Qayyimāan Liyundhira Ba'sāanShadīdāan Min Ladunhu Wa Yubashshira Al-Mu'uminīna Al-Ladhīna Ya`malūna Aş-Şāliĥāti 'Anna Lahum 'Ajrāan Ĥasanāan
018-002 Dosdoğru bir kitaptırkatından kafirlere çetin bir azap olduğunu haber verip onları korkutmak ve inanıp iyi işlerde bulunanları da onlara güzel bir mükafat olduğunu söyleyip müjdelemek için indirdi.
'Idh 'Awá Al-Fityatu 'Ilá Al-Kahfi Faqālū Rabbanā 'Ātinā Min Ladunka Raĥmatan Wa Hayyi' Lanā Min 'Amrinā Rashadāan
018-010 Hani o zaman o yiğitlermağaraya sığınmışlardı da Rabbimiz demişlerdikatından bir rahmet ihsan et bize ve işimizin başarıyla doğruluğa ulaşması için sebepler hazırla bize.
018-013 Onların ahvalini gerçek olarak sana haber veriyorhikaye ediyoruz. Şüphe yok ki onlarRablerine inanmışlardı ve biz de hidayetlerini arttırmıştık onların.
Wa Rabaţnā `Alá Qulūbihim 'IdhQāmū Faqālū Rabbunā Rabbu As-Samāwāti Wa Al-'Arđi Lan Nad`uwa Min Dūnihi~ 'Ilahāan ۖ LaqadQulnā 'IdhāanShaţaţāan
018-014 Ve kalplerini gerçeğe bağladık kalkıp da Rabbimizgöklerin veyeryüzünün Rabbidirondan başka bir mabuda tapmayız biz ve andolsun ki böyle bir şey söyledik mi gerçekten uzaklaşmış oluruz dedikleri zaman.
018-015 Ve şu kavmimizondan başka mabut kabul ettibari bu hususta açık bir delilleri olsaydıkimdir yalan yere Allah'a iftira edenden daha zalim dedikleri zaman.
Wa 'IdhA`tazaltumūhum Wa Mā Ya`budūna 'Illā Al-Laha Fa'wū 'Ilá Al-Kahfi Yanshur LakumRabbukum MinRaĥmatihi Wa Yuhayyi' Lakum Min 'Amrikum Mirfaqāan
018-016 Ve mademki dedileronlardan ayrıldınız ve Allah'tan başkasına ibadet etmeyeceksinizsığının mağaraya da Rabbinizrahmetiyle bir genişlik versin size ve işinizde de kolaylık sebepleri hazırlasın size.
Wa Tará Ash-Shamsa 'Idhā Ţala`at Tazāwaru `An KahfihimDhāta Al-Yamīni Wa 'Idhā Gharabat TaqriđuhumDhāta Ash-Shimāli Wa Hum Fī Fajwatin Minhu ۚ Dhālika Min 'Āyāti Allāhi ۗ Man Yahdi Allāhu Fahuwa Al-Muhtadi ۖ Wa Man Yuđlil Falan Tajida Lahu Walīyāan Murshidāan
018-017 Bir görseydingüneş doğunca ışığımağaralarının içine değil de sağ tarafına vurmadaydıbatarken de sol tarafına ve onlarmağaranın geniş bir yerindeydiler ve buAllah'ın delillerindendir. Allahkimi doğru yola sevk ederse odur doğru yolu bulanve kimi saptırırsa artık onakesin olarak doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.
Wa Taĥsabuhum 'Ayqāžāan Wa HumRuqūdun ۚ Wa NuqallibuhumDhāta Al-Yamīni Wa Dhāta Ash-Shimāli ۖ Wa Kalbuhum BāsiţunDhirā`ayhi Bil-Waşīdi ۚ Lawi Aţţala`ta `Alayhim Lawallayta Minhum Firārāan Wa Lamuli'ta MinhumRu`bāan
018-018 Onları uyanık sanırsınhalbuki uyuyor onlar ve biz onları sağ ve sol taraflarına çevirip durmadayız ve köpekleri de mağaranıngirilecek yerindeön ayaklarını yere uzatmışyatmada. Hallerini anlasaydın mutlaka onlardan kaçardın ve mutlaka onların halinden korku dolardı içine.
