Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ
Wa A n -Naj mi 'Idh ā Hawá
053-001 Andolsun yıldızainerken.
وَالنَّ جْ مِ إِذَا هَوَى
Mā Đ alla Ş āĥibukum Wa Mā Gh awá
053-002 Arkadaşınızgerçekten ne saptıne ayrıldı.
مَا ضَ لَّ صَ احِبُكُمْ وَمَا غَ وَى
Wa Mā Yan ţ iq u `Ani A l-Hawá
053-003 Ve kendi dileğiyle söz desöylemedi.
وَمَا يَنْ طِ قُ عَنِ ا لْهَوَى
'In Huwa 'Illā Waĥyun Yūĥá
053-004 Sözüancak vahyedilen şeyden ibaret.
إِن ْ هُوَ إِلاَّ وَحْيٌ يُوحَى
`Allamahu Sh adī du A l-Q uwá
053-005 Ona öğretti kuvvetleri çok çetin.
عَلَّمَهُ شَدِي دُ ا لْقُ وَى
Dh ū Mir ra tin Fāstawá
053-006 Kuvvetli biri; sonra doğruldu.
ذُو مِر َّةٍ فَاسْتَوَى
Wa Huwa Bil-'Ufuq i A l-'A`lá
053-007 Ve oen yüce tanyerindeydi.
وَهُوَ بِا لأُفُقِ ا لأَعْلَى
Th umm a Danā Fatadallá
053-008 Sonra yaklaştıyakınlaştı.
ثُمّ َ دَنَا فَتَدَلَّى
Fakā na Q ā ba Q awsay ni 'Aw 'Ad ná
053-009 İki yay kadar kaldı aralarıyahut daha da yakın.
فَكَا نَ قَ ا بَ قَ وْسَيْ نِ أَوْ أَد ْنَى
Fa'awĥá 'Ilá `Ab dihi Mā 'Awĥá
053-010 Derken kuluna vahyettine vahyettiyse.
فَأَوْحَى إِلَى عَبْ دِهِ مَا أَوْحَى
Mā Kadh aba A l-Fu'uā du Mā Ra 'á
053-011 Gönlügördüğünü yalanlamadı.
مَا كَذَبَ ا لْفُؤَا دُ مَا رَ أَى
'Afatumārūnahu `Alá Mā Yará
053-012 Hala münakaşa mı edersiniz gördüğü şeyleri?
أَفَتُمَارُونَهُ عَلَى مَا يَرَ ى
Wa Laq ad Ra 'ā hu Nazlatan 'Ukh rá
053-013 Ve andolsun ki onuinerken bir kere daha gördü.
وَلَقَ د ْ رَ آهُ نَزْلَةً أُخْ رَ ى
`In da Sid ra ti A l-Mun tahá
053-014 En son sidrenin yanında.
عِنْ دَ سِد ْرَ ةِ ا لْمُنْ تَهَى
`In dahā Jann atu A l-Ma'wá
053-015 Mev'a cenneti de yanındaydı.
عِنْ دَهَا جَنَّ ةُ ا لْمَأْوَى
'Idh Yagh sh á A s-Sid ra ta Mā Yagh sh á
053-016 Sidreyio sırada neler bürümüşkaplamıştıneler.
إِذْ يَغْ شَى ا ل سِّد ْرَ ةَ مَا يَغْ شَى
Mā Zāgh a A l-Baş aru Wa Mā Ţ agh á
053-017 Gözüne kaydıne haddini aştı.
مَا زَا غَ ا لْبَصَ رُ وَمَا طَ غَ ى
Laq ad Ra 'á Min 'Āyā ti Ra bbihi A l-Kub rá
053-018 Andolsun ki Rabbinin pek büyük delillerinden bir kısmını gördü.
لَقَ د ْ رَ أَى مِن ْ آيَا تِ رَ بِّهِ ا لْكُبْ رَ ى
'Afara 'aytumu A l-Lā ta Wa A l-`Uzzá
053-019 Siz de gördünüz müLat'ı ve Uzza'yı?
