa Laqad Şarrafnā Fī Hādhā Al-Qur'āni Lilnnāsi Min Kulli Mathalin ۚ Wa Kāna Al-'Insānu 'Akthara Shay'in Jadalāan | 018054.Andolsun, biz bu Kuranda insanlar için her türlü misali değişik şekillerdeaçıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür. |
وَلَقَدْ صَرَّفْنَا فِي هَذَا الْقُرْآنِ لِلنَّاسِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍ ۚ وَكَانَ الإِنسَانُ أَكْثَرَ شَيْءٍ جَدَلاً |
Wa Mā Mana`a An-Nāsa 'An Yu'uminū 'Idh Jā'ahumu Al-Hudá Wa Yastaghfirū Rabbahum 'Illā 'An Ta'tiyahum Sunnatu Al-'Awwalīna 'Aw Ya'tiyahumu Al-`Adhābu Qubulāan | 018055.İnsanlara hidayet geldikten sonra onların inanmalarına ve Rablerindenmağfiret dilemelerine, ancak, öncekilerin başına gelenlerin kendibaşlarına da gelmesi, ya da kendilerine azabın göz göre göre gelmesi(yönündeki beklentileri) engel olmuştur. |
وَمَا مَنَعَ النَّاسَ أَنْ يُؤْمِنُوا إِذْ جَاءَهُمُ الْهُدَى وَيَسْتَغْفِرُوا رَبَّهُمْ إِلاَّ أَنْ تَأْتِيَهُمْ سُنَّةُ الأَوَّلِينَ أَوْ يَأْتِيَهُمُ الْعَذَابُ قُبُلاً |
Wa Mā Nursilu Al-Mursalīna 'Illā Mubashshirīna Wa Mundhirīna ۚ Wa Yujādilu Al-Ladhīna Kafarū Bil-Bāţili Liyudĥiđū Bihi Al-Ĥaqqa ۖ Wa Attakhadhū 'Āyātī Wa Mā 'Undhirū Huzūan | 018056.Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarakgöndeririz. İnkar edenler ise, hakkı batılla çürütmek için mücadeleederler. Âyetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar. |
وَمَا نُرْسِلُ الْمُرْسَلِينَ إِلاَّ مُبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَ ۚ وَيُجَادِلُ الَّذِينَ كَفَرُوا بِالْبَاطِلِ لِيُدْحِضُوا بِهِ الْحَقَّ ۖ وَاتَّخَذُوا آيَاتِي وَمَا أُنْذِرُوا هُزُواً |
Wa Man 'Ažlamu Mimman Dhukkira Bi'āyāti Rabbihi Fa'a`rađa `Anhā Wa Nasiya Mā Qaddamat Yadāhu ۚ 'Innā Ja`alnā `Alá Qulūbihim 'Akinnatan 'An Yafqahūhu Wa Fī 'Ādhānihim Waqrāan Wa 'In ۖ Tad`uhum 'Ilá Al-Hudá Falan Yahtadū 'Idhāan 'Abadāan | 018057.Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çevirenve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onuanlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklarkoyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayetbulamazlar.6 |
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ ذُكِّرَ بِآيَاتِ رَبِّهِ فَأَعْرَضَ عَنْهَا وَنَسِيَ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ ۚ إِنَّا جَعَلْنَا عَلَى قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرا ً ۖ وَإِنْ تَدْعُهُمْ إِلَى الْهُدَى فَلَنْ يَهْتَدُوا إِذاً أَبَداً |
Wa Rabbuka Al-Ghafūru Dhū Ar-Raĥmati ۖ Law Yu'uākhidhuhum Bimā Kasabū La`ajjala Lahumu Al-`Adhāba ۚ Bal Lahum Maw`idun Lan Yajidū Min Dūnihi Maw'ilāan | 018058.Rabbin, çok bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir. Eğer yaptıklarıyüzünden onları (dünyada) cezaya çarptırsaydı, elbette azaplarını çarçabukverirdi. Hayır, onlar için belirlenmiş bir gün vardır ki (o gün gelince)hiçbir kurtuluş çaresi bulamazlar. |
