Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ
Ĥā-Mīm
043-001 Ha mim.
حَا-مِيم
Wa A l-Kitā bi A l-Mubī ni
043-002 Andolsun her şeyi açıklayan kitaba.
وَالْكِتَا بِ ا لْمُبِينِ
'Inn ā Ja`alnā hu Q ur'ā nāan `Ara bīyāan La`allakum Ta`q ilū na
043-003 Şüphe yok ki bizakıl edesinizanlayasınız diye Kur'an'ı Arap diliyle meydana getirdik.
إِنَّ ا جَعَلْنَا هُ قُ رْآناً عَرَ بِيّا ً لَعَلَّكُمْ تَعْقِ لُونَ
Wa 'Inn ahu Fī 'Umm i A l-Kitā bi Ladaynā La`alī yun Ĥakī mun
043-004 Ve şüphe yok ki obizim katımızdakitabın aslındadırtemelindedirelbette pek yücedirhüküm ve hikmetle doludur.
وَإِنَّ هُ فِي أُمّ ِ ا لْكِتَا بِ لَدَيْنَا لَعَلِيٌّ حَكِيمٌ
'Afanađr ibu `An kumu A dh -Dh ikra Ş afĥāan 'An Kun tum Q awmāan Musr ifī na
043-005 Haddi aşmış bir toplulukolduğunuzdan dolayı size Kur'an'ı bildirmekten vaz mı geçelim?
أَفَنَضْ ر ِبُ عَن كُمُ ا ل ذِّكْرَ صَ فْحاً أَن ْ كُن تُمْ قَ وْما ً مُسْر ِفِينَ
Wa Kam 'Arsalnā Min Nabī yin Fī A l-'Awwalī na
043-006 Önce gelenler içinde de nice peygamberler gönderdik.
وَكَمْ أَرْسَلْنَا مِن ْ نَبِيٍّ فِي ا لأَوَّلِينَ
Wa Mā Ya'tīhim Min Nabī yin 'Illā Kānū Bihi Yastahzi'ūn
043-007 Ve hiçbir peygamber gelmedi onlara ki onunla alay etmesinler.
وَمَا يَأْتِيهِمْ مِن ْ نَبِيٍّ إِلاَّ كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُ ون
Fa'ahlaknā 'Ash adda Minhum Baţ sh āan Wa Mađá Math alu A l-'Awwalī na
043-008 Derken kuvvet bakımındanbunlardan çok daha çetin oldukları halde helak ettik onları ve öncekilere ait kıssalarsana anlatıldı evvelce.
فَأَهْلَكْنَا أَشَدَّ مِنْ هُمْ بَطْ شا ً وَمَضَ ى مَثَلُ ا لأَوَّلِينَ
Wa La'in Sa'altahum Man Kh alaq a A s-Samāwā ti Wa A l-'Arđa Layaq ūlunn a Kh alaq ahunn a A l-`Azī zu A l-`Alī mu
043-009 Ve andolsun ki onlarakim yarattı gökleri ve yeryüzünü diye sorsan elbette onları diyeceklerdirüstün olan ve her şeyi bilen yarattı;
وَلَئِن ْ سَأَلْتَهُمْ مَن ْ خَ لَقَ ا ل سَّمَاوَا تِ وَا لأَرْضَ لَيَقُ ولُنّ َ خَ لَقَ هُنّ َ ا لْعَزِي زُ ا لْعَلِيمُ
Al-Ladh ī Ja`ala Lakumu A l-'Arđa Mahdāan Wa Ja`ala Lakum Fīhā Subulāan La`allakum Tahtadū na
043-010 Öyle bir mabuttur ki yeryüzünüsize karar edilecek bir yurt olarak yaratmıştır ve istediğinizi elde etmeniz için de orada yollar halketmiştir.
ا لَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ا لأَرْضَ مَهْدا ً وَجَعَلَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلا ً لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
Wa A l-Ladh ī Nazzala Mina A s-Samā 'i Mā 'an Biq adar in Fa'an sh arnā Bihi Baldatan Maytāan ۚ Kadh ālika Tukh ra jū na
043-011 Ve öyle bir mabuttur ki ihtiyaç miktarınca yağmur yağdırır göktenderken onunla ölü şehri diriltirizişte böylece sizi de diriltip kabirlerinizden çıkarır.
وَالَّذِي نَزَّلَ مِنَ ا ل سَّمَا ءِ مَا ء ً بِقَ دَرٍ فَأَن شَرْنَا بِهِ بَلْدَة ً مَيْتا ً ۚ كَذَلِكَ تُخْ رَ جُونَ
Wa A l-Ladh ī Kh alaq a A l-'Azwā ja Kullahā Wa Ja`ala Lakum Mina A l-Fulki Wa A l-'An`ām Mā Tarkabū na
043-012 Ve öyle bir mabuttur ki bütün mahlukatı erkek ve dişi olarak yaratmıştır ve bindiğiniz gemileri ve hayvanları halketmiştir.
وَالَّذِي خَ لَقَ ا لأَزْوَا جَ كُلَّهَا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنَ ا لْفُلْكِ وَا لأَنعَام مَا تَرْكَبُونَ
Litastawū `Alá Ž uhūr ihi Th umm a Tadh kurū Ni`mata Ra bbikum 'Idh ā A stawaytum `Alay hi Wa Taq ūlū Sub ĥā na A l-Ladh ī Sakh kh ara Lanā Hādh ā Wa Mā Kunn ā Lahu Muq r inī na
043-013 Binip oturun da sonra onların üstünde doğruldunuz mu Rabbinizin nimetini anınve yücedirmünezzehtir noksan sıfatlardan o mabut ki ram etmiştir bunu bizeyoksa bizzaptedemezdik onu deyin diye.