أَفَرَ أَيْتُمُ ا ل لاَّتَ وَا لْعُزَّى
Wa Manāata A th -Th ālith ata A l-'Ukh rá
053-020 Ve üçüncü öbür putuMenat'ı?
وَمَنَا ةَ ا ل ثَّالِثَةَ ا لأُخْ رَ ى
'Alakumu A dh -Dh akaru Wa Lahu A l-'Un th á
053-021 Erkek evlatlar sizin de kızlar onun mu?
أَلَكُمُ ا ل ذَّكَرُ وَلَهُ ا لأُن ثَى
Tilka 'Idh āan Q ismatun Đ īzá
053-022 Bupek insafsızca bir pay şimdi.
تِلْكَ إِذا ً قِ سْمَةٌ ضِ يزَى
'In Hiya 'Illā 'Asmā 'un Samm aytumūhā 'An tum Wa 'Ābā 'uukum Mā 'An zala A ll āhu Bihā Min Sulţ ā nin ۚ 'In Yattabi`ū na 'Illā A ž-Ž ann a Wa Mā Tahwá A l-'An fusu ۖ Wa Laq ad Jā 'ahum Min Ra bbihimu A l-Hudá
053-023 Bunlarancak sizin taktığınızatalarınızın taktığı adlardan başka bir şey değilAllahonlara ait kesin bir delil indirmemiştirancak zanna venefislerinin dileğine kapılmıştır onlar ve andolsun ki Rablerinden doğru yolu gösteren de gelmiştir.
إِن ْ هِيَ إِلاَّ أَسْمَا ءٌ سَمَّ يْتُمُوهَا أَنْ تُمْ وَآبَا ؤُكُمْ مَا أَن زَلَ ا للَّ هُ بِهَا مِن ْ سُلْطَ ا نٍ ۚ إِن ْ يَتَّبِعُو نَ إِلاَّ ا ل ظَّ نّ َ وَمَا تَهْوَى ا لأَنْ فُسُ ۖ وَلَقَ د ْ جَا ءَهُمْ مِن ْ رَ بِّهِمُ ا لْهُدَى
'Am Lil'in sā ni Mā Tamann á
053-024 Yoksa insanher umduğunu elde eder mi?
أَمْ لِلإِن سَا نِ مَا تَمَنَّ ى
Falill ā hi A l-'Ākh ira tu Wa A l-'Ūlá
053-025 Gerçekten de ahiret de Allah'ındırdünya da.
فَلِلَّهِ ا لآخِ رَ ةُ وَا لأُ ولَى
Wa Kam Min Malakin Fī A s-Samāwā ti Lā Tugh nī Sh afā`atuhum Sh ay'ā an 'Illā Min Ba`di 'An Ya'dh ana A ll āhu Liman Yash ā 'u Wa Yarđá
053-026 Ve göklerde nice melekler vardır ki Allahdilediğine ve razı olduğuna şefaat etmeleri için izin vermedikçe şefaatlerihiçbir şeye yaramaz.
وَكَمْ مِن ْ مَلَكٍ فِي ا ل سَّمَاوَا تِ لاَ تُغْ نِي شَفَاعَتُهُمْ شَيْ ئا ً إِلاَّ مِن ْ بَعْدِ أَن ْ يَأْذَنَ ا للَّ هُ لِمَن ْ يَشَا ءُ وَيَرْضَ ى
'Inn a A l-Ladh ī na Lā Yu'uminū na Bil-'Ākh ira ti Layusamm ū na A l-Malā 'ikata Tasmiyata A l-'Un th á
053-027 Şüphe yok ki ahirete inanmayanlarmeleklere dişi adları takıp duruyorlar.
إِنّ َ ا لَّذِي نَ لاَ يُؤْمِنُو نَ بِا لآخِ رَ ةِ لَيُسَمّ ُو نَ ا لْمَلاَئِكَةَ تَسْمِيَةَ ا لأُنْ ثَى
Wa Mā Lahum Bihi Min `Ilmin ۖ 'In Yattabi`ū na 'Illā A ž-Ž ann a ۖ Wa 'Inn a A ž-Ž ann a Lā Yugh nī Mina A l-Ĥaq q i Sh ay'ā an
053-028 Onlarınbu hususta hiçbir bilgisi yokancak zanna kapılıyorlar ve şüphe yok ki zangerçeğe karşı hiçbir şeye yaramaz.