وَرَبُّكَ الْغَفُورُ ذُو الرَّحْمَةِ ۖ لَوْ يُؤَاخِذُهُمْ بِمَا كَسَبُوا لَعَجَّلَ لَهُمُ الْعَذَابَ ۚ بَلْ لَهُمْ مَوْعِدٌ لَنْ يَجِدُوا مِنْ دُونِهِ مَوْئِلاً |
Wa Tilka Al-Qurá 'Ahlaknāhum Lammā Žalamū Wa Ja`alnā Limahlikihim Maw`idāan | 018059.İşte zulmettiklerinde yok ettiğimiz memleketler... Helak edilmeleriiçin de belli bir zaman tayin etmiştik. |
وَتِلْكَ الْقُرَى أَهْلَكْنَاهُمْ لَمَّا ظَلَمُوا وَجَعَلْنَا لِمَهْلِكِهِمْ مَوْعِداً |
Wa 'Idh Qāla Mūsá Lifatāhu Lā 'Abraĥu Ĥattá 'Ablugha Majma`a Al-Baĥrayni 'Aw 'Amđiya Ĥuqubāan | 018060.Hani Mûsâ beraberindeki gence şöyle demişti: İki denizin birleştiğiyere varıncaya kadar durmayacağım, ya da uzun zaman gideceğim. |
وَإِذْ قَالَ مُوسَى لِفَتَاهُ لاَ أَبْرَحُ حَتَّى أَبْلُغَ مَجْمَعَ الْبَحْرَيْنِ أَوْ أَمْضِيَ حُقُباً |
Falammā Balaghā Majma`a Baynihimā Nasiyā Ĥūtahumā Fa Attakhadha Sabīlahu Fī Al-Baĥri Sarabāan | 018061.Onlar iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balıkdenizde yolunu tutup kayıp gitti. |
فَلَمَّا بَلَغَا مَجْمَعَ بَيْنِهِمَا نَسِيَا حُوتَهُمَا فَاتَّخَذَ سَبِيلَهُ فِي الْبَحْرِ سَرَباً |
Falammā Jāwazā Qāla Lifatāhu 'Ātinā Ghadā'anā Laqad Laqīnā Min Safarinā Hādhā Naşabāan | 018062.Oradan uzaklaştıklarında Mûsâ beraberindeki gence Öğle yemeğimizi getir, buyolculuğumuzdan dolayı çok yorgun düştük dedi. |
فَلَمَّا جَاوَزَا قَالَ لِفَتَاهُ آتِنَا غَدَاءَنَا لَقَدْ لَقِينَا مِنْ سَفَرِنَا هَذَا نَصَباً |
Qāla 'Ara'ayta 'Idh 'Awaynā 'Ilá Aş-Şakhrati Fa'innī Nasītu Al-Ĥūta Wa Mā 'Ansānīhu 'Illā Ash-Shayţānu 'An 'Adhkurahu ۚ Wa Attakhadha Sabīlahu Fī Al-Baĥri `Ajabāan | 018063.Genç, Gördün mü! Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum.Doğrusu onu sana söylememi bana ancak şeytan unutturdu- Balık şaşılacakbir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti dedi. |
قَالَ أَرَأَيْتَ إِذْ أَوَيْنَا إِلَى الصَّخْرَةِ فَإِنِّي نَسِيتُ الْحُوتَ وَمَا أَنْسَانِيهُ إِلاَّ الشَّيْطَانُ أَنْ أَذْكُرَهُ ۚ وَاتَّخَذَ سَبِيلَهُ فِي الْبَحْرِ عَجَباً |
Qāla Dhālika Mā Kunnā Nabghi ۚ Fārtaddā `Alá 'Āthārihimā Qaşaşāan | 018064.Mûsâ: İşte aradığımız bu idi dedi. Bunun üzerine tekrar izlerinitakip ederek gerisin geri döndüler. |
قَالَ ذَلِكَ مَا كُنَّا نَبْغِ ۚ فَارْتَدَّا عَلَى آثَارِهِمَا قَصَصاً |
Fawajadā `Abdāan Min `Ibādinā 'Ātaynāhu Raĥmatan Min `Indinā Wa `Allamnāhu Min Ladunnā `Ilmāan | 018065.Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmetvermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.7 |