لِتَسْتَوُوا عَلَى ظُ هُور ِهِ ثُمّ َ تَذْكُرُوا نِعْمَةَ رَ بِّكُمْ إِذَا ا سْتَوَيْتُمْ عَلَيْ هِ وَتَقُ ولُوا سُبْ حانَ ا لَّذِي سَخَّ رَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّ ا لَهُ مُقْ ر ِنِينَ
Wa 'Inn ā 'Ilá Ra bbinā Lamun q alibū na
043-014 Ve şüphe yok ki bizRabbimize döneceğiz deyin diye.
وَإِنَّ ا إِلَى رَ بِّنَا لَمُن قَ لِبُونَ
Wa Ja`alū Lahu Min `Ibādihi Juz'ā an ۚ 'Inn a A l-'In sā na Lakafū ru n Mubī nun
043-015 Ve bazı kullarınınonun bir parçası olduğunaondan vücuda geldiğine hükmettilergerçekten de insanapaçık bir nankördür elbet.
وَجَعَلُوا لَهُ مِن ْ عِبَادِهِ جُزْءا ً ۚ إِنّ َ ا لإِن سَا نَ لَكَفُو رٌ مُبِينٌ
'Am A ttakh adh a Mimm ā Yakh luq u Banā tin Wa 'Aş fākum Bil-Banī na
043-016 Yoksa oyarattıklarından kızlarıkendisine kız ediniyor da oğulları size mi bırakıyor?
أَمْ ا تَّخَ ذَ مِمَّ ا يَخْ لُقُ بَنَا تٍ وَأَصْ فَاكُمْ بِا لْبَنِينَ
Wa 'Idh ā Bush sh ir a 'Aĥaduhum Bimā Đ ara ba Lilrra ĥmani Math alāan Ž alla Waj huhu Muswaddāan Wa Huwa Kažī mun
043-017 Ve onlardan biribir kızın oldu diye müjdelendi miAllah'ın kızı var dediği halde yüzü kapkara olur ve kızarkederlenir.
وَإِذَا بُشِّر َ أَحَدُهُمْ بِمَا ضَ رَ بَ لِل رَّ حْمَنِ مَثَلا ً ظَ لَّ وَجْ هُهُ مُسْوَدّا ً وَهُوَ كَظِ يمٌ
'Awaman Yunash sh a'u Fī A l-Ĥilyati Wa Huwa Fī A l-Kh iş ā mi Gh ay ru Mubī nin
043-018 Onlarsüslenip bezenerek yetişen ve münakaşadadüşmanlıktaapaçık bir delil bile getiremeyenistediğini söyliyemeyen bir mahluku mabuda mı nispet ediyorlar?
أَوَمَن ْ يُنَشَّأُ فِي ا لْحِلْيَةِ وَهُوَ فِي ا لْخِ صَ ا مِ غَ يْ رُ مُبِينٍ
Wa Ja`alū A l-Malā 'ikata A l-Ladh ī na Hum `Ibā du A r-Ra ĥmā ni 'Ināth āan ۚ 'Ash ahidū Kh alq ahum ۚ Satuktabu Sh ahādatuhum Wa Yus'alū na
043-019 Ve rahmanın kulları olan meleklerinkız olduğuna hükmediyorlaronları yarattığımız vakit gördüler mi ki? Tanıklıklarını yazacağız ve soruya çekilecek onlar.
وَجَعَلُوا ا لْمَلاَئِكَةَ ا لَّذِي نَ هُمْ عِبَا دُ ا ل رَّ حْمَنِ إِنَاثاً ۚ أَشَهِدُوا خَ لْقَ هُمْ ۚ سَتُكْتَبُ شَهَادَتُهُمْ وَيُسْأَلُونَ
Wa Q ālū Law Sh ā 'a A r-Ra ĥmā nu Mā `Abad nāhum ۗ Mā Lahum Bidh ālika Min `Ilmin ۖ 'In Hum 'Illā Yakh ru ş ū na
043-020 Ve rahman isteseydi derlerkulluk etmezdik onlara; bu hususta hiçbir bilgileri yok; onlaryalandan başka bir şeysöylemiyorlar.
وَقَ الُوا لَوْ شَا ءَ ا ل رَّ حْمَنُ مَا عَبَد ْنَاهُمْ ۗ مَا لَهُمْ بِذَلِكَ مِن ْ عِلْمٍ ۖ إِن ْ هُمْ إِلاَّ يَخْ رُصُ ونَ
'Am 'Ātaynāhum Kitābāan Min Q ab lihi Fahum Bihi Mustam sikū na
043-021 Yoksa onlarabu kitaptan önce bir kitap mı verdik de ona sımsıkı yapışmışlar?
أَمْ آتَيْنَاهُمْ كِتَابا ً مِن ْ قَ بْ لِهِ فَهُمْ بِهِ مُسْتَمْسِكُونَ
Bal Q ālū 'Inn ā Wajad nā 'Ābā 'anā `Alá 'Umm atin Wa 'Inn ā `Alá 'Āth ār ihim Muhtadū na
043-022 Hayırşüphe yok ki dedilerbiz atalarımızı bir dinebir inanca sahip bulduk ve şüphe yok ki biz de onların izini izlemedeo yola gitmedeyiz.
بَلْ قَ الُو ا إِنَّ ا وَجَد ْنَا آبَا ءَنَا عَلَى أُمَّ ةٍ وَإِنَّ ا عَلَى آثَار ِهِمْ مُهْتَدُونَ
Wa Kadh alika Mā 'Arsalnā Min Q ab lika Fī Q aryatin Min Nadh ī r in 'Illā Q ā la Mutra fūhā 'Inn ā Wajad nā 'Ābā 'anā `Alá 'Umm atin Wa 'Inn ā `Alá 'Āth ār ihim Muq tadū na
043-023 Ve böylece senden önce de hiçbir şehre bir korkutucu göndermedik ki o şehrinhalivakti yerinde olanlarışüphe yok ki bizatalarımızı bir dinebir inanca sahip bulduk ve şüphe yok ki biz de onların izine uyduk demesinler.
