Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter |  Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ   | 
 
 
   'Idhā Ash-Shamsu Kūwirat 
  
     
    | 081-001. Güneş, kِreltildiği zaman, 
 | 
   إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ | 
 
 
    Wa 'Idhā An-Nujūmu Ankadarat 
  
     
    | 081-002. Yıldızlar, bulanıklaşıp-dِküldüğü zaman, 
 | 
   وَإِذَا النُّجُومُ انكَدَرَتْ | 
 
 
    Wa 'Idhā Al-Jibālu Suyyirat 
  
     
    | 081-003. Dağlar, yürütüldüğü zaman, 
 | 
   وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ | 
 
 
    Wa 'Idhā Al-`Ishāru `Uţţilat 
  
     
    | 081-004. Gebe develer, kendi başına terk edildiği zaman, 
 | 
   وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ | 
 
 
    Wa 'Idhā Al-Wuĥūshu Ĥushirat 
  
     
    | 081-005. Vahşi-hayvanlar, toplandığı zaman, 
 | 
   وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ | 
 
 
    Wa 'Idhā Al-Biĥāru Sujjirat 
  
     
    | 081-006. Denizler, tutuşturulduğu zaman, 
 | 
   وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ | 
 
 
    Wa 'Idhā An-Nufūsu Zūwijat 
  
     
    | 081-007. Nefisler, birleştiği zaman, 
 | 
   وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ | 
 
 
    Wa 'Idhā Al-Maw'ūdatu Su'ilat 
  
     
    | 081-008. Ve 'diri diri toprağa gِmülen kızcağıza' sorulduğu zaman: 
 | 
   وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ | 
 
 
   Bi'ayyi Dhanbin Qutilat 
  
     
    | 081-009. "Hangi suçtan dolayı ِldürüldü?" 
 | 
   بِأَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْ | 
 
 
    Wa 'Idhā Aş-Şuĥufu Nushirat 
  
     
    | 081-010. Sahifeler (amel defterleri) açıldığı zaman, 
 | 
   وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ | 
 
 
    Wa 'Idhā As-Samā'u Kushiţat 
  
     
    | 081-011. Gِk, sıyrılıp-yüzüldüğü zaman 
 | 
   وَإِذَا السَّمَاءُ كُشِطَتْ | 
 
 
    Wa 'Idhā Al-Jaĥīmu Su``irat 
  
     
    | 081-012. Cehennem ateşi çılgınca kızıştırıldığı zaman, 
 | 
   وَإِذَا الْجَحِيمُ سُعِّرَتْ | 
 
 
    Wa 'Idhā Al-Jannatu 'Uzlifat 
  
     
    | 081-013. Cennet de yakınlaştırıldığı zaman, 
 | 
   وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ | 
 
 
   `Alimat Nafsun Mā 'Aĥđarat 
  
     
    | 081-014. (Artık her) Nefis, neyi hazırladığını bilip-ِğrenmiştir. 
 | 
   عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا أَحْضَرَتْ | 
 
 
   Falā 'Uqsimu Bil-Khunnasi 
  
     
    | 081-015. Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dِnen (gezegen)lere, 
 | 
   فَلاَ أُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ | 
 
 
   Al-Jawāri Al-Kunnasi 
  
     
    | 081-016. Bir akış içinde yerini alanlara; 
 | 
   الْجَوَارِ الْكُنَّسِ | 
 
 
   Wa Al-Layli 'Idhā `As`asa 
  
     
    | 081-017. Kararmaya ilk başladığı zaman, geceye andolsun, 
 | 
   وَاللَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ | 
 
 
   Wa Aş-Şubĥi 'Idhā Tanaffasa 
  
     
    | 081-018. Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha; 
 | 
   وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ | 
 
 
   'Innahu Laqawlu Rasūlin Karīmin 
  
     
    | 081-019. Şüphesiz o (Kur'an), üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah'tan getirdiği) sِzüdür; 
 | 
   إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ | 
 
 
   Dhī Qūwatin `Inda Dhī Al-`Arshi Makīnin 
  
     
    | 081-020. (Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arşın sahibi Katında şereflidir. 
 | 
   ذِي قُوَّةٍ عِنْدَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ | 
 
 
   Muţā`in Thamma 'Amīnin 
  
     
    | 081-021. Ona itaat edilir, sonra güvenilirdir. 
 | 
   مُطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ | 
 
 
    Wa Mā Şāĥibukum Bimajnūnin 
  
     
    | 081-022. Sizin sahibiniz bir deli değildir. 
 | 
   وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍ | 
 
 
    Wa Laqad Ra'āhu Bil-'Ufuqi Al-Mubīni 
  
     
    | 081-023. Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta gِrmüştür. 
 | 
   وَلَقَدْ رَآهُ بِالأُفُقِ الْمُبِينِ | 
 
 
    Wa Mā Huwa `Alá Al-Ghaybi Biđanīnin 
  
     
    | 081-024. O, gayb (haberlerin)e karşı (sِylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz.) 
 | 
   وَمَا هُوَ عَلَى الْغَيْبِ بِضَنِينٍ | 
 
 
    Wa Mā Huwa Biqawli Shayţānin Rajīmin 
  
     
    | 081-025. O (Kur'an) da kovulmuş şeytanın sِzü değildir. 
 | 
   وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ | 
 
 
   Fa'ayna Tadh/habūna 
  
     
    | 081-026. Şu halde, siz nereye kaçıp-gidiyorsunuz? 
 | 
   فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ | 
 
 
   'In Huwa 'Illā Dhikrun Lil`ālamīna 
  
     
    | 081-027. O (Kur'an), alemler için yalnızca bir zikirdir; 
 | 
   إِنْ هُوَ إِلاَّ ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ | 
 
 
   Liman Shā'a Minkum 'An Yastaqīma 
  
     
    | 081-028. Sizden dosdoğru bir yِn (istikamet) tutturmak dileyenler için. 
 | 
   لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَسْتَقِيمَ | 
 
 
    Wa Mā Tashā'ūna 'Illā 'An Yashā'a Allāhu Rabbu Al-`Ālamīna 
  
     
    | 081-029. Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.  
 | 
   وَمَا تَشَاءُونَ إِلاَّ أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ | 
 
  | Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter |  Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ  |