فَوَجَدَا عَبْدا ً مِنْ عِبَادِنَا آتَيْنَاهُ رَحْمَة ً مِنْ عِنْدِنَا وَعَلَّمْنَاهُ مِنْ لَدُنَّا عِلْماً |
Qāla Lahu Mūsá Hal 'Attabi`uka `Alá 'An Tu`allimani Mimmā `Ullimta Rushdāan | 018066.Mûsâ ona, Sana öğretilen bilgilerden bana, doğruya iletici bir bilgiöğretmen için sana tabi olayım mı? dedi. |
قَالَ لَهُ مُوسَى هَلْ أَتَّبِعُكَ عَلَى أَنْ تُعَلِّمَنِ مِمَّا عُلِّمْتَ رُشْداً |
Qāla 'Innaka Lan Tastaţī`a Ma`iya Şabrāan | 018067.Adam şöyle dedi: Doğrusu sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin. |
قَالَ إِنَّكَ لَنْ تَسْتَطِيعَ مَعِيَ صَبْراً |
Wa Kayfa Taşbiru `Alá Mā Lam Tuĥiţ Bihi Khubrāan | 018068.İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredebilirsin? |
وَكَيْفَ تَصْبِرُ عَلَى مَا لَمْ تُحِطْ بِهِ خُبْراً |
Qāla Satajidunī 'In Shā'a Allāhu Şābirāan Wa Lā 'A`şī Laka 'Amrāan | 018069.Mûsâ, İnşaallah beni sabırlı bulacaksın. Hiçbir işte de sana karşıgelmeyeceğim dedi. |
قَالَ سَتَجِدُنِي إِنْ شَاءَ اللَّهُ صَابِرا ً وَلاَ أَعْصِي لَكَ أَمْراً |
Qāla Fa'ini Attaba`tanī Falā Tas'alnī `An Shay'in Ĥattá 'Uĥditha Laka Minhu Dhikrāan | 018070.O da şöyle dedi: O halde eğer bana tabi olacaksan, ben sanasöylemedikçe hiçbir şey hakkında bana soru sormayacaksın. |
قَالَ فَإِنِ اتَّبَعْتَنِي فَلاَ تَسْأَلْنِي عَنْ شَيْءٍ حَتَّى أُحْدِثَ لَكَ مِنْهُ ذِكْراً |
Fānţalaqā Ĥattá 'Idhā Rakibā Fī As-Safīnati Kharaqahā ۖ Qāla 'Akharaqtahā Litughriqa 'Ahlahā Laqad Ji'ta Shay'āan 'Imrāan | 018071.Derken yola koyuldular. Nihayet, bir gemiye bindiklerinde (adam) gemiyideldi. Mûsâ, Sen onu içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu,şaşılacak bir iş yaptın. dedi. |
فَانطَلَقَا حَتَّى إِذَا رَكِبَا فِي السَّفِينَةِ خَرَقَهَا ۖ قَالَ أَخَرَقْتَهَا لِتُغْرِقَ أَهْلَهَا لَقَدْ جِئْتَ شَيْئا ً إِمْراً |
Qāla 'Alam 'Aqul 'Innaka Lan Tastaţī`a Ma`iya Şabrāan | 018072.Adam, Sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin, demedim mi? dedi. |
قَالَ أَلَمْ أَقُلْ إِنَّكَ لَنْ تَسْتَطِيعَ مَعِيَ صَبْراً |
Qāla Lā Tu'uākhidhnī Bimā Nasītu Wa Lā Turhiqnī Min 'Amrī `Usrāan | 018073.Mûsâ, Unuttuğum için bana çıkışma ve bu işimde bana güçlük çıkarma!dedi.8 |
قَالَ لاَ تُؤَاخِذْنِي بِمَا نَسِيتُ وَلاَ تُرْهِقْنِي مِنْ أَمْرِي عُسْراً |
Fānţalaqā Ĥattá 'Idhā Laqiyā Ghulāmāan Faqatalahu Qāla 'Aqatalta Nafsāan Zakīyatan Bighayri Nafsin Laqad Ji'ta Shay'āan Nukrāan | 018074.Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında adam(hemen) onu öldürdü. Mûsâ, Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini miöldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın! dedi. |
فَانطَلَقَا حَتَّى إِذَا لَقِيَا غُلاَما ً فَقَتَلَهُ قَالَ أَقَتَلْتَ نَفْسا ً زَكِيَّة ً بِغَيْرِ نَفْسٍ لَقَدْ جِئْتَ شَيْئا ً نُكْراً |