وَكَذَلِكَ مَا أَرْسَلْنَا مِن ْ قَ بْ لِكَ فِي قَ رْيَةٍ مِن ْ نَذِي ر ٍ إِلاَّ قَ ا لَ مُتْرَ فُوهَا إِنَّ ا وَجَد ْنَا آبَا ءَنَا عَلَى أُمَّ ةٍ وَإِنَّ ا عَلَى آثَار ِهِمْ مُقْ تَدُونَ
Q ā la 'Awalaw Ji'tukum Bi'ahdá Mimm ā Wajad tum `Alay hi 'Ābā 'akum ۖ Q ālū 'Inn ā Bimā 'Ursiltum Bihi Kāfirū na
043-024 Peygamberonlaraben dediatalarınızdan bulduğunuz dinden daha doğru bir dinle gelsem de gene atalarınızın yoluna mı gideceksiniz? Şüphe yok ki biz dedilersizin gönderildiğiniz şeyleri zaten inkar etmedeyiz.
قَ ا لَ أَوَلَوْ جِئْتُكُمْ بِأَهْدَى مِمَّ ا وَجَد ْتُمْ عَلَيْ هِ آبَا ءَكُمْ ۖ قَ الُو ا إِنَّ ا بِمَا أُرْسِلْتُمْ بِهِ كَافِرُونَ
Fān taq am nā Minhum ۖ Fān žur Kay fa Kā na `Āq ibatu A l-Mukadh dh ibī na
043-025 Derken öç aldık onlardanbak da göryalanlayanların sonları ne oldu?
فَان تَقَ مْنَا مِنْ هُمْ ۖ فَان ظُ رْ كَيْ فَ كَا نَ عَاقِ بَةُ ا لْمُكَذِّبِينَ
Wa 'Idh Q ā la 'Ib rā hī mu Li'abī hi Wa Q awmihi~ 'Inn anī Barā 'un Mimm ā Ta`budū na
043-026 Ve an o zamanı ki hani İbrahimatasına ve kavmine demişti: Şüphe yok ki bensizin kulluk ettiklerinizden tamamıyla uzağım.
وَإِذْ قَ ا لَ إِبْ رَ اهِي مُ لِأَبِي هِ وَقَ وْمِهِ إِنَّ نِي بَرَا ءٌ مِمَّ ا تَعْبُدُونَ
'Illā A l-Ladh ī Faţ ara nī Fa'inn ahu Sayahdī ni
043-027 Benancak beni yoktan var edene taparımartık o da doğru yolu gösterir bana.
إِلاَّ ا لَّذِي فَطَ رَ نِي فَإِنَّ هُ سَيَهْدِينِ
Wa Ja`alahā Kalimatan Bāq iyatan Fī `Aq ibihi La`allahum Yarji`ū na
043-028 Ve bu birlik sözünügerçeğe dönsünler diye soyu arasında da daima kalacak ve zeval bulmayacak bir vasiyet olarak bıraktı.
وَجَعَلَهَا كَلِمَة ً بَاقِ يَة ً فِي عَقِ بِهِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
Bal Matta`tu Hā 'uulā ' Wa 'Ābā 'ahum Ĥattá Jā 'ahumu A l-Ĥaq q u Wa Ra sū lun Mubī nun
043-029 Belki de benonları daatalarını daonlara bir gerçek ve apaçık bir peygamber gelinceye dek geçindirmedeydim.
بَلْ مَتَّعْتُ هَا ؤُلاَء وَآبَا ءَهُمْ حَتَّى جَا ءَهُمُ ا لْحَقُّ وَرَ سُو لٌ مُبِينٌ
Wa Lamm ā Jā 'ahumu A l-Ĥaq q u Q ālū Hādh ā Siĥru n Wa 'Inn ā Bihi Kāfirū na
043-030 Ve onlara gerçek gelince de bu dedilerbüyü ve biz şüphe yok ki inkar etmedeyiz onu.
وَلَمَّ ا جَا ءَهُمُ ا لْحَقُّ قَ الُوا هَذَا سِحْرٌ وَإِنَّ ا بِهِ كَافِرُونَ
Wa Q ālū Lawlā Nuzzila Hādh ā A l-Q ur'ā nu `Alá Ra julin Mina A l-Q aryatay ni `Ažī min
043-031 Ve bu Kur'an dedileriki şehirden birinin en büyüken ileri gelen adamına inseydi ne olurdu?
وَقَ الُوا لَوْلاَ نُزِّلَ هَذَا ا لْقُ رْآنُ عَلَى رَ جُلٍ مِنَ ا لْقَ رْيَتَيْ نِ عَظِ يمٍ
'Ahum Yaq simū na Ra ĥmata Ra bbika ۚ Naĥnu Q asam nā Baynahum Ma`īsh atahum Fī A l-Ĥayāati A d-Dun yā ۚ Wa Ra fa`nā Ba`đahum Faw q a Ba`đin Dara jā tin Liyattakh idh a Ba`đuhum Ba`đāan Sukh r īyāan ۗ Wa Ra ĥmatu Ra bbika Kh ay ru n Mimm ā Yaj ma`ū na
043-032 Onlar mı Rabbinin rahmetini pay edecekler? Biziz geçimleriniaralarında paylaştıran dünya yaşayışında ve bir kısmıbir kısmına hizmet etsin diye bazılarını derece bakımından bazılarından üstün halkettik ve Rabbinin rahmetionların toplayıp biriktirdiklerinden daha hayırlıdır.
أَهُمْ يَقْ سِمُو نَ رَ حْمَةَ رَ بِّكَ ۚ نَحْنُ قَ سَمْنَا بَيْنَهُمْ مَعِيشَتَهُمْ فِي ا لْحَيَا ةِ ا ل دُّنْ يَا ۚ وَرَ فَعْنَا بَعْضَ هُمْ فَوْ قَ بَعْض ٍ دَرَ جَا تٍ لِيَتَّخِ ذَ بَعْضُ هُمْ بَعْض ا ً سُخْ ر ِيّا ً ۗ وَرَ حْمَةُ رَ بِّكَ خَ يْ رٌ مِمَّ ا يَجْ مَعُونَ
Wa Lawlā 'An Yakū na A n -Nā su 'Umm atan Wāĥidatan Laja`alnā Liman Yakfuru Bir -Ra ĥmani Libuyūtihim Suq ufāan Min Fađđatin Wa Ma`ār ija `Alayhā Yažharū na
043-033 Bütün insanlarınkafir olmaları gibi bir mahzur bulunmasaydı rahmanı inkar edenlerin evlerindeki tavanları ve üstüne basıp çıktıkları merdivenleri bile gümüşten halk ederdik.