018-019 Onları uyuttuğumuz gibi birbirlerine sormaları için öylece de uyandırdık ve içlerinden birine kadar kaldık burada dedi. Bir gün uyumuşuzyahut günün bir kısmını uykuyla geçirmişiz dediler ve Rabbinizdaha iyi bilir dedilerne kadar kaldığınızıhele şimdi birinizi şu gümüş parayla şehre yollayın da yiyeceklerin hangisi daha temizse bir miktar alsınbir rızık getirsin sizeancak çok ihtiyatlı davransın ve hiçbir kimse sizi duyup anlamasın.
018-021 İşte böylece Allah'ın vaadinin hak ve gerçek olduğunu ve gerçekten de kıyametin kopacağını ve onda hiçbir şüphe bulunmadığını bilmeleri içintam bu hususlarda birbirleriyle çekişip dururlarkeninsanları haberdar ettik de müşrikler dediler ki: Onlarınbulunduğu yere bir yapı yapınhalktan gizli kalsınlar. Halbuki Rablerionların ahvalini daha iyi bilir. Hallerine vakıf olanlarsa onların bulundukları mağaranın önüne mutlaka bir mescit yapmalıyız dediler.
Sayaqūlūna ThalāthatunRābi`uhum Kalbuhum Wa Yaqūlūna Khamsatun Sādisuhum KalbuhumRajmāan Bil-Ghaybi ۖ Wa Yaqūlūna Sab`atun Wa Thāminuhum Kalbuhum ۚ QulRabbī 'A`lamu Bi`iddatihim Mā Ya`lamuhum 'Illā Qalīlun ۗ Falā Tumāri Fīhim 'Illā Mirā'anŽāhirāan Wa Lā Tastafti Fīhim Minhum 'Aĥadāan
018-022 Diyecekler ki onlar üçtüdördüncüleriköpekleri ve beş taneydi onlaraltıncıları köpekleri; fakat bu sözlerortada olmayan hedefe boşuna taş atmak ve diyecekler ki yedi taneydi onlarsekizincileri köpekleri. De ki: Onların sayısını Rabbim daha iyi bilironları pek az kişi bilir ancak. Artık sen de onlar hakkında sana açıkladığımıza razı ol da fazla münakaşayamübahaseye girişme ve onlara dair kitap hakkında bir hüküm dilemeye kalkışma.
'Illā 'An Yashā'a Allāhu ۚ Wa AdhkurRabbaka 'Idhā Nasīta Wa Qul `Asá 'An Yahdiyani Rabbī Li'qraba Min Hādhā Rashadāan
018-024 Ancak Allah dilerse yaparım de ve birşeyi unutunca Rabbini an ve de ki: UmarımRabbimbeni bundan daha ziyade hayra ve doğruya yakın birşeye erdirir ve başarı verir bana.
Quli Allāhu 'A`lamu Bimā Labithū ۖ Lahu Ghaybu As-Samāwāti Wa Al-'Arđi ۖ 'Abşir Bihi Wa 'Asmi` ۚ Mā Lahum Min Dūnihi Min Wa Līyin Wa Lā Yushriku Fī Ĥukmihi~ 'Aĥadāan
018-026 De ki: Ne kadar yatıp kaldıklarını Allah daha iyi bilir; onundur göklerdeki ve yeryüzündeki gizli şeylertam görüştür onun görüşü ve tam duyuştur duyuşu. Ondan başka bir dost ve yardımcı da yoktur onlara ve hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez.
Wa Aşbir Nafsaka Ma`a Al-Ladhīna Yad`ūna Rabbahum Bil-Ghadāati Wa Al-`Ashīyi Yurīdūna Wajhahu Wa Lā ۖ Ta`du `Aynāka `Anhum Turīdu Zīnata Al-Ĥayāati Ad-Dunyā Wa Lā ۖ Tuţi` Man 'Aghfalnā Qalbahu `AnDhikrinā Wa Attaba`a Hawāhu Wa Kāna 'Amruhu Furuţāan
018-028 Sabahakşamrızasını dileyerek Rablerine dua edenlerle beraber sabret ve dünya yaşayışının ziynetini dileyenlere uyup ayırma gözlerini onlardan ve bizi anmamaları için gönüllerine gaflet verdiğimiz heva ve heveslerine uymuş ve işi hadden aşıp taşmış kişiye itaat etme.