Qāla 'Alam 'Aqul Laka 'Innaka Lan Tastaţī`a Ma`iya Şabrāan | 018075.Adam, Sana, benimle beraberliğe asla sabredemezsin demedim mi? dedi. |
قَالَ أَلَمْ أَقُلْ لَكَ إِنَّكَ لَنْ تَسْتَطِيعَ مَعِيَ صَبْراً |
Qāla 'In Sa'altuka `An Shay'in Ba`dahā Falā Tuşāĥibnī ۖ Qad Balaghta Min Ladunnī `Udhrāan | 018076.Mûsâ, Eğer bundan sonra sana bir şey hakkında soru sorarsam, artıkbenimle arkadaşlık etme.Doğrusu, tarafımdan (dilenecek son) özre ulaştın(bu son özür dileyişim) dedi.10 |
قَالَ إِنْ سَأَلْتُكَ عَنْ شَيْءٍ بَعْدَهَا فَلاَ تُصَاحِبْنِي ۖ قَدْ بَلَغْتَ مِنْ لَدُنِّي عُذْراً |
Fānţalaqā Ĥattá 'Idhā 'Atayā 'Ahla Qaryatin Astaţ`amā 'Ahlahā Fa'abaw 'An Yuđayyifūhumā Fawajadā Fīhā Jidārāan Yurīdu 'An Yanqađđa Fa'aqāmahu ۖ Qāla Law Shi'ta Lāttakhadhta `Alayhi 'Ajrāan | 018077.Yine yola koyuldular. Nihayet bir şehir halkına varıp onlardan yiyecekistediler. Halk onları konuk etmek istemedi. Derken orada yıkılmaya yüztutmuş bir duvar gördüler. Adam hemen o duvarı doğrulttu. Mûsâ,İsteseydin bu iş için bir ücret alırdın dedi. |
فَانطَلَقَا حَتَّى إِذَا أَتَيَا أَهْلَ قَرْيَةٍ اسْتَطْعَمَا أَهْلَهَا فَأَبَوْا أَنْ يُضَيِّفُوهُمَا فَوَجَدَا فِيهَا جِدَارا ً يُرِيدُ أَنْ يَنقَضَّ فَأَقَامَهُ ۖ قَالَ لَوْ شِئْتَ لاَتَّخَذْتَ عَلَيْهِ أَجْراً |
Qāla Hādhā Firāqu Baynī Wa Baynika ۚ Sa'unabbi'uka Bita'wīli Mā Lam Tastaţi` `Alayhi Şabrāan | 018078.Adam, İşte bu birbirimizden ayrılmamız demektir dedi. Şimdi sanasabredemediğin şeylerin içyüzünü anlatacağım.11 |
قَالَ هَذَا فِرَاقُ بَيْنِي وَبَيْنِكَ ۚ سَأُنَبِّئُكَ بِتَأْوِيلِ مَا لَمْ تَسْتَطِعْ عَلَيْهِ صَبْراً |
'Ammā As-Safīnatu Fakānat Limasākīna Ya`malūna Fī Al-Baĥri Fa'aradtu 'An 'A`ībahā Wa Kāna Warā'ahum Malikun Ya'khudhu Kulla Safīnatin Ghaşbāan | 018079.O gemi, denizde çalışan bir takım yoksul kimselere ait idi. Onuyaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçirenbir kral vardı. |
أَمَّا السَّفِينَةُ فَكَانَتْ لِمَسَاكِينَ يَعْمَلُونَ فِي الْبَحْرِ فَأَرَدْتُ أَنْ أَعِيبَهَا وَكَانَ وَرَاءَهُمْ مَلِكٌ يَأْخُذُ كُلَّ سَفِينَةٍ غَصْباً |
Wa 'Ammā Al-Ghulāmu Fakāna 'Abawāhu Mu'uminayni Fakhashīnā 'An Yurhiqahumā Ţughyānāan Wa Kufrāan | 018080.Çocuğa gelince, anası babası mümin insanlardı. Onları azgınlığa veküfre sürüklemesinden korktuk. |
وَأَمَّا الْغُلاَمُ فَكَانَ أَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ فَخَشِينَا أَنْ يُرْهِقَهُمَا طُغْيَانا ً وَكُفْراً |
Fa'aradnā 'An Yubdilahumā Rabbuhumā Khayrāan Minhu Zakāatan Wa 'Aqraba Ruĥmāan | 018081.Böylece, Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine daha hayırlı ve dahamerhametli bir çocuk vermesini diledik. |
فَأَرَدْنَا أَنْ يُبْدِلَهُمَا رَبُّهُمَا خَيْرا ً مِنْهُ زَكَاة ً وَأَقْرَبَ رُحْماً |