وَلَوْلاَ أَن ْ يَكُو نَ ا ل نّ َا سُ أُمَّ ة ً وَاحِدَة ً لَجَعَلْنَا لِمَن ْ يَكْفُرُ بِا ل رَّ حْمَنِ لِبُيُوتِهِمْ سُقُ فا ً مِن ْ فَضَّ ةٍ وَمَعَار ِجَ عَلَيْهَا يَظْ هَرُونَ
Wa Libuyūtihim 'Ab wābāan Wa Suru rā an `Alayhā Yattaki'ū na
043-034 Ve evlerinin kapılarını ve üstüne oturup yaslandıkları tahtları gümüşten yapardık.
وَلِبُيُوتِهِمْ أَبْ وَابا ً وَسُرُراً عَلَيْهَا يَتَّكِئُ ونَ
Wa Zukh ru fāan ۚ Wa 'In Kullu Dh ālika Lamm ā Matā `u A l-Ĥayāati A d-Dun yā Wa ۚ A l-'Ākh ira tu `In da Ra bbika Lilmuttaq ī na
043-035 Ve onları altınlaramücevherlere boğardık ve bütün bunlardünya yaşayışına ait metalardan ibaret ve ahiretseRabbinin katındaçekinenlerin.
وَزُخْ رُفا ً ۚ وَإِن ْ كُلُّ ذَلِكَ لَمَّ ا مَتَا عُ ا لْحَيَا ةِ ا ل دُّنْ يَا ۚ وَا لآخِ رَ ةُ عِنْ دَ رَ بِّكَ لِلْمُتَّقِ ينَ
Wa Man Ya`sh u `An Dh ikr i A r-Ra ĥmā ni Nuq ayyiđ Lahu Sh ayţ ānāan Fahuwa Lahu Q ar ī nun
043-036 Ve kimrahmanı anmadan yüz çevirirse ona bir Şeytan musallat ederizartık oarkadaş olur ona.
وَمَن ْ يَعْشُ عَن ْ ذِكْر ِ ا ل رَّ حْمَنِ نُقَ يِّضْ لَهُ شَيْطَ انا ً فَهُوَ لَهُ قَ ر ِينٌ
Wa 'Inn ahum Layaş uddūnahum `Ani A s-Sabī li Wa Yaĥsabū na 'Ann ahum Muhtadū na
043-037 Ve şüphe yok ki Şeytanlaronları yoldan çıkarır ve şüphe yok ki doğru yolu bulduklarını sanırlar.
وَإِنَّ هُمْ لَيَصُ دُّونَهُمْ عَنِ ا ل سَّبِي لِ وَيَحْسَبُو نَ أَنَّ هُمْ مُهْتَدُونَ
Ĥattá 'Idh ā Jā 'anā Q ā la Yā Lay ta Baynī Wa Baynaka Bu`da A l-Mash r iq ay ni Fabi'sa A l-Q ar ī nu
043-038 Sonunda bizim tapımıza geldi mi keşke derseninle benim aramda doğuyla batı kadar bir uzaklık olsaydıgerçekten de ne kötü arkadaşmış.
حَتَّى إِذَا جَا ءَنَا قَ ا لَ يَالَيْ تَ بَيْنِي وَبَيْنَكَ بُعْدَ ا لْمَشْر ِقَ يْ نِ فَبِئْسَ ا لْقَ ر ِينُ
Wa Lan Yan fa`akumu A l-Yaw ma 'Idh Ž alam tum 'Ann akum Fī A l-`Adh ā bi Mush tar ikū na
043-039 Ve o zaman zulmetmiştinizbugün pişmanlık kesin olarak fayda vermez sizeşüphe yok ki azapta da müştereksiniz.
وَلَن ْ يَن فَعَكُمُ ا لْيَوْ مَ إِذْ ظَ لَمْتُمْ أَنَّ كُمْ فِي ا لْعَذَا بِ مُشْتَر ِكُونَ
'Afa'an ta Tusmi`u A ş -Ş umm a 'Aw Tahdī A l-`Um ya Wa Man Kā na Fī Đ alā lin Mubī nin
043-040 Sen mi sağıra duyuracaksınyahut köre ve apaçık bir sapıklık içinde bulunana yol göstereceksin?
أَفَأَنْ تَ تُسْمِعُ ا ل صُّ مّ َ أَوْ تَهْدِي ا لْعُمْيَ وَمَن ْ كَا نَ فِي ضَ لاَلٍ مُبِينٍ
Fa'imm ā Nadh /habann a Bika Fa'inn ā Minhum Mun taq imū na
043-041 Senikatımıza alsak bile hiç şüphe yok ki mutlaka onlardan öç alırız biz.
فَإِمَّ ا نَذْهَبَنّ َ بِكَ فَإِنَّ ا مِنْ هُمْ مُنْ تَقِ مُونَ
'Aw Nur iyann aka A l-Ladh ī Wa`ad nāhum Fa'inn ā `Alayhim Muq tadirū na
043-042 Yahut da onlara vaadettiğimiz azabı mutlaka sana gösteririzgerçekten de onlara gücümüz yeter bizim.
أَوْ نُر ِيَنَّ كَ ا لَّذِي وَعَد ْنَاهُمْ فَإِنَّ ا عَلَيْهِمْ مُقْ تَدِرُونَ
Fāstam sik Bial-Ladh ī 'Ūĥiya 'Ilay ka ۖ 'Inn aka `Alá Ş ir āţ in Mustaq ī min
043-043 Sen yapış sana vahyedileneşüphe yok ki doğru yoldasın sen.
