Toggle thick letters.  Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ      
 
   Hal 'Atá `Alá A l-'In sā ni Ĥī nun  Mina A d-Dahr i Lam  Yakun  Sh ay'ā an  Madh kūrā an  
   
     
    076-001. Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun zamanlardan (dehr) bir süre (hin) gelip-geçti. 
 
   هَلْ أَتَى عَلَى ا لإِن سَا نِ حِي نٌ  مِنَ ا ل دَّهْر ِ لَمْ يَكُن ْ شَيْ ئا ً  مَذْكُوراً  
  
 
   'Inn ā Kh  alaq  nā A l-'In sā na Min  Nuţ  fatin 'Am sh ā jin  Nab talī hi Faja`alnā hu Samī`āan  Baş īr āan  
   
     
    076-002. Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gِren yaptık. 
 
   إِنَّ ا خَ لَقْ  نَا ا لإِن سَا نَ مِن ْ نُطْ  فَةٍ أَمْشَا جٍ  نَبْ تَلِي هِ فَجَعَلْنَا هُ سَمِيعا ً  بَصِ ير اً  
  
 
   'Inn ā Hadaynā hu A s-Sabī la 'Imm ā Sh ākir āan  Wa 'Imm ā Kafūrā an  
   
     
    076-003. Biz ona yolu gِsterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankِr. 
 
   إِنَّ ا هَدَيْنَا هُ ا ل سَّبِي لَ إِمَّ ا شَاكِر ا ً  وَإِمَّ ا كَفُوراً  
  
 
   'Inn ā  'A`tad nā Lilkāfir ī na Salāsilāan  Wa 'Agh  lālāan  Wa Sa`īr āan  
   
     
    076-004. Doğrusu Biz kafirlere zincirler, demir halkalar (tomruklar) ve çılgınca yanan bir ateş hazırladık. 
 
   إِنَّ ا  أَعْتَد ْنَا لِلْكَافِر ِي نَ سَلاَسِلا ً  وَأَغْ لاَلا ً  وَسَعِير اً  
  
 
   'Inn a A l-'Ab r ā ra  Yash ra bū na Min  Ka'sin  Kā na Mizājuhā Kāfūrā an  
   
     
    076-005. Şüphesiz ki iyiler (ebrar), karışımı kafur olan bir kadehten içerler. 
 
   إِنّ َ ا لأَبْ رَ ا رَ  يَشْرَ بُو نَ مِن ْ كَأْسٍ  كَا نَ مِزَاجُهَا كَافُوراً  
  
 
   `Aynāan  Yash ra bu Bihā `Ibā du A ll āhi Yufajjirūnahā Tafjīr āan  
   
     
    076-006. Allah'ın kullarının kendisinden içtikleri bir kaynak; onu fışkırttıkça fışkırtıp akıtırlar. 
 
   عَيْنا ً  يَشْرَ بُ بِهَا عِبَا دُ ا للَّ هِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِير اً  
  
 
   Yūfū na Bin -Nadh r i Wa Yakh  āfū na Yawmāan  Kā na Sh arru hu  Mustaţ īr āan  
   
     
    076-007. Adaklarını yerine getirirler ve şerri (kِtülüğü) yaygın olan bir günden korkarlar. 
 
   يُوفُو نَ بِا ل نَّ ذْر ِ وَيَخَ افُو نَ يَوْما ً  كَا نَ شَرُّهُ  مُسْتَطِ ير اً  
  
 
    Wa Yuţ  `imū na A ţ -Ţ a`ā ma `Alá Ĥubbihi  Miskīnāan  Wa Yatīmāan  Wa 'Asīr āan  
   
     
    076-008. Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler. 
 
   وَيُطْ  عِمُو نَ ا ل طَّ عَا مَ عَلَى حُبِّهِ  مِسْكِينا ً  وَيَتِيما ً  وَأَسِير اً  
  
 
   'Inn amā Nuţ  `imukum  Liwaj hi A ll ā hi Lā Nur ī du Min kum  Jazā 'an  Wa Lā Sh ukūrā an  
   
     
    076-009. "Biz size, ancak Allah'ın yüzü (rızası) için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür." 
 
   إِنَّ مَا نُطْ  عِمُكُمْ لِوَجْ هِ ا للَّ هِ لاَ نُر ِي دُ مِنْ كُمْ جَزَا ء ً  وَلاَ شُكُوراً  
  
 
   'Inn ā Nakh ā fu Min  Ra bbinā Yawmāan `Abūsāan  Q am ţ ar īr āan  
   
     
    076-010. "اünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimiz'den korkuyoruz." 
 
   إِنَّ ا نَخَ ا فُ مِن ْ رَ بِّنَا يَوْماً عَبُوسا ً  قَ مْطَ ر ِير اً  
  
 
   Fawaq āhumu A ll āhu Sh arra  Dh ālika A l-Yaw mi Wa Laq q āhum  Nađra tan  Wa Surūrā an  
   
     
    076-011. Artık Allah, onları bِyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir. 
 