Wa Quli Al-Ĥaqqu MinRabbikum ۖ FamanShā'a Falyu'umin Wa ManShā'a Falyakfur ۚ 'Innā 'A`tadnā Lilžžālimīna Nārāan 'Aĥāţa Bihim Surādiquhā ۚ Wa 'In Yastaghīthū Yughāthū Bimā'in Kālmuhli Yashwī Al-Wujūha ۚ Bi'sa Ash-Sharābu Wa Sā'at Murtafaqāan
018-029 Ve de ki: Kur'an Rabbinizden hak ve gerçek olarak inmiştirartık dileyen inansındileyen inkar etsin. Şüphe yok ki bizzalimlere öyle bir ateş hazırladık ki etrafındaki duvarlaronları çepeçevre kuşatırsusayıp su istedikleri zaman irin gibi bir su sunulur onlara ve bu suyüzlerini bile yakıp kavururne de kötü bir sudur veorasıne de kötü dayanılacakoturulacak yerdir.
'Ūlā'ika Lahum Jannātu `Adnin Tajrī Min Taĥtihimu Al-'Anhāru Yuĥallawna Fīhā Min 'Asāwira MinDhahabin Wa Yalbasūna Thiyābāan Khuđrāan Min Sundusin Wa 'Istabraqin Muttaki'īna Fīhā `Alá Al-'Arā'iki ۚ Ni`ma Ath-Thawābu Wa Ĥasunat Murtafaqāan
018-031 Öyle kişilerdir onlar ki onlarındır ebedi Adn cennetlerikıyılarından ırmaklar akarorada altın bilezikler takınarak süsleneceklerdir ve ince ve kalın ipekli yeşil elbiseler giyineceklerdirorada tahtlarda oturacaklardır ve ne hoş ve güzel bir mükafattır bu ve o tahtlarne de güzel dayanılacakoturulacak yerlerdir.
Wa Ađrib Lahum MathalāanRajulayni Ja`alnā Li'ĥadihimā Jannatayni Min 'A`nābin Wa Ĥafafnāhumā Binakhlin Wa Ja`alnā Baynahumā Zar`āan
018-032 Onlara iki adamı örnek getir: Onların birine iki üzüm bağı vermişbağların çevresini hurma ağaçlarıyla çevirmiş ve iki bağın arasını da ekinlik haline getirmiştik.
Qāla Lahu Şāĥibuhu Wa Huwa Yuĥāwiruhu~ 'Akafarta Bial-Ladhī Khalaqaka Min TurābinThumma Min NuţfatinThumma Sawwāka Rajulāan
018-037 Onunla konuşurken arkadaşı da seni deditopraktansonra bir damla sudan yaratıp bundan sonra da tamazası düzgün bir insan haline getireni inkar mı ediyorsun?
Fa`asá Rabbī 'An Yu'utiyanī Khayrāan Min Jannatika Wa Yursila `Alayhā Ĥusbānāan Mina As-Samā'i Fatuşbiĥa Şa`īdāan Zalaqāan
018-040 Umarım ki Rabbimbana seninkinden daha hayırlı bir bağ verirsenin bağına da yıldırımlar yollar gökten de kaypakkaygan bir toprak oluverir bağın.
Wa 'Uĥīţa Bithamarihi Fa'aşbaĥa Yuqallibu Kaffayhi `Alá Mā 'Anfaqa Fīhā Wa Hiya Khāwiyatun `Alá `Urūshihā Wa Yaqūlu Yā Laytanī Lam 'Ushrik Birabbī 'Aĥadāan
018-042 Derken serveti mahvoldu da çardakları çökmüşyerle bir olmuş bağında ellerini uğuşturarak keşke Rabbime hiçbir varlığı eşortak olarak tanımasaydım demeye başladı.
Wa Ađrib Lahum Mathala Al-Ĥayāati Ad-Dunyā Kamā'in 'Anzalnāhu Mina As-Samā'i Fākhtalaţa Bihi Nabātu Al-'Arđi Fa'aşbaĥa Hashīmāan Tadhrūhu Ar-Riyāĥu ۗ Wa Kāna Allāhu `Alá Kulli Shay'in Muqtadirāan
018-045 Onlara örnek getir: Dünya yaşayışıgökten yağdırdığımız yağmura benzeryeryüzünün nebatlarını sularbünyelerine girer de onları yeşertiryetiştirirderken nebatlar kururufalanıryeller de onları savurur gider ve Allah'ın her şeye gücü yeterhiçbir şeyden aciz değildir o.
Al-Mālu Wa Al-Banūna Zīnatu Al-Ĥayāati Ad-Dunyā Wa ۖ Al-Bāqiyātu Aş-Şāliĥātu Khayrun `Inda Rabbika Thawābāan Wa Khayrun 'Amalāan
018-046 Mal ve oğullardünya yaşayışının ziynetidir. Ebedi olarak kalan hayır ve hasenatsa hem mükafat bakımından Rabbinin katında daha hayırlıdırhem sonucu bakımından daha hayırlı.