فَاسْتَمْسِكْ بِا لَّذِي أُ وحِيَ إِلَيْ كَ ۖ إِنَّ كَ عَلَى صِ رَ ا ط ٍ مُسْتَقِ يمٍ
Wa 'Inn ahu Ladh ikru n Laka Wa Liq awmika ۖ Wa Saw fa Tus'alū na
043-044 Ve şüphe yokki osana da elbet öğüttürkavmine de ve soruya çekileceksiniz yakında.
وَإِنَّ هُ لَذِكْرٌ لَكَ وَلِقَ وْمِكَ ۖ وَسَوْ فَ تُسْأَلُونَ
Wa A s'al Man 'Arsalnā Min Q ab lika Min Ru sulinā 'Aja`alnā Min Dū ni A r-Ra ĥmā ni 'Ālihatan Yu`badū na
043-045 Ve sor senden önce peygamberlerimizden gönderdiklerimize: Rahmandan başka kulluk edilen mabutlar yarattık mı?
وَاسْأَلْ مَن ْ أَرْسَلْنَا مِن ْ قَ بْ لِكَ مِن ْ رُسُلِنَا أَجَعَلْنَا مِن ْ دُو نِ ا ل رَّ حْمَنِ آلِهَة ً يُعْبَدُونَ
Wa Laq ad 'Arsalnā Mūsá Bi'āyātinā 'Ilá Fir `aw na Wa Mala'ihi Faq ā la 'Inn ī Ra sū lu Ra bbi A l-`Ālamī na
043-046 Ve andolsun ki Musa'yıdelillerimizle Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine gönderdik de ben dedişüphe yok ki alemlerin Rabbinin peygamberiyim.
وَلَقَ د ْ أَرْسَلْنَا مُوسَى بِآيَاتِنَا إِلَى فِر ْعَوْ نَ وَمَلَئِهِ فَقَ ا لَ إِنِّ ي رَ سُو لُ رَ بِّ ا لْعَالَمِينَ
Falamm ā Jā 'ahum Bi'āyātinā 'Idh ā Hum Minhā Yađĥakū na
043-047 Onlara delillerimizle gelince o delillere gülmeye başladılar.
فَلَمَّ ا جَا ءَهُمْ بِآيَاتِنَا إِذَا هُمْ مِنْ هَا يَضْ حَكُونَ
Wa Mā Nur īhim Min 'Āyatin 'Illā Hiya 'Akbaru Min 'Ukh tihā ۖ Wa 'Akh adh nāhum Bil-`Adh ā bi La`allahum Yarji`ū na
043-048 Onlara hiçbir delil göstermedik ki biriöbüründen büyük olmasın ve tuttukları yoldan dönsünler diye de azaplandırdık onları.
وَمَا نُر ِيهِمْ مِن ْ آيَةٍ إِلاَّ هِيَ أَكْبَرُ مِن ْ أُخْ تِهَا ۖ وَأَخَ ذْنَاهُمْ بِا لْعَذَا بِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
Wa Q ālū Yā 'Ayyuhā A s-Sāĥir u A d `u Lanā Ra bbaka Bimā `Ahida `In daka 'Inn anā Lamuhtadūn
043-049 Ve ey büyücü demişlerdisana söz verdiğini sandığın Rabbine yalvar bizim içinşüphe yok ki biz de elbette doğru yola geliriz.
وَقَ الُوا يَا أَيُّهَا ا ل سَّاحِر ُ ا د ْعُ لَنَا رَ بَّكَ بِمَا عَهِدَ عِنْ دَكَ إِنَّ نَا لَمُهْتَد ُون
Falamm ā Kash afnā `Anhumu A l-`Adh ā ba 'Idh ā Hum Yan kuth ū na
043-050 Derken onlardan azabı kaldırdık mı sözlerinden döndüler.
فَلَمَّ ا كَشَفْنَا عَنْ هُمُ ا لْعَذَا بَ إِذَا هُمْ يَن كُثُونَ
Wa Nādá Fir `aw nu Fī Q awmihi Q ā la Yā Q aw mi 'Alay sa Lī Mulku Miş ra Wa Hadh ihi A l-'Anhā ru Taj r ī Min Taĥtī ۖ 'Afalā Tub ş irū na
043-051 Ve Firavunkavminin arasında bağırıp dedi ki: Ey kavmimMısır saltanatı ve ayağımın altından akıp duran şu ırmaklarbenim değil migörmüyor musunuz?
وَنَادَى فِر ْعَوْ نُ فِي قَ وْمِهِ قَ ا لَ يَاقَ وْ مِ أَلَيْ سَ لِي مُلْكُ مِصْ رَ وَهَذِهِ ا لأَنْ هَا رُ تَجْ ر ِي مِن ْ تَحْتِي أَفَلاَ ۖ تُبْ صِ رُونَ
'Am 'Anā Kh ay ru n Min Hādh ā A l-Ladh ī Huwa Mahī nun Wa Lā Yakā du Yubī nu
043-052 Benşu aşağılık ve doğrudüzen söz bile söyliyemeyen adamdan daha hayırlı değil miyim?
أَمْ أَنَا خَ يْ رٌ مِن ْ هَذَا ا لَّذِي هُوَ مَهِي نٌ وَلاَ يَكَا دُ يُبِينُ
Falawlā 'Ulq iya `Alay hi 'Aswira tun Min Dh ahabin 'Aw Jā 'a Ma`ahu A l-Malā 'ikatu Muq tar inī na
043-053 Ne olurdubari ona altın bilezikler takılmış olsaydıyahut da onunlaona uyanyardım eden melekler gelseydi.