   فَوَقَ اهُمُ ا للَّ هُ شَرَّ  ذَلِكَ ا لْيَوْ مِ وَلَقَّ اهُمْ نَضْ رَ ة ً  وَسُرُوراً  
  
 
    Wa Jazāhum  Bimā Ş abarū Jann atan  Wa Ĥar īr āan  
   
     
    076-012. Ve sabretmeleri dolayısıyla cennetle ve ipekle ِdüllendirmiştir. 
 
   وَجَزَاهُمْ بِمَا صَ بَرُوا  جَنَّ ة ً  وَحَر ِير اً  
  
 
   Muttaki'ī na Fīhā `Alá A l-'Arā 'iki ۖ  Lā Yara w na Fīhā Sh am sāan  Wa Lā Zam har īr āan   
   
     
    076-013. Orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır. Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk gِrürler. 
 
   مُتَّكِئِي نَ فِيهَا عَلَى ا لأَرَا ئِكِ ۖ  لاَ يَرَ وْ نَ فِيهَا شَمْسا ً  وَلاَ زَمْهَر ِير اً   
  
 
    Wa Dāniyatan `Alayhim  Ž ilāluhā Wa Dh ullilat Q uţ ūfuhā Tadh līlāan  
   
     
    076-014. (Meyvelerin) Gِlgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış. 
 
   وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِ لاَلُهَا وَذُلِّلَتْ قُ طُ وفُهَا تَذْلِيلاً  
  
 
    Wa Yuţ ā fu `Alayhim  Bi'āniyatin  Min  Fiđđatin  Wa 'Akwā bin  Kānat Q awār ī r a 
   
     
    076-015. اevrelerinde gümüşten billur kablar, kupalar dolaştırılır. 
 
   وَيُطَ ا فُ عَلَيْهِمْ بِآنِيَةٍ  مِن ْ فِضَّ ةٍ  وَأَكْوَا بٍ  كَانَتْ قَ وَار ِيرَ   
  
 
   Q awār ī r a Min  Fiđđatin  Q addarūhā Taq  dīr āan  
   
     
   076-016. Gümüşten billur kaplar ki, onları belli bir ِlçüyle tespit etmişlerdir. 
 
   قَ وَار ِي رَ  مِن ْ فِضَّ ةٍ  قَ دَّرُوهَا تَقْ  دِير اً 
  
 
    Wa Yusq aw na Fīhā Ka'sāan  Kā na Mizājuhā Zan jabīlāan  
   
     
    076-017. Orada onlara bir kadeh içirilir ki, karışımı zencefildir. 
 
   وَيُسْقَ وْ نَ فِيهَا كَأْسا ً  كَا نَ مِزَاجُهَا زَن جَبِيلاً  
  
 
   `Aynāan  Fīhā Tusamm á Salsabīlāan  
   
     
    076-018. Bir pınar ki orada "selsebil" olarak adlandırılır. 
 
   عَيْنا ً  فِيهَا تُسَمَّ ى سَلْسَبِيلاً  
  
 
    Wa Yaţ ū fu `Alayhim  Wildā nun  Mukh  alladū na 'Idh ā Ra 'aytahum  Ĥasib tahum  Lu'ulu'uāan  Man th ūrā an  
   
     
    076-019. اevrelerinde (gençlikleri ve dinçlikleri) ebedi kılınmış civanlar dolaşır-durur; sen onları gِrdüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın. 
 
   وَيَطُ و فُ عَلَيْهِمْ وِلْدَا نٌ  مُخَ لَّدُو نَ إِذَا رَ أَيْتَهُمْ حَسِبْ تَهُمْ لُؤْلُؤا ً  مَن ثُوراً  
  
 
    Wa 'Idh ā Ra 'ay ta Th amm a Ra 'ay ta Na`īmāan  Wa Mulkāan  Kabīr āan  
   
     
    076-020. Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk gِrürsün. 
 
   وَإِذَا رَ أَيْ تَ ثَمّ َ رَ أَيْ تَ نَعِيما ً  وَمُلْكا ً  كَبِير اً  
  
 
   `Āliyahum  Th iyā bu Sun dusin Kh  uđru n  Wa 'Istab ra q un  ۖ  Wa Ĥullū  'Asāwir a Min  Fiđđatin  Wa Saq āhum  Ra bbuhum  Sh arā bāan  Ţ ahūrā an   
   
     
    076-021. Onların üzerinde hafif ipek ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle bezenmişlerdir. Rableri onlara tertemiz bir şarab içirmiştir. 
 
   عَالِيَهُمْ ثِيَا بُ سُن دُسٍ خُ ضْ رٌ  وَإِسْتَبْ رَ ق ٌ  ۖ  وَحُلُّو ا  أَسَاوِر َ مِن ْ فِضَّ ةٍ  وَسَقَ اهُمْ رَ بُّهُمْ شَرَ ابا ً  طَ هُوراً   
  
 
   'Inn a Hādh ā Kā na Lakum  Jazā 'an  Wa Kā na Sa`yukum  Mash kūrā an  
   
     
    076-022. Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafaattır. Sizin çaba-harcamanız şükre değer (meşkur:makbul) gِrülmüştür. 
 