Wa `Uriđū `Alá Rabbika Şaffāan Laqad Ji'tumūnā Kamā Khalaqnākum 'Awwala Marratin ۚ Bal Za`amtum 'Allan Naj`ala Lakum Maw`idāan
018-048 Hepsi de safsaf Rabbine arz edilirandolsun ki derönce nasıl yarattıysak sizi öylece geldiniz tapımıza; size muayyen birzaman tayin etmedik mi sandınız?
Wa Wuđi`a Al-Kitābu Fatará Al-Mujrimīna Mushfiqīna Mimmā Fīhi Wa Yaqūlūna Yā Waylatanā Māli Hādhā Al-Kitābi Lā YughādiruŞaghīratan Wa Lā Kabīratan 'Illā 'Aĥşāhā ۚ Wa Wajadū Mā `Amilū Ĥāđirāan ۗ Wa Lā Yažlimu Rabbuka 'Aĥadāan
018-049 Kitap ortaya konmuştursuçluları görürsün ki o kitapta yazılı olan şeyler yüzünden korku içinde ve eyvahlar olsun bize derlerne biçim kitap bune küçük bir şey bırakmışne büyükhepsini de sayıp dökmüş ve ne yaptılarsa hepsini de karşılarında bulurlar ve Rabbin hiçbir kimseye zulmetmez.
Wa 'IdhQulnā Lilmalā'ikati Asjudū Li'dama Fasajadū 'Illā 'Iblīsa Kāna Mina Al-Jinni Fafasaqa `An 'Amri Rabbihi~ ۗ 'Afatattakhidhūnahu Wa Dhurrīyatahu~ 'Awliyā'a Min Dūnī Wa Hum Lakum `Adūwun ۚ Bi'sa Lilžžālimīna Badalāan
018-050 An o zamanı hani biz melekleresecde edin Âdem'e demiştik de İblis'ten başka hepsi secde etmiştiocin cinsindendi de Rabbinin emrinden çıkmıştı. Beni bırakıp da onu ve soyunudost mu ediniyorsunuzhalbuki onlarsize düşmandır; Allah'ı bırakıp Şeytanı dost edinmekzalimler için ne de kötü bir değişme muamelesidir bu.
Wa Yawma Yaqūlu Nādū Shurakā'iya Al-Ladhīna Za`amtum Fada`awhum Falam Yastajībū Lahum Wa Ja`alnā Baynahum Mawbiqāan
018-052 Ve o gün bana eş ve ortak sandıklarınızı çağırın der de çağırırlar ama onlar icabet etmez ve aralarına cehennemde derin bir uçurum koymuşuzdur.
018-055 İnsanlarıkendilerine hidayet geldiktendoğru yol bildirildikten sonra da inanmaktan ve Rablerinden yarlıganma dilemekten meneden şeyancak evvelkiler hakkındaki yolunyordamındünyada helak edilişin gelmesiniyahut da apaçık bir surette ahiret azabının gelip çatmasını bekleyiş.
Wa Mā Nursilu Al-Mursalīna 'Illā Mubashshirīna Wa Mundhirīna ۚ Wa Yujādilu Al-Ladhīna Kafarū Bil-Bāţili Liyudĥiđū Bihi Al-Ĥaqqa ۖ Wa Attakhadhū 'Āyātī Wa Mā 'Undhirū Huzūan
018-056 Ve bizpeygamberleri ancak müjdecikorkutucu olarak göndeririz. Kafir olanlarhakkı batılla gidermek için çalışırlarçekişirlerayetlerimizi ve kendilerine verilen korkulu haberleri alaya alırlar.
Wa Man 'Ažlamu MimmanDhukkira Bi'āyāti Rabbihi Fa'a`rađa `Anhā Wa Nasiya Mā Qaddamat Yadāhu ۚ 'Innā Ja`alnā `Alá Qulūbihim 'Akinnatan 'An Yafqahūhu Wa Fī 'Ādhānihim Waqrāan Wa 'In ۖ Tad`uhum 'Ilá Al-Hudá Falan Yahtadū 'Idhāan 'Abadāan
018-057 Rabbinin ayetleriyle kendisine öğütler verildiği halde onlardan yüz çeviren ve elleriyle hazırladığı şeyi unutan kişiden daha zalim kimdir ki? Gerçekten de bizonların anlamamaları için gönüllerine perdeler gerdik ve kulaklarını ağırlaştırdık ve onları doğru yolaçağırsan da imkan yok doğru yola gelmez onlar.