Wa 'Ammā Al-Jidāru Fakāna Lighulāmayni Yatīmayni Fī Al-Madīnati Wa Kāna Taĥtahu Kanzun Lahumā Wa Kāna 'Abūhumā Şāliĥāan Fa'arāda Rabbuka 'An Yablughā 'Ashuddahumā Wa Yastakhrijā Kanzahumā Raĥmatan Min Rabbika ۚ Wa Mā Fa`altuhu `An 'Amrī ۚ Dhālika Ta'wīlu Mā Lam Tasţi` `Alayhi Şabrāan | 018082.Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa ait idi. Altında onlara ait birdefine vardı. Babaları da iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk çağınaulaşmalarını ve Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarmalarınıistedi. Bunları ben kendi görüşüme göre yapmadım. İşte senin,sabredemediğin şeylerin içyüzü budur. |
وَأَمَّا الْجِدَارُ فَكَانَ لِغُلاَمَيْنِ يَتِيمَيْنِ فِي الْمَدِينَةِ وَكَانَ تَحْتَهُ كَنزٌ لَهُمَا وَكَانَ أَبُوهُمَا صَالِحا ً فَأَرَادَ رَبُّكَ أَنْ يَبْلُغَا أَشُدَّهُمَا وَيَسْتَخْرِجَا كَنزَهُمَا رَحْمَة ً مِنْ رَبِّكَ ۚ وَمَا فَعَلْتُهُ عَنْ أَمْرِي ۚ ذَلِكَ تَأْوِيلُ مَا لَمْ تَسْطِعْ عَلَيْهِ صَبْراً |
Wa Yas'alūnaka `An Dhī Al-Qarnayni ۖ Qul Sa'atlū `Alaykum Minhu Dhikrāan | 018083.(Ey Muhammed!) Bir de sana Zülkarneyn hakkında soru soruyorlar. De ki:Size ondan bir anı okuyacağım. |
وَيَسْأَلُونَكَ عَنْ ذِي الْقَرْنَيْنِ ۖ قُلْ سَأَتْلُو عَلَيْكُمْ مِنْهُ ذِكْراً |
'Innā Makkannā Lahu Fī Al-'Arđi Wa 'Ātaynāhu Min Kulli Shay'in Sababāan | 018084.Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda (amacınaulaşabileceği) bir yol verdik. |
إِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الأَرْضِ وَآتَيْنَاهُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ سَبَباً |
Fa'atba`a Sababāan | 018085.O da (Batıya gitmek istedi ve) bir yol tuttu. |
فَأَتْبَعَ سَبَباً |
Ĥattá 'Idhā Balagha Maghriba Ash-Shamsi Wajadahā Taghrubu Fī `Aynin Ĥami'atin Wa Wajada `Indahā Qawmāan ۗ Qulnā Yā Dhā Al-Qarnayni 'Immā 'An Tu`adhdhiba Wa 'Immā 'An Tattakhidha Fīhim Ĥusnāan | 018086.Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar(gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. Ey Zülkarneyn! Ya (onları)cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın dedik. |
حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْما ً ۗ قُلْنَا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَنْ تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَنْ تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْناً |
Qāla 'Ammā Man Žalama Fasawfa Nu`adhdhibuhu Thumma Yuraddu 'Ilá Rabbihi Fayu`adhdhibuhu `Adhābāan Nukrāan | 018087.Zülkarneyn, Her kim zulmederse, biz onu cezalandıracağız. Sonra oRabbine döndürülür. O da kendisini görülmedik bir azaba uğratır dedi. |
قَالَ أَمَّا مَنْ ظَلَمَ فَسَوْفَ نُعَذِّبُهُ ثُمَّ يُرَدُّ إِلَى رَبِّهِ فَيُعَذِّبُهُ عَذَابا ً نُكْراً |