وَمَا لَهُمْ بِهِ مِن ْ عِلْمٍ ۖ إِن ْ يَتَّبِعُو نَ إِلاَّ ا ل ظَّ نّ َ ۖ وَإِنّ َ ا ل ظَّ نّ َ لاَ يُغْ نِي مِنَ ا لْحَقِّ شَيْ ئاً
Fa'a`r iđ `An Man Tawallá `An Dh ikr inā Wa Lam Yur id 'Illā A l-Ĥayāata A d-Dun yā
053-029 Artık yüz çevirbizi anmadan yüz çevirenden ve ancak dünya yaşayışını isteyenden.
فَأَعْر ِضْ عَن ْ مَن ْ تَوَلَّى عَن ْ ذِكْر ِنَا وَلَمْ يُر ِد ْ إِلاَّ ا لْحَيَا ةَ ا ل دُّنْ يَا
Dh ālika Mab lagh uhum Mina A l-`Ilmi ۚ 'Inn a Ra bbaka Huwa 'A`lamu Biman Đ alla `An Sabīlihi Wa Huwa 'A`lamu Bimani A htadá
053-030 İşte bilgide ulaşabildikleri şey bu; şüphe yok ki Rabbinkendi yolundan çıkıp sapanı daha iyi bilir ve odur doğru yola gireni daha iyi bilen.
ذَلِكَ مَبْ لَغُ هُمْ مِنَ ا لْعِلْمِ ۚ إِنّ َ رَ بَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ْ ضَ لَّ عَن ْ سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ ا هْتَدَى
Wa Lill ā h Mā Fī A s-Samāwā ti Wa Mā Fī A l-'Arđi Liyaj ziya A l-Ladh ī na 'Asā 'ū Bimā `Amilū Wa Yaj ziya A l-Ladh ī na 'Aĥsanū Bil-Ĥusná
053-031 Ve Allah'ındır ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde kötülük edenleriyaptıklarına karşılık elbette cezalandırır ve iyilik edenlereyse yaptıklarından daha da iyi mükafat verir.
وَلِلَّهِ مَا فِي ا ل سَّمَاوَا تِ وَمَا فِي ا لأَرْضِ لِيَجْ زِيَ ا لَّذِي نَ أَسَا ءُ وا بِمَا عَمِلُوا وَيَجْ زِيَ ا لَّذِي نَ أَحْسَنُوا بِا لْحُسْنَى
Al-Ladh ī na Yaj tanibū na Kabā 'ir a A l-'Ith mi Wa A l-Fawāĥish a 'Illā A l-Lamama ۚ 'Inn a Ra bbaka Wāsi`u A l-Magh fira ti ۚ Huwa 'A`lamu Bikum 'Idh 'An sh a'akum Mina A l-'Arđi Wa 'Idh 'An tum 'Ajinn atun Fī Buţ ū ni 'Umm ahātikum ۖ Falā Tuzakkū 'An fusakum ۖ Huwa 'A`lamu Bimani A ttaq á
053-032 Israr etmemekşartıyle küçük günahlardan başka suçların büyüklerinden ve çirkin şeylerden sakınanlara gelince: Şüphe yok ki Rabbinin yarlıgaması pek geniştir. Osizi yeryüzünden yaratıp meydana getirdiği zaman ve sizanalarınızın karnında birer dölken de bilir; artık sizkendinizi temize çıkarmaya kalkışmayınokim çekinmededirdaha iyi bilir.