فَلَوْلاَ أُلْقِ يَ عَلَيْ هِ أَسْوِرَ ةٌ مِن ْ ذَهَبٍ أَوْ جَا ءَ مَعَهُ ا لْمَلاَئِكَةُ مُقْ تَر ِنِينَ
Fāstakh affa Q awmahu Fa'aţ ā`ū hu ۚ 'Inn ahum Kānū Q awmāan Fāsiq ī na
043-054 Derken kavminin aklını çeldi de ona itaat ettilerşüphe yok ki onlaryoldan çıkmış bir topluluktu.
فَاسْتَخَ فَّ قَ وْمَهُ فَأَطَ اعُو هُ ۚ إِنَّ هُمْ كَانُوا قَ وْما ً فَاسِقِ ينَ
Falamm ā 'Āsafūnā A n taq am nā Minhum Fa'agh ra q nāhum 'Aj ma`ī na
043-055 Bizi gazaba getirdiler mi öç aldık onlardanderken hepsini de sulara boğduk.
فَلَمَّ ا آسَفُونَا ا ن تَقَ مْنَا مِنْ هُمْ فَأَغْ رَ قْ نَاهُمْ أَجْ مَعِينَ
Faja`alnāhum Salafāan Wa Math alāan Lil'ā kh ir ī na
043-056 Gerçekten de kafirlerin önde gidenleri kıldık onları ve sonradan gelenlere ibret ettik.
فَجَعَلْنَاهُمْ سَلَفا ً وَمَثَلا ً لِلآخِ ر ِينَ
Wa Lamm ā Đ ur iba A b nu Maryama Math alāan 'Idh ā Q awmuka Minhu Yaş iddū na
043-057 Meryemoğlu örnek getirilince kavmin hemen bağrışmaya başladı.
وَلَمَّ ا ضُ ر ِبَ ا بْ نُ مَرْيَمَ مَثَلا ً إِذَا قَ وْمُكَ مِنْ هُ يَصِ دُّونَ
Wa Q ālū 'A'ā lihatunā Kh ay ru n 'Am Huwa ۚ Mā Đ ara bū hu Laka 'Illā Jadalāan ۚ Bal Hum Q aw mun Kh aş imū na
043-058 Ve bizim mabutlarımız mı hayırlıyoksa o mu dedileronlarbu örneği ancak çekişmek için getirdiler; zaten de onlar düşmanlık ededuran bir topluluktur.
وَقَ الُو ا أَآلِهَتُنَا خَ يْ رٌ أَمْ هُوَ ۚ مَا ضَ رَ بُو هُ لَكَ إِلاَّ جَدَلا ً ۚ بَلْ هُمْ قَ وْ مٌ خَ صِ مُونَ
'In Huwa 'Illā `Ab dun 'An`am nā `Alay hi Wa Ja`alnā hu Math alāan Libanī 'Isrā 'ī la
043-059 Oysaki okendisine nimetler verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek gösterdiğimiz bir kuldu ancak.
إِن ْ هُوَ إِلاَّ عَبْ دٌ أَنْ عَمْنَا عَلَيْ هِ وَجَعَلْنَا هُ مَثَلا ً لِبَنِي إِسْرَا ئِ يلَ
Wa Law Nash ā 'u Laja`alnā Min kum Malā 'ikatan Fī A l-'Arđi Yakh lufū na
043-060 Ve dileseydik yeryüzüne melekler getirirdiksizin yerinize onları geçirirdik.
وَلَوْ نَشَا ءُ لَجَعَلْنَا مِنْ كُمْ مَلاَئِكَة ً فِي ا لأَرْضِ يَخْ لُفُونَ
Wa 'Inn ahu La`ilmun Lilssā`ati Falā Tam taru nn a Bihā Wa A ttabi`ūnī ۚ Hādh ā Ş ir āţ un Mustaq ī mun
043-061 Onun gökten inmesikıyametin yaklaştığını bildirirsakın kıyamet hakkında şüpheye düşmeyin ve uyun bana; budur doğru yol.
وَإِنَّ هُ لَعِلْم ٌ لِلسَّاعَةِ فَلاَ تَمْتَرُنّ َ بِهَا وَا تَّبِعُونِي ۚ هَذَا صِ رَ ا ط ٌ مُسْتَقِ يمٌ
Wa Lā Yaş uddann akumu A sh -Sh ayţ ā nu ۖ 'Inn ahu Lakum `Adū wun Mubī nun
043-062 Ve Şeytansizi yoldan çıkarmasın; şüpheyok ki osize apaçık bir düşmandır.
وَلاَ يَصُ دَّنَّ كُمُ ا ل شَّيْطَ ا نُ ۖ إِنَّ هُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُبِينٌ
Wa Lamm ā Jā 'a `Īsá Bil-Bayyinā ti Q ā la Q ad Ji'tukum Bil-Ĥikmati Wa Li'abayyina Lakum Ba`đa A l-Ladh ī Takh talifū na Fī hi Fa ۖ A ttaq ū A ll aha Wa 'Aţ ī`ū ni
043-063 Ve İsaapaçık delillerle gelince ben demiştiandolsun ki size peygamber olarak geldim ve ayrılığa düştüğünüz bazı şeyleri elbette açıklayıp bildireceğim size; artık çekinin Allah'tan ve itaat edin bana.
وَلَمَّ ا جَا ءَ عِيسَى بِا لْبَيِّنَا تِ قَ ا لَ قَ د ْ جِئْتُكُمْ بِا لْحِكْمَةِ وَلِأَبَيِّنَ لَكُمْ بَعْضَ ا لَّذِي تَخْ تَلِفُو نَ فِي هِ ۖ فَاتَّقُ وا ا للَّ هَ وَأَطِ يعُونِ
'Inn a A ll āha Huwa Ra bbī Wa Ra bbukum Fā`budū hu ۚ Hādh ā Ş ir āţ un Mustaq ī mun
043-064 Şüphe yok ki AllahRabbimdir ve Rabbinizdir okulluk edin ona. Budur doğru yol.