Wa 'Ammā Man 'Āmana Wa `Amila Şāliĥāan Falahu Jazā'an Al-Ĥusná ۖ Wa Sanaqūlu Lahu Min 'Amrinā Yusrāan | 018088.Her kim de iman eder ve salih amel işlerse ona mükafat olarak dahagüzeli var. (Üstelik) ona emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz. |
وَأَمَّا مَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحا ً فَلَهُ جَزَاء ً الْحُسْنَى ۖ وَسَنَقُولُ لَهُ مِنْ أَمْرِنَا يُسْراً |
Thumma 'Atba`a Sababāan | 018089.Sonra yine (doğuya doğru) bir yol tuttu. |
ثُمَّ أَتْبَعَ سَبَباً |
Ĥattá 'Idhā Balagha Maţli`a Ash-Shamsi Wajadahā Taţlu`u `Alá Qawmin Lam Naj`al Lahum Min Dūnihā Sitrāan | 018090.Güneşin doğduğu yere ulaşınca onu, kendileriyle güneş arasına örtükoymadığımız bir halk üzerine doğar buldu. |
حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَطْلِعَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَطْلُعُ عَلَى قَوْمٍ لَمْ نَجْعَلْ لَهُمْ مِنْ دُونِهَا سِتْراً |
Kadhālika Wa Qad 'Aĥaţnā Bimā Ladayhi Khubrāan | 018091.İşte böyle. Şüphesiz biz onun yanındakileri ilmimizle kuşatmışızdır. |
كَذَلِكَ وَقَدْ أَحَطْنَا بِمَا لَدَيْهِ خُبْراً |
Thumma 'Atba`a Sababāan | 018092.Sonra yine bir yol tuttu. |
ثُمَّ أَتْبَعَ سَبَباً |
Ĥattá 'Idhā Balagha Bayna As-Saddayni Wajada Min Dūnihimā Qawmāan Lā Yakādūna Yafqahūna Qawlāan | 018093.İki dağ arasına ulaşınca, bunların önünde, neredeyse hiçbir sözüanlamayan bir halk buldu. |
حَتَّى إِذَا بَلَغَ بَيْنَ السَّدَّيْنِ وَجَدَ مِنْ دُونِهِمَا قَوْما ً لاَ يَكَادُونَ يَفْقَهُونَ قَوْلاً |
Qālū Yā Dhā Al-Qarnayni 'Inna Ya'jūja Wa Ma'jūja Mufsidūna Fī Al-'Arđi Fahal Naj`alu Laka Kharjāan `Alá 'An Taj`ala Baynanā Wa Baynahum Saddāan | 018094.Dediler ki: Ey Zülkarneyn! Yecüc ve Mecüc (adlı kavimler) yeryüzündebozgunculuk yapmaktadırlar. Onlarla bizim aramıza bir engel yapmankarşılığında sana bir vergi verelim mi?12 |
قَالُوا يَاذَا الْقَرْنَيْنِ إِنَّ يَأْجُوجَ وَمَأْجُوجَ مُفْسِدُونَ فِي الأَرْضِ فَهَلْ نَجْعَلُ لَكَ خَرْجاً عَلَى أَنْ تَجْعَلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ سَدّاً |
Qāla Mā Makkananī Fīhi Rabbī Khayrun Fa'a`īnūnī Biqūwatin 'Aj`al Baynakum Wa Baynahum Radmāan | 018095.Zülkarneyn, Rabbimin bana verdiği (imkan ve kudret, sizin vereceğinizvergiden) daha hayırlıdır. Şimdi siz bana gücünüzle yardım edin de,sizinle onların arasına sağlam bir engel yapayım dedi. |
قَالَ مَا مَكَّنَنِي فِيهِ رَبِّي خَيْرٌ فَأَعِينُونِي بِقُوَّةٍ أَجْعَلْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ رَدْماً |
'Ātūnī Zubara Al-Ĥadīdi ۖ Ĥattá 'Idhā Sāwá Bayna Aş-Şadafayni Qāla Anfukhū ۖ Ĥattá 'Idhā Ja`alahu Nārāan Qāla 'Ātūnī 'Ufrigh `Alayhi Qiţrāan | 018096.Bana (yeterince) demir madenigetirin dedi. İki yamacın arasındakiboşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince körükleyin! dedi. Demiri eritipkor (gibi) yapınca da, Bana erimiş bakır getirin, bunun üzerineboşaltayım dedi. |