ا لَّذِي نَ يَجْ تَنِبُو نَ كَبَا ئِر َ ا لإِثْمِ وَا لْفَوَاحِشَ إِلاَّ ا ل لَّمَمَ ۚ إِنّ َ رَ بَّكَ وَاسِعُ ا لْمَغْ فِرَ ةِ ۚ هُوَ أَعْلَمُ بِكُمْ إِذْ أَن شَأَكُمْ مِنَ ا لأَرْضِ وَإِذْ أَنْ تُمْ أَجِنَّ ةٌ فِي بُطُ و نِ أُمَّ هَاتِكُمْ ۖ فَلاَ تُزَكُّو ا أَن فُسَكُمْ ۖ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ ا تَّقَ ى
'Afara 'ay ta A l-Ladh ī Tawallá
053-033 Gördün mü artık yüz çevireni.
أَفَرَ أَيْ تَ ا لَّذِي تَوَلَّى
Wa 'A`ţ á Q alīlāan Wa 'Akdá
053-034 Ve az bir şey verip sonra kısanınekeslik edeni?
وَأَعْطَ ى قَ لِيلا ً وَأَكْدَى
'A`in dahu `Ilmu A l-Gh ay bi Fahuwa Yará
053-035 Gizli şeylere ait bilgionun katında mı da görmede.
أَعِنْ دَهُ عِلْمُ ا لْغَ يْ بِ فَهُوَ يَرَ ى
'Am Lam Yunabba' Bimā Fī Ş uĥufi Mūsá
053-036 Yoksa Musa'nın sahifelerindeki şey bildirilmedi mi ona.
أَمْ لَمْ يُنَبَّأْ بِمَا فِي صُ حُفِ مُوسَى
Wa 'Ib rā hī ma A l-Ladh ī Wa Ffá
053-037 Ve İbrahim'in sahifelerindekio İbrahim ki ahdine iyiden iyiye vefa etmişti.
وَإِبْ رَ اهِي مَ ا لَّذِي وَفَّى
'Allā Tazir u Wāzira tun Wizra 'Ukh rá
053-038 Hiçbir suçlubir başkasının suçunu yüklenemez.
أَلاَّ تَزِر ُ وَازِرَ ةٌ وِزْرَ أُخْ رَ ى
Wa 'An Lay sa Lil'in sā ni 'Illā Mā Sa`á
053-039 Ve gerçekten de insanancak çalıştığını elde eder.
وَأَن ْ لَيْ سَ لِلإِن سَا نِ إِلاَّ مَا سَعَى
Wa 'Ann a Sa`yahu Saw fa Yurá
053-040 Ve şüphe yok ki çalıştığının karşılığı da gösterilir ona.
وَأَنّ َ سَعْيَهُ سَوْ فَ يُرَ ى
Th umm a Yuj zā hu A l-Jazā 'a A l-'Awfá
053-041 Sonra da onaen değerli mükafat verilir.
ثُمّ َ يُجْ زَا هُ ا لْجَزَا ءَ ا لأَوْفَى
Wa 'Ann a 'Ilá Ra bbika A l-Mun tahá
053-042 Ve şüphe yok ki son varılacak tapıRabbinin tapısıdır.
وَأَنّ َ إِلَى رَ بِّكَ ا لْمُنْ تَهَى
Wa 'Ann ahu Huwa 'Ađĥaka Wa 'Ab ká
053-043 Ve şüphe yok ki odur adamakıllı güldüren ve ağlatan.
وَأَنَّ هُ هُوَ أَضْ حَكَ وَأَبْ كَى
Wa 'Ann ahu Huwa 'Amā ta Wa 'Aĥyā
053-044 Ve şüphe yokki odur öldüren ve dirilten.
وَأَنَّ هُ هُوَ أَمَا تَ وَأَحْيَا
Wa 'Ann ahu Kh alaq a A z-Zawjay ni A dh -Dh akara Wa A l-'Un th á
053-045 Ve şüphe yok ki o halk etmiştir erkeği ve dişiyi.
وَأَنَّ هُ خَ لَقَ ا ل زَّوْجَيْ نِ ا ل ذَّكَرَ وَا لأُنْ ثَى
Min Nuţ fatin 'Idh ā Tum ná
053-046 Bir katre sudano suyu çıkardığı zaman.
مِن ْ نُطْ فَةٍ إِذَا تُمْنَى
Wa 'Ann a `Alay hi A n -Nash 'ata A l-'Ukh rá
053-047 Ve şüphe yok ki ikinci defa yaratış da ona aittir.
وَأَنّ َ عَلَيْ هِ ا ل نَّ شْأَةَ ا لأُخْ رَ ى
Wa 'Ann ahu Huwa 'Agh ná Wa 'Aq ná
053-048 Ve şüphe yok ki odur zengin eden ve sermaye veren.
وَأَنَّ هُ هُوَ أَغْ نَى وَأَقْ نَى
Wa 'Ann ahu Huwa Ra bbu A sh -Sh i`rá
053-049 Ve şüphe yok ki odur Şi'ra yıldızının Rabbi.
وَأَنَّ هُ هُوَ رَ بُّ ا ل شِّعْرَ ى
Wa 'Ann ahu~ 'Ahlaka `Ādāan A l-'Ūlá
053-050 Ve şüphe yok ki odur önceden gelip geçen Âd'ı helak eden.
وَأَنَّ هُ~ ُ أَهْلَكَ عَادا ً ا لأُ ولَى
Wa Th amū da Famā 'Ab q á
053-051 Ve Semud'u da bırakmayan.
وَثَمُو دَ فَمَا أَبْ قَ ى
Wa Q aw ma Nūĥin Min Q ab lu ۖ 'Inn ahum Kānū Hum 'Ažlama Wa 'Aţ gh á
053-052 Ve onlardan önceki Nuh kavmini de; şüphe yok ki onlardaha da zalimdi ve daha da azgın.
وَقَ وْ مَ نُو حٍ مِن ْ قَ بْ لُ ۖ إِنَّ هُمْ كَانُوا هُمْ أَظْ لَمَ وَأَطْ غَ ى
Wa A l-Mu'utafikata 'Ahwá
053-053 Lut kavminin şehirlerini de altüst edip yerle yeksan etti.
وَالْمُؤْتَفِكَةَ أَهْوَى
Fagh ash sh āhā Mā Gh ash sh á
053-054 Derken o şehirleriörten örttü gitti.
فَغَ شَّاهَا مَا غَ شَّى
Fabi'ay yi 'Ālā 'i Ra bbika Tatamārá
053-055 Artık Rabbinin hangi nimetinden şüphe etmedesin?
فَبِأَيِّ آلاَءِ رَ بِّكَ تَتَمَارَ ى
Hādh ā Nadh ī r un Mina A n -Nudh ur i A l-'Ūlá
053-056 Bu Peygambergelip geçen korkutuculardan bir korkutucu.
هَذَا نَذِي رٌ مِنَ ا ل نُّ ذُر ِ ا لأُ ولَى
'Azifati A l-'Āzifatu
053-057 Yaklaşacakyaklaştı.
أَزِفَتِ ا لآزِفَةُ
Lay sa Lahā Min Dū ni A ll ā hi Kāsh ifatun
053-058 Allah'tan başkasıçeviremez onu geri.
لَيْ سَ لَهَا مِن ْ دُو نِ ا للَّ هِ كَاشِفَةٌ
'Afamin Hādh ā A l-Ĥadīth i Ta`jabū na
053-059 Bu söze mi şaştınız siz?
أَفَمِن ْ هَذَا ا لْحَدِي ثِ تَعْجَبُونَ
Wa Tađĥakū na Wa Lā Tab kū na
053-060 Ve gülüyorsunuz ve ağlamıyorsunuz.
وَتَضْ حَكُو نَ وَلاَ تَبْ كُونَ
Wa 'An tum Sāmidū na
053-061 Ve siz oyalanıyorsunuzgaflet ediyorsunuz.
وَأَنْ تُمْ سَامِدُونَ
Fāsjudū Lill ā h Wa A `budū
053-062 Artık secde edin Allah'a ve kullukta bulunun.
فَاسْجُدُوا لِلَّهِ وَا عْبُد ُوا
Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