إِنّ َ ا للَّ هَ هُوَ رَ بِّي وَرَ بُّكُمْ فَاعْبُدُو هُ ۚ هَذَا صِ رَ ا ط ٌ مُسْتَقِ يمٌ
Fākh talafa A l-'Aĥzā bu Min Baynihim ۖ Faway lun Lilladh ī na Ž alamū Min `Adh ā bi Yaw min 'Alī min
043-065 Aralarından bölüklerayrılığa düştü; yazıklar olsun zulmedenlere elemli günün azabından.
فَاخْ تَلَفَ ا لأَحْزَا بُ مِن ْ بَيْنِهِمْ ۖ فَوَيْ ل ٌ لِلَّذِي نَ ظَ لَمُوا مِن ْ عَذَا بِ يَوْ مٍ أَلِيمٍ
Hal Yan žurū na 'Illā A s-Sā`ata 'An Ta'tiyahum Bagh tatan Wa Hum Lā Yash `urū na
043-066 Onlarkıyametin kopmasından başka bir şey mi bekliyorlar ki ansızın kopuverir başlarına ve onlaranlamazlar bile.
هَلْ يَن ظُ رُو نَ إِلاَّ ا ل سَّاعَةَ أَن ْ تَأْتِيَهُمْ بَغْ تَة ً وَهُمْ لاَ يَشْعُرُونَ
Al-'Akh illā 'u Yawma'idh in Ba`đuhum Liba`đin `Adū wun 'Illā A l-Muttaq ī na
043-067 Dostların bir kısmıbir kısmına düşman olur o günancak çekinenler müstesna.
ا لأَخِ لاَّءُ يَوْمَئِذٍ بَعْضُ هُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ إِلاَّ ا لْمُتَّقِ ينَ
Yā `Ibā di Lā Kh aw fun `Alaykumu A l-Yaw ma Wa Lā 'An tum Taĥzanū na
043-068 Ey kullarımkorku yok size bugünkederlenmezsiniz de.
يَاعِبَا دِ لاَ خَ وْ فٌ عَلَيْكُمُ ا لْيَوْ مَ وَلاَ أَنْ تُمْ تَحْزَنُونَ
Al-Ladh ī na 'Āmanū Bi'āyātinā Wa Kānū Muslimī na
043-069 O kullarıminananlardır delillerimize ve onlarteslim olanlardır.
ا لَّذِي نَ آمَنُوا بِآيَاتِنَا وَكَانُوا مُسْلِمِينَ
A d kh ulū A l-Jann ata 'An tum Wa 'Azwājukum Tuĥbarū na
043-070 Girin cennete siz ve eşleriniz kutluluklasevinerek.
ا د ْخُ لُوا ا لْجَنَّ ةَ أَنْ تُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ تُحْبَرُونَ
Yuţ ā fu `Alayhim Biş iĥā fin Min Dh ahabin Wa 'Akwā bin ۖ Wa Fīhā Mā Tash tahī hi A l-'An fusu Wa Taladh dh u A l-'A`yunu ۖ Wa 'An tum Fīhā Kh ālidū na
043-071 Onlara altından yapılmış tabaklar ve testiler sunulacak ve orada nefsin istediği ve gözün hoşlandığı her şey var ve sizorada ebedi olarak kalırsınız.
يُطَ ا فُ عَلَيْهِمْ بِصِ حَا فٍ مِن ْ ذَهَبٍ وَأَكْوَا بٍ ۖ وَفِيهَا مَا تَشْتَهِي هِ ا لأَن فُسُ وَتَلَذُّ ا لأَعْيُنُ ۖ وَأَنْ تُمْ فِيهَا خَ الِدُونَ
Wa Tilka A l-Jann atu A llatī 'Ūr ith tumūhā Bimā Kun tum Ta`malū na
043-072 Ve şu cennete mirasçı oldunuz işlediğiniz şeyler yüzünden.
وَتِلْكَ ا لْجَنَّ ةُ ا لَّتِي أُ ور ِثْتُمُوهَا بِمَا كُن تُمْ تَعْمَلُونَ
Lakum Fīhā Fākihatun Kath īra tun Minhā Ta'kulū na
043-073 Size orada birçok meyveler de varonlardan yersiniz.
لَكُمْ فِيهَا فَاكِهَةٌ كَثِيرَ ةٌ مِنْ هَا تَأْكُلُونَ
'Inn a A l-Muj r imī na Fī `Adh ā bi Jahann ama Kh ālidūn
043-074 Şüphe yok ki mücrimlercehennem azabında ebedi olarak kalırlar.
إِنّ َ ا لْمُجْ ر ِمِي نَ فِي عَذَا بِ جَهَنَّ مَ خَ الِد ُون
Lā Yufattaru `Anhum Wa Hum Fī hi Mub lisū na
043-075 Azapları hafifletilmiyecek ve orada ümitsiz bir halde kalacaklar.
لاَ يُفَتَّرُ عَنْ هُمْ وَهُمْ فِي هِ مُبْ لِسُونَ
Wa Mā Ž alam nāhum Wa Lakin Kānū Humu A ž-Ž ālimī na
043-076 Ve biz zulmetmedik onlara ve fakat onlar zulmettiler kendi kendilerine.
وَمَا ظَ لَمْنَاهُمْ وَلَكِن ْ كَانُوا هُمُ ا ل ظَّ الِمِينَ
Wa Nādaw Yā Māliku Liyaq đi `Alaynā Ra bbuka ۖ Q ā la 'Inn akum Mākith ū na
043-077 Ve ey Malik diye bağıracaklaryalvar Rabbine de öldürsün bizi; Malikşüphe yok ki siz diyecekebedi olarak azaptasınız.
وَنَادَوْا يَامَالِكُ لِيَقْ ضِ عَلَيْنَا رَ بُّكَ قَ ا لَ ۖ إِنَّ كُمْ مَاكِثُونَ
Laq ad Ji'nākum Bil-Ĥaq q i Wa Lakinn a 'Akth ara kum Lilĥaq q i Kār ihū na
043-078 Andolsun ki size gerçeği gönderdik ve fakat çoğunuz gerçeği hoş görmüyoristemiyordunuz.