Wa Rabbuka Al-GhafūruDhū Ar-Raĥmati ۖ Law Yu'uākhidhuhum Bimā Kasabū La`ajjala Lahumu Al-`Adhāba ۚ Bal Lahum Maw`idun Lan Yajidū Min Dūnihi Maw'ilāan
018-058 Ve Rabbinsuçları örterrahmet sahibidir. Kazandıklarına karşılık onları helak ediverse çabucak azap ederdi; fakat onlara vaadedilmiş mukadder bir zaman varo zaman geldi miondan başka sığınacak hiçbir makam bulamazlar.
018-060 An o zamanı ki Musagenç arkadaşınaben demiştiiki denizin kavuştuğu yeredek durmadandinlenmeden gideceğimyahut da yıllarca bu uğurda uğraşacağım.
018-063 Arkadaşıgördün mü dedikayanın üstünde oturduğumuz zaman balığı unutmuştum; onu bana unutturan ve sana söylememe mani olan da ancak Şeytan'dır; balıkşaşılacak bir surettedenizde bir yoldur tuttudalıp gitti.
018-071 Derken kalkıp yola düştülernihayet bir gemiye bindilero zatgemiyi deldi. Musaiçindekileri boğmak için mi gemiyi deldin dediandolsun ki pek kötü bir iş yaptın.
018-074 Gene yola düştülerderken bir erkek çocuğa rastladılaro zatçocuğu öldürdü. Musa bir cana kıymamışken tuttuntertemiz birisini öldürdünandolsun ki pek kötü ve menedilmiş bir şey yaptın sen dedi.
018-077 Gene yola düştüler. Bir şehre geldilerhalkından yemek istedilerse de onları konuklayıp doyuran bir tek kişi bile çıkmadı. Orada bir duvar buldularyıkılmak üzereydi. O zatduvarı doğrulttu. Musadileseydin dedibu hizmete karşılık bir ücret alırdın.
Wa 'Ammā Al-Jidāru Fakāna Lighulāmayni Yatīmayni Fī Al-Madīnati Wa Kāna Taĥtahu Kanzun Lahumā Wa Kāna 'Abūhumā Şāliĥāan Fa'arāda Rabbuka 'An Yablughā 'Ashuddahumā Wa Yastakhrijā Kanzahumā Raĥmatan MinRabbika ۚ Wa Mā Fa`altuhu `An 'Amrī ۚ Dhālika Ta'wīlu Mā Lam Tasţi` `Alayhi Şabrāan
018-082 Duvarsaşehirdeki iki yetim çocuğundu ve altındaonlara ait bir define vardıbabaları da temiz bir adamdı. Rabbinonların ergenlik çağına gelmelerini ve definelerini çıkarıp elde etmelerini diledi. Bunları kendiliğimden yapmadım. İşte sabredemediğin şeylerin iç yüzü.
018-086 Nihayet güneşin battığı yere gelince görmüştü ki güneşkara bir balçığa batmada ve orada bir topluluğa rastladı. Dedik ki: Ey Zülkarneynistersen azaplandırırsın bunlarıistersen iyilik edersin onlara.
018-090 Da gidegide güneşin doğduğu yere vardıorada öyle bir topluluk buldu ki onların güneşten başka hiçbir elbisesi yoktuöyle bir topluluğa doğmadaydı güneş orada.
018-094 Dediler ki: Ey ZülkarneynYe'cuc'la Me'cucyeryüzünde bozgunculuk yapan taifelerdironlarla bizim aramıza bir set yapmak şartıyle sana mallarımızdan versek razı olur musunyapar mısın?
018-096 Siz bana demir parçaları getirin. Dağların iki tarafı birbirine müsavi olunca üfleyin dedi. Onu ateş haline sokunca da getirin de dediüstüne erimiş bakır dökeyim.
018-104 Onlardır enfazla ziyan edenler ki dünya yaşayışında bütün çalışmaları boşa giderhalbuki onlargerçekten de kendilerinin iyilik ettikleriniiyi işlerde bulunduklarını sanırlardı.
018-105 Onlardır kafir olanlar Rablerinin delillerine ve ona ulaşacaklarını inkar edenlerbütün yaptıkları boşa gitmiştir ve bizkıyamet günü onları hiçbir ölçüye vurmayızonlara hiçbir değer vermeyiz.
018-110 De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanımbana vahyedildiki mabudunuz ancak ve ancak bir mabutturarttık Rabbiyle buluşmayı uman iyi işlerde bulunsun ve Rabbinin kulluğunda hiçbir kimseyi eş tutmasın.