   إِنّ َ هَذَا كَا نَ لَكُمْ جَزَا ء ً  وَكَا نَ سَعْيُكُمْ مَشْكُوراً  
  
 
   'Inn ā Naĥnu Nazzalnā `Alay ka A l-Q ur'ā na Tan zīlāan  
   
     
    076-023. Gerçek şu ki, Kur'an'ı senin üzerine 'safhalar halinde bir indirme tarzıyla (tenzil)’ indiren Biziz, Biz. 
 
   إِنَّ ا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْ كَ ا لْقُ رْآنَ تَنْ زِيلاً  
  
 
   Fāş bir  Liĥukmi Ra bbika Wa Lā Tuţ i` Minhum  'Āth imāan 'Aw Kafūrā an  
   
     
    076-024. ضyleyse, Rabbinin hükmüne sabır gِster. Onlardan günahkar veya nankِr olana itaat etme. 
 
   فَاصْ بِر ْ لِحُكْمِ رَ بِّكَ وَلاَ تُطِ عْ مِنْ هُمْ آثِماً أَوْ كَفُوراً  
  
 
    Wa A dh kur A  sma Ra bbika Bukra tan  Wa 'Aş īlāan  
   
     
    076-025. Ve sabah, akşam Rabbinin adını zikret. 
 
   وَاذْكُرْ ا  سْمَ رَ بِّكَ بُكْرَ ة ً  وَأَصِ يلاً  
  
 
    Wa Mina A l-Lay li Fāsjud  Lahu  Wa Sabbiĥhu Laylāan  Ţ awīlāan  
   
     
    076-026. Gecenin bir bِlümünde O'na secde et ve geceleyin uzun uzadıya O'nu tesbih et. 
 
   وَمِنَ ا ل لَّيْ لِ فَاسْجُد ْ لَهُ  وَسَبِّحْهُ لَيْلا ً  طَ وِيلاً  
  
 
   'Inn a Hā 'uulā ' Yuĥibbū na A l-`Ājilata Wa Yadh arū na Warā 'ahum  Yawmāan  Th aq īlāan  
   
     
    076-027. Gerçek şu ki bunlar, çarçabuk geçmekte olan (dünyay)ı seviyorlar. ضnlerinde bulunan ağır bir günü bırakıyorlar. 
 
   إِنّ َ هَا ؤُلاَء يُحِبُّو نَ ا لْعَاجِلَةَ وَيَذَرُو نَ وَرَا ءَهُمْ يَوْما ً  ثَقِ يلاً  
  
 
   Naĥnu Kh  alaq  nāhum  Wa Sh adad nā  'Asra hum  ۖ  Wa 'Idh ā Sh i'nā Baddalnā  'Am th ālahum  Tab dīlāan   
   
     
    076-028. Onları Biz yarattık ve bağlarını sımsıkı bağladık. Dilediğimiz zaman da onları benzerleriyle değiştiririz. 
 
   نَحْنُ خَ لَقْ  نَاهُمْ وَشَدَد ْنَا  أَسْرَ هُمْ ۖ  وَإِذَا شِئْنَا بَدَّلْنَا  أَمْثَالَهُمْ تَبْ دِيلاً   
  
 
   'Inn a Hadh ihi  Tadh kira tun  ۖ  Faman  Sh ā 'a A  ttakh  adh a 'Ilá Ra bbihi  Sabīlāan   
   
     
    076-029. Şüphesiz, bu bir ِğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol bulabilir. 
 
   إِنّ َ هَذِهِ  تَذْكِرَ ةٌ  ۖ  فَمَن ْ شَا ءَ ا  تَّخَ ذَ إِلَى رَ بِّهِ  سَبِيلاً   
  
 
   Wa Mā Tash ā 'ū na 'Illā  'An  Yash ā 'a A ll āhu ۚ  'Inn a A ll āha Kā na `Alīmāan Ĥakīmāan   
   
     
    076-030. Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Gerçekten Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 
 
   وَمَا تَشَا ءُو نَ إِلاَّ أَن ْ يَشَا ءَ ا للَّ هُ ۚ  إِنّ َ ا للَّ هَ كَا نَ عَلِيماً حَكِيماً   
  
 
   Yud kh  ilu Man  Yash ā 'u Fī Ra ĥmatihi  Wa ۚ  A ž-Ž ālimī na 'A`adda Lahum  `Adh ābāan 'Alīmāan   
   
     
    076-031. Dilediğini Kendi rahmetine sokar. Zalimlere ise, onlar için acı bir azap hazırlamıştır.   
 
   يُد ْخِ لُ مَن ْ يَشَا ءُ فِي رَ حْمَتِهِ  ۚ  وَا ل ظَّ الِمِي نَ أَعَدَّ لَهُمْ عَذَاباً أَلِيماً   
  
  Toggle thick letters.   Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