لَقَ د ْ جِئْنَاكُمْ بِا لْحَقِّ وَلَكِنّ َ أَكْثَرَ كُمْ لِلْحَقِّ كَار ِهُونَ
'Am 'Ab ra mū 'Am rā an Fa'inn ā Mub r imū na
043-079 Onlarkafirlikte ısrar ettilerbiz de onları cezalandırmada ısrar edeceğiz.
أَمْ أَبْ رَ مُو ا أَمْرا ً فَإِنَّ ا مُبْ ر ِمُونَ
'Am Yaĥsabū na 'Ann ā Lā Nasma`u Sir ra hum Wa Naj wāhum ۚ Balá Wa Ru sulunā Ladayhim Yaktubū na
043-080 Yoksa onların gizlediklerini ve gizligizli konuştuklarını işitmedik mi sanırlar? Hayır ve elçilerimizne dediklerinine yaptıklarını yazıp durmada.
أَمْ يَحْسَبُو نَ أَنَّ ا لاَ نَسْمَعُ سِر َّهُمْ وَنَجْ وَاهُمْ ۚ بَلَى وَرُسُلُنَا لَدَيْهِمْ يَكْتُبُونَ
Q ul 'In Kā na Lilrra ĥmani Waladun Fa'anā 'Awwalu A l-`Ābidī na
043-081 De ki: Rahmanın çocuğu olsaydı gerçekten de benmabuduma kulluk edenlerin ilki olurdum.
قُ لْ إِن ْ كَا نَ لِل رَّ حْمَنِ وَلَدٌ فَأَنَا أَوَّلُ ا لْعَابِدِينَ
Sub ĥā na Ra bbi A s-Samāwā ti Wa A l-'Arđi Ra bbi A l-`Arsh i `Amm ā Yaş ifū na
043-082 Yücedirmünezzehtir göklerin ve yeryüzünün Rabbiarşın Rabbionların dediklerinden.
سُبْ حَا نَ رَ بِّ ا ل سَّمَاوَا تِ وَا لأَرْضِ رَ بِّ ا لْعَرْشِ عَمَّ ا يَصِ فُونَ
Fadh arhum Yakh ūđū Wa Yal`abū Ĥattá Yulāq ū Yawmahumu A l-Ladh ī Yū`adū na
043-083 Bırak onlarıvaadedilen güne ulaşıncaya dek didinip oynasınlar.
فَذَرْهُمْ يَخُ وضُ وا وَيَلْعَبُوا حَتَّى يُلاَقُ وا يَوْمَهُمُ ا لَّذِي يُوعَدُونَ
Wa Huwa A l-Ladh ī Fī A s-Samā 'i 'Ilahun Wa Fī A l-'Arđi 'Ilahun ۚ Wa Huwa A l-Ĥakī mu A l-`Alī mu
043-084 Ve o öyledir ki gökte de mabuttur oyerde de mabut ve odur hüküm ve hikmet sahibi olan ve her şeyi bilen.
وَهُوَ ا لَّذِي فِي ا ل سَّمَا ءِ إِلَهٌ وَفِي ا لأَرْضِ إِلَهٌ ۚ وَهُوَ ا لْحَكِي مُ ا لْعَلِيمُ
Wa Tabāra ka A l-Ladh ī Lahu Mulku A s-Samāwā ti Wa A l-'Arđi Wa Mā Baynahumā Wa `In dahu `Ilmu A s-Sā`ati Wa 'Ilay hi Turja`ū na
043-085 Ve yücedir o ki onundur saltanatı ve tedbiri göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin ve onun katındadır kıyametin ne vakit kopacağına ait bilgi ve hep dönüp onun tapısına varacaksınız.
وَتَبَارَ كَ ا لَّذِي لَهُ مُلْكُ ا ل سَّمَاوَا تِ وَا لأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَعِنْ دَهُ عِلْمُ ا ل سَّاعَةِ وَإِلَيْ هِ تُرْجَعُونَ
Wa Lā Yam liku A l-Ladh ī na Yad `ū na Min Dūnihi A sh -Sh afā`ata 'Illā Man Sh ahida Bil-Ĥaq q i Wa Hum Ya`lamū na
043-086 Ve ondan başkalarına tapanlarşefaate nail olmazlarancak gerçeğe tanık olanlar müstesna ve onlargerçeği bilirler de.
وَلاَ يَمْلِكُ ا لَّذِي نَ يَد ْعُو نَ مِن ْ دُونِهِ ا ل شَّفَاعَةَ إِلاَّ مَن ْ شَهِدَ بِا لْحَقِّ وَهُمْ يَعْلَمُونَ
Wa La'in Sa'altahum Man Kh alaq ahum Layaq ūlunn a A ll āhu ۖ Fa'ann á Yu'ufakū na
043-087 Ve andolsun ki onları kim yarattı diye sorsan elbette Allah derler; artık ne diye boş şeylere kapılırlar?
وَلَئِن ْ سَأَلْتَهُمْ مَن ْ خَ لَقَ هُمْ لَيَقُ ولُنّ َ ا للَّ هُ ۖ فَأَنَّ ى يُؤْفَكُونَ
Wa Q īlihi Yā Ra bbi 'Inn a Hā 'uulā ' Q aw mun Lā Yu'uminū na
043-088 Ve der ki Ya Rabbi: Şüphe yok ki bunlarinanmayan bir topluluk.
وَقِ يلِهِ يَارَ بِّ إِنّ َ هَا ؤُلاَء قَ وْ م ٌ لاَ يُؤْمِنُونَ
Fāş faĥ `Anhum Wa Q ul Salā mun ۚ Fasaw fa Ya`lamū na
043-089 Artık yüzçevir onlardan ve de ki: Esenlik sizeyakında bilip anlarlar.
فَاصْ فَحْ عَنْ هُمْ وَقُ لْ سَلاَمٌ ۚ فَسَوْ فَ يَعْلَمُونَ
Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