آتُونِي زُبَرَ الْحَدِيدِ ۖ حَتَّى إِذَا سَاوَى بَيْنَ الصَّدَفَيْنِ قَالَ انفُخُوا ۖ حَتَّى إِذَا جَعَلَهُ نَارا ً قَالَ آتُونِي أُفْرِغْ عَلَيْهِ قِطْراً |
Famā Asţā`ū 'An Yažharūhu Wa Mā Astaţā`ū Lahu Naqbāan | 018097.Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler. |
فَمَا اسْطَاعُوا أَنْ يَظْهَرُوهُ وَمَا اسْتَطَاعُوا لَهُ نَقْباً |
Qāla Hādhā Raĥmatun Min Rabbī ۖ Fa'idhā Jā'a Wa`du Rabbī Ja`alahu Dakkā'a ۖ Wa Kāna Wa`du Rabbī Ĥaqqāan | 018098.Zülkarneyn, Bu, Rabbimin bir rahmetidir. Rabbimin vaadi (kıyametin kopma vakti)gelince onu yerle bir eder. Rabbimin vaadi gerçektir dedi. |
قَالَ هَذَا رَحْمَةٌ مِنْ رَبِّي ۖ فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ رَبِّي جَعَلَهُ دَكَّاءَ ۖ وَكَانَ وَعْدُ رَبِّي حَقّاً |
Wa Taraknā Ba`đahum Yawma'idhin Yamūju Fī Ba`đin ۖ Wa Nufikha Fī Aş-Şūri Fajama`nāhum Jam`āan | 018099.O gün biz onları bırakırız, dalga dalga birbirlerine karışırlar. Sonrasûra üfürülür de onları toptan bir araya getiririz. |
وَتَرَكْنَا بَعْضَهُمْ يَوْمَئِذٍ يَمُوجُ فِي بَعْضٍ ۖ وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَجَمَعْنَاهُمْ جَمْعاً |
Wa `Arađnā Jahannama Yawma'idhin Lilkāfirīna `Arđāan | 018100,101.O gün cehennemi; gözleri Zikrime (Kurana) karşı perdeli olan veonu dinleme zahmetine dahi katlanamayan kafirlerin karşısına (bütündehşetiyle) dikeriz! |
وَعَرَضْنَا جَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ لِلْكَافِرِينَ عَرْضاً |
Al-Ladhīna Kānat 'A`yunuhum Fī Ghiţā'in `An Dhikrī Wa Kānū Lā Yastaţī`ūna Sam`āan | 018101. |
الَّذِينَ كَانَتْ أَعْيُنُهُمْ فِي غِطَاءٍ عَنْ ذِكْرِي وَكَانُوا لاَ يَسْتَطِيعُونَ سَمْعاً |
'Afaĥasiba Al-Ladhīna Kafarū 'An Yattakhidhū `Ibādī Min Dūnī 'Awliyā'a ۚ 'Innā 'A`tadnā Jahannama Lilkāfirīna Nuzulāan | 018102.İnkar edenler, beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini misandılar? Biz cehennemi kâfirlere konak olarak hazırladık. |
أَفَحَسِبَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنْ يَتَّخِذُوا عِبَادِي مِنْ دُونِي أَوْلِيَاءَ ۚ إِنَّا أَعْتَدْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَافِرِينَ نُزُلاً |
Qul Hal Nunabbi'ukum Bil-'Akhsarīna 'A`mālāan | 018103,104.(Ey Muhammed!) De ki: Amelce en çok ziyana uğrayan; iyi işyaptıklarını sandıkları halde dünya hayatındaki çabaları kaybolup gidenkimseleri size haber verelim mi? |
قُلْ هَلْ نُنَبِّئُكُمْ بِالأَخْسَرِينَ أَعْمَالاً |
Al-Ladhīna Đalla Sa`yuhum Fī Al-Ĥayāati Ad-Dunyā Wa Hum Yaĥsabūna 'Annahum Yuĥsinūna Şun`āan | 018104. |
الَّذِينَ ضَلَّ سَعْيُهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ يَحْسَبُونَ أَنَّهُمْ يُحْسِنُونَ صُنْعاً |
'Ūla'ika Al-Ladhīna Kafarū Bi'āyāti Rabbihim Wa Liqā'ihi Faĥabiţat 'A`māluhum Falā Nuqīmu Lahum Yawma Al-Qiyāmati Waznāan | 018105.Onlar, Rablerinin âyetlerini ve Ona kavuşacaklarını inkar eden,böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için birterazi kurmayacağımız kimselerdir. |
أُولَئِكَ الَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ وَلِقَائِهِ فَحَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فَلاَ نُقِيمُ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَزْناً |
Dhālika Jazā'uuhum Jahannamu Bimā Kafarū Wa Attakhadhū 'Āyātī Wa Rusulī Huzūan | 018106.İşte böyle. İnkar etmeleri, âyetlerimi ve Peygamberlerimi alay konusuyapmaları yüzünden onların cezası cehennemdir. |
ذَلِكَ جَزَاؤُهُمْ جَهَنَّمُ بِمَا كَفَرُوا وَاتَّخَذُوا آيَاتِي وَرُسُلِي هُزُواً |
'Inna Al-Ladhīna 'Āmanū Wa `Amilū Aş-Şāliĥāti Kānat Lahum Jannātu Al-Firdawsi Nuzulāan | 018107,108.Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara gelince onlar için,içlerinde ebedi kalacakları Firdevs cennetleri bir konaktır. Oradanayrılmak istemezler. |
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ كَانَتْ لَهُمْ جَنَّاتُ الْفِرْدَوْسِ نُزُلاً |
Khālidīna Fīhā Lā Yabghūna `Anhā Ĥiwalāan | 018108. |
خَالِدِينَ فِيهَا لاَ يَبْغُونَ عَنْهَا حِوَلاً |
Qul Law Kāna Al-Baĥru Midādāan Likalimāti Rabbī Lanafida Al-Baĥru Qabla 'An Tanfada Kalimātu Rabbī Wa Law Ji'nā Bimithlihi Madadāan | 018109.De ki: Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir okadar da ilave etsek (denizlere deniz katsak); Rabbimin sözleri tükenmedenönce denizler tükenirdi. |
قُلْ لَوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادا ً لِكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَنْ تَنفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَداً |
Qul 'Innamā 'Anā Basharun Mithlukum Yūĥá 'Ilayya 'Annamā 'Ilahukum 'Ilahun Wāĥidun ۖ Faman Kāna Yarjū Liqā'a Rabbihi Falya`mal `Amalāan Şāliĥāan Wa Lā Yushrik Bi`ibādati Rabbihi~ 'Aĥadāan | 018110.De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım, (Ne var ki) bana, Sizinilahınız ancak bir tek ilâhtır diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayıumuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortakkoşmasın. |
قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ ۖ فَمَنْ كَانَ يَرْجُوا لِقَاءَ رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلا ً صَالِحا ً وَلاَ يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ~ِ أَحَداً |
Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter | Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ |