Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ
Ţ āhā
020-001 Taha.
طَ اهَا
Mā 'An zalnā `Alay ka A l-Q ur'ā na Litash q á
020-002 Kur'an'ı zahmet çekmen için indirmedik.
مَا أَنْ زَلْنَا عَلَيْ كَ ا لْقُ رْآنَ لِتَشْقَ ى
'Illā Tadh kira tan Liman Yakh sh á
020-003 Ancakkorkacaklara bir öğüt olarak indirdik.
إِلاَّ تَذْكِرَ ة ً لِمَن ْ يَخْ شَى
Tan zīlāan Mimm an Kh alaq a A l-'Arđa Wa A s-Samāwā ti A l-`Ulā
020-004 Yeryüzünü ve yüce gökleri yaratanın katından indirdik.
تَن زِيلا ً مِمَّ ن ْ خَ لَقَ ا لأَرْضَ وَا ل سَّمَاوَا تِ ا لْعُلاَ
Ar-Ra ĥmā nu `Alá A l-`Arsh i A stawá
020-005 Rahmanhakim ve mutasarrıftır arşa.
ا ل رَّ حْمَنُ عَلَى ا لْعَرْشِ ا سْتَوَى
Lahu Mā Fī A s-Samāwā ti Wa Mā Fī A l-'Arđi Wa Mā Baynahumā Wa Mā Taĥta A th -Th ará
020-006 Onundur ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve ne varsa ikisinin arasında ve ne varsa yerin altında.
لَهُ مَا فِي ا ل سَّمَاوَا تِ وَمَا فِي ا لأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَمَا تَحْتَ ا ل ثَّرَ ى
Wa 'In Taj har Bil-Q aw li Fa'inn ahu Ya`lamu A s-Sir ra Wa 'Akh fá
020-007 Sesini yükseltsen deyükseltmesen de hiç şüphe yok ki ogizliyi de biliraçığa vurulanı da.
وَإِن ْ تَجْ هَرْ بِا لْقَ وْ لِ فَإِنَّ هُ يَعْلَمُ ا ل سِّر َّ وَأَخْ فَى
Al-Lahu Lā 'Ilā ha 'Illā Huwa ۖ Lahu A l-'Asmā 'u A l-Ĥusná
020-008 Bir Allah'tır ki yoktur ondan başka tapacakonundur güzel adlar da.
ا للَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ ۖ لَهُ ا لأَسْمَا ءُ ا لْحُسْنَى
Wa Hal 'Atā ka Ĥadīth u Mūsá
020-009 Musa hikayesi ulaşmadı mı sana?
وَهَلْ أَتَا كَ حَدِي ثُ مُوسَى
'Idh Ra 'ā Nārā an Faq ā la Li'hlihi A m kuth ū 'Inn ī 'Ānastu Nārā an La`allī 'Ātīkum Minhā Biq abasin 'Aw 'Ajidu `Alá A n -Nā r i Hud an
020-010 Hani bir ateş görmüştü de ailesine durun demiştiben bir ateş görüyorumya giderbir kor getiririm oradan sizeyahut birine rastlarım da yol öğrenirim ateş başında.
إِذْ رَ ءَ ا نَارا ً فَقَ ا لَ لِأهْلِهِ ا مْكُثُو ا إِنِّ ي آنَسْتُ نَارا ً لَعَلِّي آتِيكُمْ مِنْ هَا بِقَ بَسٍ أَوْ أَجِدُ عَلَى ا ل نّ َا ر ِ هُد ىً
Falamm ā 'Atāhā Nūdī Yā Mūsá
020-011 Ateşe doğru gidince onaseslenildi: Ey Musa.
فَلَمَّ ا أَتَاهَا نُودِي يَامُوسَى
'Inn ī 'Anā Ra bbuka Fākh la` Na`lay ka ۖ 'Inn aka Bil-Wā di A l-Muq addasi Ţ uwan
020-012 Şüphe yok ki benim senin Rabbinçıkar ayakkabılarınıkutlu vadidesinTuva'dasın sen.
إِنِّ ي أَنَا رَ بُّكَ فَاخْ لَعْ نَعْلَيْ كَ ۖ إِنَّ كَ بِا لْوَا دِ ا لْمُقَ دَّسِ طُ وىً
Wa 'Anā A kh tartuka Fāstami` Limā Yūĥá
020-013 Ve seni seçtim bendinle vahyedileni.
وَأَنَا ا خْ تَرْتُكَ فَاسْتَمِعْ لِمَا يُوحَى
'Inn anī 'Anā A l-Lahu Lā 'Ilā ha 'Illā 'Anā Fā`bud nī Wa 'Aq imi A ş -Ş alāata Lidh ikr ī
020-014 Şüphe yok ki ben öyle bir Allah'ımyoktur benden başka tapacakbana kulluk et ancak ve namaz kıl beni anmak için.
إِنَّ نِي أَنَا ا للَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنَا فَاعْبُد ْنِي وَأَقِ مِ ا ل صَّ لاَةَ لِذِكْر ِي
'Inn a A s-Sā`ata 'Ātiyatun 'Akā du 'Ukh fīhā Lituj zá Kullu Nafsin Bimā Tas`á
020-015 Kıyamet gelip çatmada gerçekten de; herkesyaptığının karşılığını bulsun diye gizlemekteyim vaktini.
إِنّ َ ا ل سَّاعَةَ آتِيَةٌ أَكَا دُ أُخْ فِيهَا لِتُجْ زَى كُلُّ نَفْس ٍ بِمَا تَسْعَى
Falā Yaş uddann aka `Anhā Man Lā Yu'uminu Bihā Wa A ttaba`a Hawā hu Fatardá
020-016 Ona inanmayan ve havasına uyup gidensakın seni inancından çevirmesinyoksa helak olursun sen de.
فَلاَ يَصُ دَّنَّ كَ عَنْ هَا مَن ْ لاَ يُؤْمِنُ بِهَا وَا تَّبَعَ هَوَا هُ فَتَرْدَى
Wa Mā Tilka Biyamīnika Yā Mūsá
020-017 Sağ elindeki nedir ey Musa.
وَمَا تِلْكَ بِيَمِينِكَ يَامُوسَى
Q ā la Hiya `Aş ā ya 'Atawakka'u `Alayhā Wa 'Ahush sh u Bihā `Alá Gh anamī Wa Liya Fīhā Ma'ā r ibu 'Ukh rá
020-018 Sopam dediona dayanırımdavarlarıma yaprak silkerim onunlabaşka işler de yaparım onunla.
قَ ا لَ هِيَ عَصَ ا يَ أَتَوَكَّأُ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَى غَ نَمِي وَلِيَ فِيهَا مَآر ِبُ أُخْ رَ ى
Q ā la 'Alq ihā Yā Mūsá
020-019 Dedi ki: Elinden bırak onu ey Musa.
قَ ا لَ أَلْقِ هَا يَامُوسَى
Fa'alq āhā Fa'idh ā Hiya Ĥayyatun Tas`á
020-020 Bıraktı onubir de baktı ki bir yılan olmuşkoşup durmada.
فَأَلْقَ اهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَى
Q ā la Kh udh /hā Wa Lā Takh af ۖ Sanu`īduhā Sīra tahā A l-'Ūlá
020-021 Al onu dedikorkmaevvelce olduğu gibi sopa olarak vereceğiz onu sana.
قَ ا لَ خُ ذْهَا وَلاَ تَخَ فْ ۖ سَنُعِيدُهَا سِيرَ تَهَا ا لأُ ولَى
Wa A đmum Yadaka 'Ilá Janāĥika Takh ru j Bayđā 'a Min Gh ay r i Sū 'in 'Āyatan 'Ukh rá
020-022 Elini koynuna sok da bir hastalık yüzünden olmamak şartıyla bembeyaz çıksın; bu da bir başka delil sana.
وَاضْ مُمْ يَدَكَ إِلَى جَنَاحِكَ تَخْ رُج ْ بَيْضَ ا ءَ مِن ْ غَ يْ ر ِ سُو ءٍ آيَةً أُخْ رَ ى
Linur iyaka Min 'Āyātinā A l-Kub rá
020-023 Böylece de en büyük delillerimizden bir kısmını gösterelim sana.
لِنُر ِيَكَ مِن ْ آيَاتِنَا ا لْكُبْ رَ ى
A dh /hab 'Ilá Fir `aw na 'Inn ahu Ţ agh á
020-024 Git Firavun'a şüphe yok ki pek azdı o.
ا ذْهَب ْ إِلَى فِر ْعَوْ نَ إِنَّ هُ طَ غَ ى
Q ā la Ra bbi A sh ra ĥ Lī Ş ad r ī
020-025 Rabbim dedikalbime genişlik ver.
قَ ا لَ رَ بِّ ا شْرَ حْ لِي صَ د ْر ِي
Wa Yassir Lī 'Am r ī
020-026 İşimi kolaylaştır.
وَيَسِّر ْ لِي أَمْر ِي
Wa A ĥlul `Uq datan Min Lisānī
020-027 Dilimin bağını çöz de.
وَاحْلُلْ عُقْ دَة ً مِن ْ لِسَانِي
Yafq ahū Q awlī
020-028 Anlasınlar sözümü iyice.
يَفْقَ هُوا قَ وْلِي
Wa A j `al Lī Wazīr āan Min 'Ahlī
020-029 Âilemden birini vezir et bana.
وَاجْ عَلْ لِي وَزِير ا ً مِن ْ أَهْلِي
Hārū na 'Akh ī
020-030 Kardeşim Harun'u.
هَارُو نَ أَخِ ي
A sh dud Bihi~ 'Azr ī
020-031 Arka olsun banaonunla kuvvetlendir beni.
ا شْدُد ْ بِهِ أَزْر ِي
Wa 'Ash r ik/hu Fī 'Am r ī
020-032 İşime ortak et onu.
وَأَشْر ِكْهُ فِي أَمْر ِي
Kay Nusabbiĥaka Kath īr āan
020-033 Bunları yap da şanını çok tenzih edelim.
كَيْ نُسَبِّحَكَ كَثِير اً
Wa Nadh kura ka Kath īr āan
020-034 Seni çok analım.
وَنَذْكُرَ كَ كَثِير اً
'Inn aka Kun ta Binā Baş īr āan
020-035 Şüphe yok ki sengörmedesin bizi.
إِنَّ كَ كُنْ تَ بِنَا بَصِ ير اً
Q ā la Q ad 'Ūtī ta Su'ulaka Yā Mūsá
020-036 Dedi ki: Gerçekten de verildi dileğin ey Musa.
قَ ا لَ قَ د ْ أُ وتِي تَ سُؤْلَكَ يَامُوسَى
Wa Laq ad Manann ā `Alay ka Marra tan 'Ukh rá
020-037 Andolsun ki bir kere daha lutfetmiştik sana.
وَلَقَ د ْ مَنَنَّ ا عَلَيْ كَ مَرَّ ةً أُخْ رَ ى
'Idh 'Awĥaynā 'Ilá 'Umm ika Mā Yūĥá
020-038 Hani vahyedilecek şeyi ilham etmiştik anana.
إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَى أُمِّ كَ مَا يُوحَى
'Ani A q dh ifī hi Fī A t-Tābū ti Fāq dh ifī hi Fī A l-Yamm i Falyulq ihi A l-Yamm u Bis-Sāĥili Ya'kh udh /hu `Adū wun Lī Wa`adū wun Lahu ۚ Wa 'Alq ay tu `Alay ka Maĥabbatan Minn ī Wa Lituş na`a `Alá `Ay ni
020-039 Sandığa koy onu da nehre bıraknehir onu kıyıya bırakırbenim düşmanım ve senin düşmanınalır onu demiştim ve himayem altında yetişmen için sana karşı bir sevgi de vermiştim ona.
أَنِ ا قْ ذِفِي هِ فِي ا ل تَّابُو تِ فَاقْ ذِفِي هِ فِي ا لْيَمّ ِ فَلْيُلْقِ هِ ا لْيَمّ ُ بِا ل سَّاحِلِ يَأْخُ ذْهُ عَدُوٌّ لِي وَعَدُوٌّ لَهُ ۚ وَأَلْقَ يْ تُ عَلَيْ كَ مَحَبَّة ً مِنِّ ي وَلِتُصْ نَعَ عَلَى عَيْنِ
'Idh Tam sh ī 'Ukh tuka Fataq ū lu Hal 'Adullukum `Alá Man Yakfuluhu ۖ Fara ja`nā ka 'Ilá 'Umm ika Kay Taq arra `Aynuhā Wa Lā Taĥzana ۚ Wa Q atalta Nafsāan Fanajjaynā ka Mina A l-Gh amm i Wa Fatann ā ka Futūnāan ۚ Falabith ta Sinī na Fī 'Ahli Mad yana Th umm a Ji'ta `Alá Q adar in Yā Mūsá
020-040 Hani kız kardeşin gitmiş de onu yetiştirecek birisini bulayım mı size demiştigözü aydın olsunkederlenmesin diye tekrar anana kavuşturmuştuk seni ve birisini öldürmüştün de seni gamdan kurtarmıştık ve seni sınayıp durmuştuk veyıllarca Medyen halkının içinde kalmıştınsonra da mukadder olduğu gibi buraya geldin ey Musa.
إِذْ تَمْشِي أُخْ تُكَ فَتَقُ و لُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَى مَن ْ يَكْفُلُهُ ۖ فَرَ جَعْنَا كَ إِلَى أُمِّ كَ كَيْ تَقَ رَّ عَيْنُهَا وَلاَ تَحْزَنَ ۚ وَقَ تَلْتَ نَفْسا ً فَنَجَّيْنَا كَ مِنَ ا لْغَ مّ ِ وَفَتَنّ َا كَ فُتُونا ً ۚ فَلَبِثْتَ سِنِي نَ فِي أَهْلِ مَد ْيَنَ ثُمّ َ جِئْتَ عَلَى قَ دَرٍ يَامُوسَى
Wa A ş ţ ana`tuka Linafsī
020-041 Kendim için seçtim seni.
وَاصْ طَ نَعْتُكَ لِنَفْسِي
A dh /hab 'An ta Wa 'Akh ū ka Bi'āyātī Wa Lā Taniyā Fī Dh ikr ī
020-042 Delillerimle git kardeşinle ve beni anmayı ihmal etmeyin.
ا ذْهَب ْ أَنْ تَ وَأَخُ و كَ بِآيَاتِي وَلاَ تَنِيَا فِي ذِكْر ِي
A dh /habā 'Ilá Fir `aw na 'Inn ahu Ţ agh á
020-043 Firavun'a gidinçünkü ogerçekten de azdı.
ا ذْهَبَا إِلَى فِر ْعَوْ نَ إِنَّ هُ طَ غَ ى
Faq ūlā Lahu Q awlāan Layyināan La`allahu Yatadh akkaru 'Aw Yakh sh á
020-044 Ona yumuşak bir tarzda söz söyleyinbelki öğüt alıryahut korkar.
فَقُ ولاَ لَهُ قَ وْلا ً لَيِّنا ً لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْ شَى
Q ālā Ra bbanā 'Inn anā Nakh ā fu 'An Yafru ţ a `Alaynā 'Aw 'An Yaţ gh á
020-045 Rabbimiz dedilerkorkarız aşırı davranır hakkımızdayahut da büsbütün azar.
قَ الاَ رَ بَّنَا إِنَّ نَا نَخَ ا فُ أَن ْ يَفْرُطَ عَلَيْنَا أَوْ أَن ْ يَطْ غَ ى
Q ā la Lā Takh āfā ۖ 'Inn anī Ma`akumā 'Asma`u Wa 'Ará
020-046 Korkmayın dedigerçekten de benim sizinle beraberduyarım ben ve görürüm.
قَ ا لَ لاَ تَخَ افَا ۖ إِنَّ نِي مَعَكُمَا أَسْمَعُ وَأَرَ ى
Fa'tiyā hu Faq ūlā 'Inn ā Ra sūlā Ra bbika Fa'arsil Ma`anā Banī 'Isrā 'ī la Wa Lā Tu`adh dh ib hum ۖ Q ad Ji'nā ka Bi'āyatin Min Ra bbika Wa ۖ A s-Salā mu `Alá Mani A ttaba`a A l-Hudá
020-047 Hemen gidin de biz deyinşüphe yok ki Rabbinin iki peygamberiyiz bizimle gönder İsrailoğullarını ve onlara azap verme. Rabbinden delille geldik sanaesenlik hidayete uyana.
فَأْتِيَا هُ فَقُ ولاَ إِنَّ ا رَ سُولاَ رَ بِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَا ئِي لَ وَلاَ تُعَذِّبْ هُمْ ۖ قَ د ْ جِئْنَا كَ بِآيَةٍ مِن ْ رَ بِّكَ ۖ وَا ل سَّلاَمُ عَلَى مَنِ ا تَّبَعَ ا لْهُدَى
'Inn ā Q ad 'Ūĥiya 'Ilaynā 'Ann a A l-`Adh ā ba `Alá Man Kadh dh aba Wa Tawallá
020-048 Gerçekten de bize vahyedildi ki azapyalanlayanadır ve yüz çevirene.
إِنَّ ا قَ د ْ أُ وحِيَ إِلَيْنَا أَنّ َ ا لْعَذَا بَ عَلَى مَن ْ كَذَّبَ وَتَوَلَّى
Q ā la Faman Ra bbukumā Yā Mūsá
020-049 Dedi ki: Kimdir Rabbiniz ey Musa.
قَ ا لَ فَمَن ْ رَ بُّكُمَا يَامُوسَى
Q ā la Ra bbunā A l-Ladh ī 'A`ţ á Kulla Sh ay 'in Kh alq ahu Th umm a Hadá
020-050 Rabbimiz dediher şeye yaratılışını verensonra da yolunu gösterendir.
قَ ا لَ رَ بُّنَا ا لَّذِي أَعْطَ ى كُلَّ شَيْ ءٍ خَ لْقَ هُ ثُمّ َ هَدَى
Q ā la Famā Bā lu A l-Q urū ni A l-'Ūlá
020-051 Firavunpekiönce gelenlerin halleri ne olacak dedi.
قَ ا لَ فَمَا بَا لُ ا لْقُ رُو نِ ا لأُ ولَى
Q ā la `Ilmuhā `In da Ra bbī Fī Kitā bin ۖ Lā Yađillu Ra bbī Wa Lā Yan sá
020-052 Musaonlara ait bilgi de dediRabbimin katındadıryazılmıştır; neyanılır Rabbimne unutur.
قَ ا لَ عِلْمُهَا عِنْ دَ رَ بِّي فِي كِتَا بٍ ۖ لاَ يَضِ لُّ رَ بِّي وَلاَ يَن سَى
Al-Ladh ī Ja`ala Lakumu A l-'Arđa Mahdāan Wa Salaka Lakum Fīhā Subulāan Wa 'An zala Mina A s-Samā 'i Mā 'an Fa'akh ra j nā Bihi~ 'Azwājāan Min Nabā tin Sh attá
020-053 Öyle bir mabuttur ki yeryüzünü size döşek etmişorada size yollar açmışgökten yağmur yağdırmışo yağmur sebebiyle de çeşitçeşit ve çifterçifter nebatlar bitirmiştir.
ا لَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ا لأَرْضَ مَهْدا ً وَسَلَكَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلا ً وَأَن زَلَ مِنَ ا ل سَّمَا ءِ مَا ء ً فَأَخْ رَ جْ نَا بِهِ أَزْوَاجا ً مِن ْ نَبَا تٍ شَتَّى
Kulū Wa A r`aw 'An`āmakum ۗ 'Inn a Fī Dh ālika La'ā yā tin Li'wlī A n -Nuhá
020-054 Yiyin ve yedirin davarlarınıza; şüphe yok ki bundaaklı olanlara deliller var.
كُلُوا وَا رْعَوْا أَنْ عَامَكُمْ ۗ إِنّ َ فِي ذَلِكَ لَآيَا تٍ لِأو ْلِي ا ل نُّ هَى
Minhā Kh alaq nākum Wa Fīhā Nu`īdukum Wa Minhā Nukh r ijukum Tāra tan 'Ukh rá
020-055 Oradan yarattık sizigene oraya iade edeceğiz ve oradan çıkaracağız sizi bir kere daha.
مِنْ هَا خَ لَقْ نَاكُمْ وَفِيهَا نُعِيدُكُمْ وَمِنْ هَا نُخْ ر ِجُكُمْ تَارَ ةً أُخْ رَ ى
Wa Laq ad 'Ara ynā hu 'Āyātinā Kullahā Fakadh dh aba Wa 'Abá
020-056 Andolsun ki ona bütün delillerimizi gösterdikyalanladıçekindi.
وَلَقَ د ْ أَرَ يْنَا هُ آيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَأَبَى
Q ā la 'Aji'tanā Litukh r ijanā Min 'Arđinā Bisiĥr ika Yā Mūsá
020-057 Bizi dedibüyünle yerimizdenyurdumuzdan çıkarmaya mı geldin ey Musa?
قَ ا لَ أَجِئْتَنَا لِتُخْ ر ِجَنَا مِن ْ أَرْضِ نَا بِسِحْر ِكَ يَامُوسَى
Falana'tiyann aka Bisiĥr in Mith lihi Fāj `al Baynanā Wa Baynaka Maw`idāan Lā Nukh lifuhu Naĥnu Wa Lā 'An ta Makānāan Suwan
020-058 O halde biz de onun gibi bir büyü yaparak karşı geleceğiz sanaaramızda bir buluşma yeri ve vakti tayin et de sen ve bizvaadimizden caymayalımbuluşalım oradahem de ikimize de müsavi mesafedemünasip bir yer olsun orası.
فَلَنَأْتِيَنَّ كَ بِسِحْرٍ مِثْلِهِ فَاجْ عَلْ بَيْنَنَا وَبَيْنَكَ مَوْعِدا ً لاَ نُخْ لِفُهُ نَحْنُ وَلاَ أَنْ تَ مَكَانا ً سُوىً
Q ā la Maw`idukum Yaw mu A z-Zīnati Wa 'An Yuĥsh ara A n -Nā su Đ uĥan
020-059 Musa dedi ki: Herkesin süslenip bayram ettiği ziynet gününü buluşma zamanı olarak tayin ediyorum sizehalkın toplandığı kuşluk çağında buluşalım.
قَ ا لَ مَوْعِدُكُمْ يَوْ مُ ا ل زِّينَةِ وَأَن ْ يُحْشَرَ ا ل نّ َا سُ ضُ حىً
Fatawallá Fir `aw nu Fajama`a Kaydahu Th umm a 'Atá
020-060 Derken Firavun dönüp gittisonra bütün hilesini derleyip geldi.
فَتَوَلَّى فِر ْعَوْ نُ فَجَمَعَ كَيْدَهُ ثُمّ َ أَتَى
Q ā la Lahum Mūsá Waylakum Lā Taftarū `Alá A ll āhi Kadh ibāan Fayusĥitakum Bi`adh ā bin ۖ Wa Q ad Kh ā ba Mani A ftará
020-061 Musaonlarayazıklar olsun size dediAllah'a yalan yere iftirada bulunmayınsonra size azap eder de kökünüzü kurutur ve muhakkak kim iftira ederse ziyan eder.
قَ ا لَ لَهُمْ مُوسَى وَيْلَكُمْ لاَ تَفْتَرُوا عَلَى ا للَّ هِ كَذِبا ً فَيُسْحِتَكُمْ بِعَذَا بٍ ۖ وَقَ د ْ خَ ا بَ مَنِ ا فْتَرَ ى
Fatanāza`ū 'Am ra hum Baynahum Wa 'Asarrū A n -Naj wá
020-062 Sonra bu iş hakkında aralarında çekişeçekişe görüşüp gizlice danıştılar.
فَتَنَازَعُو ا أَمْرَ هُمْ بَيْنَهُمْ وَأَسَرُّوا ا ل نَّ جْ وَى
Q ālū 'In Hadh ā ni Lasāĥir ā ni Yur īdā ni 'An Yukh r ijākum Min 'Arđikum Bisiĥr ihimā Wa Yadh /habā Biţ ar īq atikumu A l-Muth lá
020-063 Bu iki büyücü dedilerbüyüleriyle sizi yerinizdenyurdunuzdan çıkarmak istiyorsizi yüce yolunuzdan çevirmek diliyor.
قَ الُو ا إِن ْ هَذَا نِ لَسَاحِرَ ا نِ يُر ِيدَا نِ أَن ْ يُخْ ر ِجَاكُمْ مِن ْ أَرْضِ كُمْ بِسِحْر ِهِمَا وَيَذْهَبَا بِطَ ر ِيقَ تِكُمُ ا لْمُثْلَى
Fa'aj mi`ū Kaydakum Th umm a A 'tū Ş affāan ۚ Wa Q ad 'Aflaĥa A l-Yaw ma Mani A sta`lá
020-064 Hilelerinizidüzenlerinizi bir araya getirinsonra safsaf olun da gelin ve muhakkak olan şu ki: Bugün üstün olanmuradına ermiştir.
فَأَجْ مِعُوا كَيْدَكُمْ ثُمّ َ ا ئْتُوا صَ فّا ً ۚ وَقَ د ْ أَفْلَحَ ا لْيَوْ مَ مَنِ ا سْتَعْلَى
Q ālū Yā Mūsá 'Imm ā 'An Tulq iya Wa 'Imm ā 'An Nakū na 'Awwala Man 'Alq á
020-065 Büyücüler dediler ki: İstersen sen at önce sopanıistersen biz atalım önce ya Musa.
قَ الُوا يَامُوسَى إِمَّ ا أَن ْ تُلْقِ يَ وَإِمَّ ا أَن ْ نَكُو نَ أَوَّلَ مَن ْ أَلْقَ ى
Q ā la Bal 'Alq ū ۖ Fa'idh ā Ĥibāluhum Wa `Iş īyuhum Yukh ayyalu 'Ilay hi Min Siĥr ihim 'Ann ahā Tas`á
020-066 Musasiz atın önce dedi. Derken büyüleriyle ipleri ve sopalarıMusa'ya doğru koşuyormuş gibi göründü.
قَ ا لَ بَلْ أَلْقُ وا ۖ فَإِذَا حِبَالُهُمْ وَعِصِ يُّهُمْ يُخَ يَّلُ إِلَيْ هِ مِن ْ سِحْر ِهِمْ أَنَّ هَا تَسْعَى
Fa'awjasa Fī Nafsihi Kh īfatan Mūsá
020-067 Musa'nın içine bir korku düştü.
فَأَوْجَسَ فِي نَفْسِهِ خِ يفَة ً مُوسَى
Q ulnā Lā Takh af 'Inn aka 'An ta A l-'A`lá
020-068 Korkma dedikhiç şüphe yok ki sendaha üstünsün.
قُ لْنَا لاَ تَخَ فْ إِنَّ كَ أَنْ تَ ا لأَعْلَى
Wa 'Alq i Mā Fī Yamīnika Talq af Mā Ş ana`ū ۖ 'Inn amā Ş ana`ū Kay du Sāĥir in ۖ Wa Lā Yufliĥu A s-Sāĥir u Ĥay th u 'Atá
020-069 At sağ elindeki sopanıonların meydana getirdikleri şeyleri yutsunçünkü onlarancak büyücülük düzeniyle yaptılar bu işi ve büyücüNerede olursa olsuneremez umduğuna.
وَأَلْقِ مَا فِي يَمِينِكَ تَلْقَ فْ مَا صَ نَعُو ا ۖ إِنَّ مَا صَ نَعُوا كَيْ دُ سَاحِر ٍ ۖ وَلاَ يُفْلِحُ ا ل سَّاحِر ُ حَيْ ثُ أَتَى
Fa'ulq iya A s-Saĥara tu Sujjadāan Q ālū 'Āmann ā Bira bbi Hārū na Wa Mūsá
020-070 Sonunda büyücüler secde ederek yere kapandılar ve inandık dedilerHarun'la Musa'nın Rabbine.
فَأُلْقِ يَ ا ل سَّحَرَ ةُ سُجَّدا ً قَ الُو ا آمَنَّ ا بِرَ بِّ هَارُو نَ وَمُوسَى
Q ā la 'Āman tum Lahu Q ab la 'An 'Ādh ana Lakum ۖ 'Inn ahu Lakabīru kumu A l-Ladh ī `Allamakumu A s-Siĥra ۖ Fala'uq aţ ţ i`ann a 'Aydiyakum Wa 'Arjulakum Min Kh ilā fin Wa La'uş allibann akum Fī Judh ū `i A n -Nakh li Wa Lata`lamunn a 'Ayyunā 'Ash addu `Adh ābāan Wa 'Ab q á
020-071 Siz dedi Firavunben size izin vermeden inandınız mı ona? Şüphe yok ki o size büyü öğreten büyüğünüz. Elleriniziayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve hurma dallarına astıracağım sizio vakit biliranlarsınız hangimizin azabı daha çetin ve daha sürekli.
قَ ا لَ آمَنْ تُمْ لَهُ قَ بْ لَ أَن ْ آذَنَ لَكُمْ ۖ إِنَّ هُ لَكَبِيرُكُمُ ا لَّذِي عَلَّمَكُمُ ا ل سِّحْرَ ۖ فَلَأُقَ طِّ عَنّ َ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِن ْ خِ لاَفٍ وَلَأُصَ لِّبَنَّ كُمْ فِي جُذُو عِ ا ل نَّ خْ لِ وَلَتَعْلَمُنّ َ أَيُّنَا أَشَدُّ عَذَابا ً وَأَبْ قَ ى
Q ālū Lan Nu'uth ira ka `Alá Mā Jā 'anā Mina A l-Bayyinā ti Wa A l-Ladh ī Faţ ara nā ۖ Fāq đi Mā 'An ta Q āđin ۖ 'Inn amā Taq đī Hadh ihi A l-Ĥayāata A d-Dun yā
020-072 Şu bize gösterilen apaçık mucizelere karşı artık yaradanımıza tercih edemeyiz seni dedilerelinden geleni yapzaten ancak şu dünya yaşayışında hükmünü yürütebilirsin.
قَ الُوا لَن ْ نُؤْثِرَ كَ عَلَى مَا جَا ءَنَا مِنَ ا لْبَيِّنَا تِ وَا لَّذِي فَطَ رَ نَا ۖ فَاقْ ضِ مَا أَنْ تَ قَ ا ض ٍ ۖ إِنَّ مَا تَقْ ضِ ي هَذِهِ ا لْحَيَا ةَ ا ل دُّنْ يَا
'Inn ā 'Āmann ā Bira bbinā Liyagh fir a Lanā Kh aţ āyānā Wa Mā 'Akra htanā `Alay hi Mina A s-Siĥr i Wa ۗ A ll āhu Kh ay ru n Wa 'Ab q á
020-073 Gerçekten de bizhatalarımızı ve bize zorla yaptırdığın büyüden dolayı girdiğimiz günahları yarlıgaması için inandık Rabbimize ve Allahdaha hayırlıdırverdiği karşılık da daha sürekli.
إِنَّ ا آمَنَّ ا بِرَ بِّنَا لِيَغْ فِر َ لَنَا خَ طَ ايَانَا وَمَا أَكْرَ هْتَنَا عَلَيْ هِ مِنَ ا ل سِّحْر ِ ۗ وَا للَّهُ خَ يْ رٌ وَأَبْ قَ ى
'Inn ahu Man Ya'ti Ra bbahu Muj r imāan Fa'inn a Lahu Jahann ama Lā Yamū tu Fīhā Wa Lā Yaĥyā
020-074 Şüphe yok ki Rabbine mücrim olarak gelenedir cehennem; orada ne ölürne diri kalır.
إِنَّ هُ مَن ْ يَأْتِ رَ بَّهُ مُجْ ر ِما ً فَإِنّ َ لَهُ جَهَنَّ مَ لاَ يَمُو تُ فِيهَا وَلاَ يَحْيَا
Wa Man Ya'tihi Mu'umināan Q ad `Amila A ş -Ş āliĥā ti Fa'ūlā 'ika Lahumu A d-Dara jā tu A l-`Ulā
020-075 Ve kim de inanmış ve iyi işlerde bulunmuş bir halde ona gelirse işte o çeşit kişileredir yüce dereceler.
وَمَن ْ يَأْتِهِ مُؤْمِنا ً قَ د ْ عَمِلَ ا ل صَّ الِحَا تِ فَأُ وْلَا ئِكَ لَهُمُ ا ل دَّرَ جَا تُ ا لْعُلاَ
Jann ā tu `Ad nin Taj r ī Min Taĥtihā A l-'Anhā ru Kh ālidī na Fīhā ۚ Wa Dh alika Jazā 'u Man Tazakká
020-076 Kıyılarından ırmaklar akan ebedi Adn cennetleri ve buinanış ve ibadetle temizlenen kişinin karşılığıdır.
جَنّ َا تُ عَد ْنٍ تَجْ ر ِي مِن ْ تَحْتِهَا ا لأَنْ هَا رُ خَ الِدِي نَ فِيهَا ۚ وَذَلِكَ جَزَا ءُ مَن ْ تَزَكَّى
Wa Laq ad 'Awĥaynā 'Ilá Mūsá 'An 'Asr i Bi`ibādī Fāđr ib Lahum Ţ ar īq āan Fī A l-Baĥr i Yabasāan Lā Takh ā fu Dara kāan Wa Lā Takh sh á
020-077 Andolsun ki biz Musa'yakullarımla geceleyin yola çıkonlara denizde kuru bir yol açdüşmanların yetişmelerindendenizde boğulmadan korkma diye vahyetmiştik.
وَلَقَ د ْ أَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى أَن ْ أَسْر ِ بِعِبَادِي فَاضْ ر ِب ْ لَهُمْ طَ ر ِيق ا ً فِي ا لْبَحْر ِ يَبَسا ً لاَ تَخَ ا فُ دَرَ كا ً وَلاَ تَخْ شَى
Fa'atba`ahum Fir `aw nu Bijunūdihi Fagh ash iyahum Mina A l-Yamm i Mā Gh ash iyahum
020-078 Derken Firavunaskeriyle artlarına düştüdeniz de onları tamamıyla kuşatıp kapladıboğulup gittiler.
فَأَتْبَعَهُمْ فِر ْعَوْ نُ بِجُنُودِهِ فَغَ شِيَهُمْ مِنَ ا لْيَمّ ِ مَا غَ شِيَهُمْ
Wa 'Ađalla Fir `aw nu Q awmahu Wa Mā Hadá
020-079 Ve saptırdı kavmini Firavun ve doğru yola sevketmedi onları.
وَأَضَ لَّ فِر ْعَوْ نُ قَ وْمَهُ وَمَا هَدَى
Yā Banī 'Isrā 'ī la Q ad 'An jaynākum Min `Adūwikum Wa Wā`ad nākum Jāniba A ţ -Ţ ū r i A l-'Aymana Wa Nazzalnā `Alaykumu A l-Mann a Wa A s-Salwá
020-080 Ey İsrailoğullarısizi kurtardık düşmanlarınızdansözleştik sizinle Turun sağ yanında ve size kudret helvasıyla bıldırcın yağdırdık.
يَابَنِي إِسْرَا ئِي لَ قَ د ْ أَن جَيْنَاكُمْ مِن ْ عَدُوِّكُمْ وَوَاعَد ْنَاكُمْ جَانِبَ ا ل طُّ و ر ِ ا لأَيْمَنَ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكُمُ ا لْمَنّ َ وَا ل سَّلْوَى
Kulū Min Ţ ayyibā ti Mā Ra zaq nākum Wa Lā Taţ gh aw Fī hi Fayaĥilla `Alaykum Gh ađabī ۖ Wa Man Yaĥlil `Alay hi Gh ađabī Faq ad Hawá
020-081 Sizi rızıklandırdığımız tertemiz şeyleri yiyin ve bu hususta taşkınlık etmeyinsonra size gazabım vacip olur ve kime gazabım vacip olursa uçuruma yuvarlanırhelak olur gider.
كُلُوا مِن ْ طَ يِّبَا تِ مَا رَ زَقْ نَاكُمْ وَلاَ تَطْ غَ وْا فِي هِ فَيَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَ ضَ بِي ۖ وَمَن ْ يَحْلِلْ عَلَيْ هِ غَ ضَ بِي فَقَ د ْ هَوَى
Wa 'Inn ī Lagh affā ru n Liman Tā ba Wa 'Āmana Wa `Amila Ş āliĥāan Th umm a A htadá
020-082 Ve şüphe yok ki ben bütün suçlarını örterim tövbe edip inananın ve iyi işlerde bulunup sonra da doğru yolu bulanın.
وَإِنِّ ي لَغَ فَّا رٌ لِمَن ْ تَا بَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَ الِحا ً ثُمّ َ ا هْتَدَى
Wa Mā 'A`jalaka `An Q awmika Yā Mūsá
020-083 Neden acele ettinkavminden ayrıldın da geldin ey Musa?
وَمَا أَعْجَلَكَ عَن ْ قَ وْمِكَ يَامُوسَى
Q ā la Hum 'Ūlā 'i `Alá 'Ath ar ī Wa `Ajiltu 'Ilay ka Ra bbi Litarđá
020-084 İşte dedionlar da arkamdan geliyorlar ve ben ya Rabbibenden daha fazla razı olasındiye acele ettim.
قَ ا لَ هُمْ أُ ولاَءِ عَلَى أَثَر ِي وَعَجِلْتُ إِلَيْ كَ رَ بِّ لِتَرْضَ ى
Q ā la Fa'inn ā Q ad Fatann ā Q awmaka Min Ba`dika Wa 'Ađallahumu A s-Sāmir ī yu
020-085 Şüphe yok ki dedibiz senden sonra kavmini sınadık ve doğru yoldan çıkardı Samiri.
قَ ا لَ فَإِنَّ ا قَ د ْ فَتَنَّ ا قَ وْمَكَ مِن ْ بَعْدِكَ وَأَضَ لَّهُمُ ا ل سَّامِر ِيُّ
Fara ja`a Mūsá 'Ilá Q awmihi Gh ađbā na 'Asifāan ۚ Q ā la Yā Q aw mi 'Alam Ya`id kum Ra bbukum Wa`dāan Ĥasanāan ۚ 'Afaţ ā la `Alaykumu A l-`Ahdu 'Am 'Ara d tum 'An Yaĥilla `Alaykum Gh ađabun Min Ra bbikum Fa'akh laftum Maw`idī
020-086 Musaöfkeli bir halde hayıflanarak kavmine döndü de ey kavmim dediRabbiniz size güzel bir farzda vaitte bulunmadı mıçok mu uzun sürdü sizden ayrılışımyoksa Rabbinizin gazabının vacip olmasını mı dilediniz size de bana verdiğiniz sözden caydınız?
فَرَ جَعَ مُوسَى إِلَى قَ وْمِهِ غَ ضْ بَا نَ أَسِفا ً ۚ قَ ا لَ يَاقَ وْ مِ أَلَمْ يَعِد ْكُمْ رَ بُّكُمْ وَعْداً حَسَناً أَفَطَ ا لَ ۚ عَلَيْكُمُ ا لْعَهْدُ أَمْ أَرَ د ْتُمْ أَن ْ يَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَ ضَ بٌ مِن ْ رَ بِّكُمْ فَأَخْ لَفْتُمْ مَوْعِدِي
Q ālū Mā 'Akh lafnā Maw`idaka Bimalkinā Wa Lakinn ā Ĥumm ilnā 'Awzārā an Min Zīnati A l-Q aw mi Faq adh afnāhā Fakadh alika 'Alq á A s-Sāmir ī yu
020-087 Dediler ki: Sana verdiğimiz sözdenkendimize malik olarak caymadık bizfakat Mısırlıların ziynet eşyalarını almıştık yaonlarıerisin diye ateşe attıkböyle telkin etti Samiri.
قَ الُوا مَا أَخْ لَفْنَا مَوْعِدَكَ بِمَلْكِنَا وَلَكِنَّ ا حُمِّ لْنَا أَوْزَارا ً مِن ْ زِينَةِ ا لْقَ وْ مِ فَقَ ذَفْنَاهَا فَكَذَلِكَ أَلْقَ ى ا ل سَّامِر ِيُّ
Fa'akh ra ja Lahum `Ij lāan Jasadāan Lahu Kh uwā ru n Faq ālū Hādh ā 'Ilahukum Wa 'Ilahu Mūsá Fanasiya
020-088 Oonlara bir buzağı heykeli yapmıştı ki böğürmedeydi. O ve ona uyanlar işte bu dedilersizin de mabudunuzMusa'nın da mabudufakat Musaunuttu bunu.
فَأَخْ رَ جَ لَهُمْ عِجْ لا ً جَسَدا ً لَهُ خُ وَا رٌ فَقَ الُوا هَذَا إِلَهُكُمْ وَإِلَهُ مُوسَى فَنَسِيَ
'Afalā Yara w na 'Allā Yarji`u 'Ilayhim Q awlāan Wa Lā Yam liku Lahum Đ arrā an Wa Lā Naf`āan
020-089 Görmüyorlar mıydıonlara bir söz söyleyemiyordu bu heykel ve onlara ne bir zarar veriyordune bir fayda.
أَفَلاَ يَرَ وْ نَ أَلاَّ يَرْجِعُ إِلَيْهِمْ قَ وْلا ً وَلاَ يَمْلِكُ لَهُمْ ضَ رّا ً وَلاَ نَفْعاً
Wa Laq ad Q ā la Lahum Hārū nu Min Q ab lu Yā Q aw mi 'Inn amā Futin tum Bihi ۖ Wa 'Inn a Ra bbakumu A r-Ra ĥmā nu Fa A ttabi`ūnī Wa 'Aţ ī`ū 'Am r ī
020-090 Andolsun ki Harundaha önce onlaraey kavmim demiştisiz bununla sınanmadasınız ancak ve şüphe yok ki Rabbiniz rahmandırbana uyun ve emrime itaat edin.
وَلَقَ د ْ قَ ا لَ لَهُمْ هَارُو نُ مِن ْ قَ بْ لُ يَاقَ وْ مِ إِنَّ مَا فُتِن تُمْ بِهِ وَإِنّ َ ۖ رَ بَّكُمُ ا ل رَّ حْمَنُ فَاتَّبِعُونِي وَأَطِ يعُو ا أَمْر ِي
Q ālū Lan Nab ra ĥa `Alay hi `Ākifī na Ĥattá Yarji`a 'Ilaynā Mūsá
020-091 OnlarMusadönüp gelinceye dek demişlerdibiz bu heykele tapmadan kesin olarak vazgeçmeyiz.
قَ الُوا لَن ْ نَبْ رَ حَ عَلَيْ هِ عَاكِفِي نَ حَتَّى يَرْجِعَ إِلَيْنَا مُوسَى
Q ā la Yā Hārū nu Mā Mana`aka 'Idh Ra 'aytahum Đ allū
020-092 Musaey Harun dedibunların doğru yoldan saptıklarını görünce ne mani oldu da.
قَ ا لَ يَاهَارُو نُ مَا مَنَعَكَ إِذْ رَ أَيْتَهُمْ ضَ لُّوا
'Allā Tattabi`anī ۖ 'Afa`aş ay ta 'Am r ī
020-093 Bana uymadınyoksa emrime isyan mı ettin?
أَلاَّ تَتَّبِعَنِي ۖ أَفَعَصَ يْ تَ أَمْر ِي
Q ā la Yab na'uumm a Lā Ta'kh udh Biliĥyatī Wa Lā Bira 'sī 'Inn ī Kh ash ī tu ۖ 'An Taq ū la Farra q ta Bay na Banī 'Isrā 'ī la Wa Lam Tarq ub Q awlī
020-094 Anam oğlu dedisakalımıbaşımı bırak benimgerçekten desözüme tam uymadın da İsrailoğullarının arasına ayrılık saldın diyeceğinden korktum.
قَ ا لَ يَبْ نَؤُمّ َ لاَ تَأْخُ ذْ بِلِحْيَتِي وَلاَ بِرَ أْسِي إِنِّ ي خَ شِي تُ ۖ أَن ْ تَقُ و لَ فَرَّ قْ تَ بَيْ نَ بَنِي إِسْرَا ئِي لَ وَلَمْ تَرْقُ ب ْ قَ وْلِي
Q ā la Famā Kh aţ buka Yā Sāmir ī yu
020-095 Sen ne diye bu işi işledin ey Samiri dedi Musa.
قَ ا لَ فَمَا خَ طْ بُكَ يَاسَامِر ِيُّ
Q ā la Baş urtu Bimā Lam Yab ş urū Bihi Faq abađtu Q ab đatan Min 'Ath ar i A r-Ra sū li Fanabadh tuhā Wa Kadh alika Sawwalat Lī Nafsī
020-096 Samirionların görmediklerini gördüm bensana gelen elçi meleğin izinden bir avuç toprak aldımeriyen külçeye attım onu ve nefsimbu işi bana böylece hoş gösterdi dedi.
قَ ا لَ بَصُ رْتُ بِمَا لَمْ يَبْ صُ رُوا بِهِ فَقَ بَضْ تُ قَ بْ ضَ ة ً مِن ْ أَثَر ِ ا ل رَّ سُو لِ فَنَبَذْتُهَا وَكَذَلِكَ سَوَّلَتْ لِي نَفْسِي
Q ā la Fādh /hab Fa'inn a Laka Fī A l-Ĥayāati 'An Taq ū la Lā Misā sa ۖ Wa 'Inn a Laka Maw`idāan Lan Tukh lafahu ۖ Wa A n žur 'Ilá 'Ilahika A l-Ladh ī Ž alta `Alay hi `Ākifāan ۖ Lanuĥarr iq ann ahu Th umm a Lanan sifann ahu Fī A l-Yamm i Nasfāan
020-097 Git hadi dedi Musahiç şüphe yok ki hayatta cezanrastladığına yaklaşmadokunma bana demendir ve sana bir de azap vaadedilmiştir ki değişmesine imkan yok; kulluğunda bulunup durduğun mabuduna bak da göronu biz yakacağızsonra da kaldırıp denize atacağız.
قَ ا لَ فَاذْهَب ْ فَإِنّ َ لَكَ فِي ا لْحَيَا ةِ أَن ْ تَقُ و لَ لاَ مِسَا سَ ۖ وَإِنّ َ لَكَ مَوْعِدا ً لَن ْ تُخْ لَفَهُ ۖ وَا ن ظُ رْ إِلَى إِلَهِكَ ا لَّذِي ظَ لْتَ عَلَيْ هِ عَاكِفا ً ۖ لَنُحَرِّقَ نَّ هُ ثُمّ َ لَنَن سِفَنَّ هُ فِي ا لْيَمّ ِ نَسْفاً
'Inn amā 'Ilahukumu A ll āhu A l-Ladh ī Lā 'Ilā ha 'Illā Huwa ۚ Wasi`a Kulla Sh ay 'in `Ilmāan
020-098 Mabudunuzancak Allah'tır ki yoktur ondan başka tapacak; bilgisiher şeye şamildir.
إِنَّ مَا إِلَهُكُمُ ا للَّ هُ ا لَّذِي لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ ۚ وَسِعَ كُلَّ شَيْ ءٍ عِلْماً
Kadh ālika Naq uş ş u `Alay ka Min 'An bā 'i Mā Q ad Sabaq a ۚ Wa Q ad 'Ātaynā ka Min Ladunn ā Dh ikrā an
020-099 İşte böylecegeçmişlerin ahvalinden bir kısmını sana hikaye etmedeyiz ve şüphe yok ki sana katımızdan bir de Kur'an verdik.
كَذَلِكَ نَقُ صّ ُ عَلَيْ كَ مِن ْ أَنْ بَا ءِ مَا قَ د ْ سَبَقَ ۚ وَقَ د ْ آتَيْنَا كَ مِن ْ لَدُنَّ ا ذِكْراً
Man 'A`ra đa `Anhu Fa'inn ahu Yaĥmilu Yaw ma A l-Q iyāmati Wizrā an
020-100 Kim yüz çevirirse ondan şüphe yok ki kıyamet günüağır bir yük yüklenecek.
مَن ْ أَعْرَ ضَ عَنْ هُ فَإِنَّ هُ يَحْمِلُ يَوْ مَ ا لْقِ يَامَةِ وِزْراً
Kh ālidī na Fī hi ۖ Wa Sā 'a Lahum Yaw ma A l-Q iyāmati Ĥim lāan
020-101 Ebedi olarak kalacak azab içinde; bukıyamet günüonlara ne de kötü bir yük.
خَ الِدِي نَ فِي هِ ۖ وَسَا ءَ لَهُمْ يَوْ مَ ا لْقِ يَامَةِ حِمْلاً
Yaw ma Yun fakh u Fī A ş -Ş ū r i ۚ Wa Naĥsh uru A l-Muj r imī na Yawma'idh in Zurq āan
020-102 Surun üfürüleceği gün o mücrimleri gözleri göğermiş bir halde haşrederiz.
يَوْ مَ يُنْ فَخُ فِي ا ل صُّ و ر ِ ۚ وَنَحْشُرُ ا لْمُجْ ر ِمِي نَ يَوْمَئِذٍ زُرْق اً
Yatakh āfatū na Baynahum 'In Labith tum 'Illā `Ash rā an
020-103 Aralarında gizligizli konuşup ancak derleron geceden fazla kalmadınız dünyada.
يَتَخَ افَتُو نَ بَيْنَهُمْ إِن ْ لَبِثْتُمْ إِلاَّ عَشْراً
Naĥnu 'A`lamu Bimā Yaq ūlū na 'Idh Yaq ū lu 'Am th aluhum Ţ ar īq atan 'In Labith tum 'Illā Yawmāan
020-104 Ne dediklerini daha iyi biliriz biz aklı ve yolu yoradamı daha düzgün olanın ancak bir günceğiz kaldınız dediği zaman.
نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُ ولُو نَ إِذْ يَقُ و لُ أَمْثَلُهُمْ طَ ر ِيقَ ة ً إِن ْ لَبِثْتُمْ إِلاَّ يَوْماً
Wa Yas'alūnaka `Ani A l-Jibā li Faq ul Yan sifuhā Ra bbī Nasfāan
020-105 O gün dağlar ne olur diye soruyorlar sana; de ki: Rabbim onları unufak ederkuma döndürür de savurur.
وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ ا لْجِبَا لِ فَقُ لْ يَن سِفُهَا رَ بِّي نَسْفاً
Fayadh aru hā Q ā`āan Ş afş afāan
020-106 Yeryüzünü dümdüz bir hale getirir.
فَيَذَرُهَا قَ اعا ً صَ فْصَ فاً
Lā Tará Fīhā `Iwajāan Wa Lā 'Am tāan
020-107 Orada ne bir iniş görebilirsinne bir tümsek.
لاَ تَرَ ى فِيهَا عِوَجا ً وَلاَ أَمْتاً
Yawma'idh in Yattabi`ū na A d-Dā`ī Lā `Iwaja Lahu ۖ Wa Kh ash a`ati A l-'Aş wā tu Lilrra ĥmani Falā Tasma`u 'Illā Ham sāan
020-108 O gün hiçbir kimse kalmaz ki Allah'a davet edene uymasın ve rahmanın heybetinden sesler kesilirancak ayak sesleritıpırtılar halinde duyulabilir.
يَوْمَئِذٍ يَتَّبِعُو نَ ا ل دَّاعِي لاَ عِوَجَ لَهُ ۖ وَخَ شَعَتِ ا لأَصْ وَا تُ لِل رَّ حْمَنِ فَلاَ تَسْمَعُ إِلاَّ هَمْساً
Yawma'idh in Lā Tan fa`u A sh -Sh afā`atu 'Illā Man 'Adh ina Lahu A r-Ra ĥmā nu Wa Ra điya Lahu Q awlāan
020-109 O gün rahmanın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğukimseden başka hiçbir fert şefaat de edemez.
يَوْمَئِذٍ لاَ تَن فَعُ ا ل شَّفَاعَةُ إِلاَّ مَن ْ أَذِنَ لَهُ ا ل رَّ حْمَنُ وَرَ ضِ يَ لَهُ قَ وْلاً
Ya`lamu Mā Bay na 'Aydīhim Wa Mā Kh alfahum Wa Lā Yuĥīţ ū na Bihi `Ilmāan
020-110 Önlerinde ne varsa onu da bilirartlarında ne varsa onu da ve onların bilgisibunu ihata edemez.
يَعْلَمُ مَا بَيْ نَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَ لْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُ و نَ بِهِ عِلْماً
Wa `Anati A l-Wujū hu Lilĥay yi A l-Q ayyū mi ۖ Wa Q ad Kh ā ba Man Ĥamala Ž ulmāan
020-111 Bütün yüzler eğilir diri ve her an yarattıklarını tedbir ve tasarruf eden mabuda; bir zulüm yükünü yüklenmiş olanlarsa mahrumiyet içindedir.
وَعَنَتِ ا لْوُجُو هُ لِلْحَيِّ ا لْقَ يُّو مِ ۖ وَقَ د ْ خَ ا بَ مَن ْ حَمَلَ ظُ لْماً
Wa Man Ya`mal Mina A ş -Ş āliĥā ti Wa Huwa Mu'uminun Falā Yakh ā fu Ž ulmāan Wa Lā Hađmāan
020-112 Fakat inanarak iyi işlerde bulunan ne günahının arttırılmasından korkarne sevabının eksiltilmesinden.
وَمَن ْ يَعْمَلْ مِنَ ا ل صَّ الِحَا تِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلاَ يَخَ ا فُ ظُ لْما ً وَلاَ هَضْ ماً
Wa Kadh alika 'An zalnā hu Q ur'ā nāan `Ara bīyāan Wa Ş arra fnā Fī hi Mina A l-Wa`ī di La`allahum Yattaq ū na 'Aw Yuĥdith u Lahum Dh ikrā an
020-113 İşte bizbelki çekinirleryahut onlara bir öğüt olurbir ibret verir diye Arapça olan Kur'an'ı indirdik ve ondabazı tehditleri tekrartekrar söyledikaçıkladık.
وَكَذَلِكَ أَن زَلْنَا هُ قُ رْآناً عَرَ بِيّا ً وَصَ رَّ فْنَا فِي هِ مِنَ ا لْوَعِي دِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُ و نَ أَوْ يُحْدِثُ لَهُمْ ذِكْراً
Fata`ālá A ll āhu A l-Maliku A l-Ĥaq q u ۗ Wa Lā Ta`jal Bil-Q ur'ā ni Min Q ab li 'An Yuq đá 'Ilay ka Waĥyuhu ۖ Wa Q ul Ra bbi Zid nī `Ilmāan
020-114 Çok yücedir her şeye sahip ve mutasarrıf olan gerçek Allah ve acele etme Kur'an'ı okumak için sana vahiy tamamlanmadan ve de ki: Rabbimbilgimi çoğalt.
فَتَعَالَى ا للَّ هُ ا لْمَلِكُ ا لْحَقُّ ۗ وَلاَ تَعْجَلْ بِا لْقُ رْآنِ مِن ْ قَ بْ لِ أَن ْ يُقْ ضَ ى إِلَيْ كَ وَحْيُهُ ۖ وَقُ لْ رَ بِّ زِد ْنِي عِلْماً
Wa Laq ad `Ahid nā 'Ilá 'Ādama Min Q ab lu Fanasiya Wa Lam Najid Lahu `Azmāan
020-115 Andolsun ki daha önce Âdem'le de ahitleşmiştik de unutmuştu ve onubilerekisteyerek günah işleyen bir adam olarak da bulmamıştık.
وَلَقَ د ْ عَهِد ْنَا إِلَى آدَمَ مِن ْ قَ بْ لُ فَنَسِيَ وَلَمْ نَجِد ْ لَهُ عَزْماً
Wa 'Idh Q ulnā Lilmalā 'ikati A sjudū Li'dama Fasajadū 'Illā 'Ib lī sa 'Abá
020-116 Hanimeleklere demiştik ki: Âdem'e secde edinonlar da secde etmişlerdiyalnız İblis secde etmektençekinmişti.
وَإِذْ قُ لْنَا لِلْمَلاَئِكَةِ ا سْجُدُوا لِأدَمَ فَسَجَدُو ا إِلاَّ إِبْ لِي سَ أَبَى
Faq ulnā Yā 'Ādamu 'Inn a Hādh ā `Adū wun Laka Wa Lizawjika Falā Yukh r ijann akumā Mina A l-Jann ati Fatash q á
020-117 Demiştik ki: Ey Âdemşüphe yok ki busana ve eşine düşmandırsakın sizi cennetten çıkarmasın sonra zahmetlere uğrarsınız.
فَقُ لْنَا يَاآدَمُ إِنّ َ هَذَا عَدُوٌّ لَكَ وَلِزَوْجِكَ فَلاَ يُخْ ر ِجَنَّ كُمَا مِنَ ا لْجَنَّ ةِ فَتَشْقَ ى
'Inn a Laka 'Allā Tajū `a Fīhā Wa Lā Ta`rá
020-118 Çünkü aç kalmaman da ancak oradadırçıplak kalmaman da.
إِنّ َ لَكَ أَلاَّ تَجُو عَ فِيهَا وَلاَ تَعْرَ ى
Wa 'Ann aka Lā Tažma'u Fīhā Wa Lā Tađĥá
020-119 Ve sen orada susamazsıngüneşin harareti de dokunmaz sana.
وَأَنَّ كَ لاَ تَظْ مَأُ فِيهَا وَلاَ تَضْ حَى
Fawaswasa 'Ilay hi A sh -Sh ayţ ā nu Q ā la Yā 'Ādamu Hal 'Adulluka `Alá Sh ajara ti A l-Kh uldi Wa Mulkin Lā Yab lá
020-120 Şeytanona vesvese verdi de ey Âdem dedisana ebedilik ağacını ve zeval bulmayacak devleti göstereyim mi?
فَوَسْوَسَ إِلَيْ هِ ا ل شَّيْطَ ا نُ قَ ا لَ يَاآدَمُ هَلْ أَدُلُّكَ عَلَى شَجَرَ ةِ ا لْخُ لْدِ وَمُلْكٍ لاَ يَبْ لَى
Fa'akalā Minhā Fabadat Lahumā Saw'ā tuhumā Wa Ţ afiq ā Yakh ş ifā ni `Alayhimā Min Wara q i A l-Jann ati ۚ Wa `Aş á 'Ādamu Ra bbahu Fagh awá
020-121 İkisi de o ağacın meyvesından yediler de avret yerlerini gördüler ve cennetteki ağaçların yapraklarıyla avret yerlerini örtmeye koyuldular ve ÂdemRabbinin emrine karşı geldi de umduğundan mahrum oldu.
فَأَكَلاَ مِنْ هَا فَبَدَتْ لَهُمَا سَوْآتُهُمَا وَطَ فِقَ ا يَخْ صِ فَا نِ عَلَيْهِمَا مِن ْ وَرَ قِ ا لْجَنَّ ةِ ۚ وَعَصَ ى آدَمُ رَ بَّهُ فَغَ وَى
Th umm a A j tabā hu Ra bbuhu Fatā ba `Alay hi Wa Hadá
020-122 Sonra da Rabbi seçti onukabul etti tövbesini ve onu doğru yola sevketti.
ثُمّ َ ا جْ تَبَا هُ رَ بُّهُ فَتَا بَ عَلَيْ هِ وَهَدَى
Q ā la A hbiţ ā Minhā Jamī`āan ۖ Ba`đukum Liba`đin `Adū wun ۖ Fa'imm ā Ya'tiyann akum Minn ī Hudan Famani A ttaba`a Hudā ya Falā Yađillu Wa Lā Yash q á
020-123 Hepiniz dediinin oradan; bir kısmınızbir kısmınıza düşman olsun. Fakat bendensize bir yol gösteren geldi mi onu kabul edip doğru yoluma uyanne dünyada yoldan çıkarne ahirette kutsuzluğa düşer.
قَ ا لَ ا هْبِطَ ا مِنْ هَا جَمِيعا ً ۖ بَعْضُ كُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ ۖ فَإِمَّ ا يَأْتِيَنَّ كُمْ مِنِّ ي هُد ى ً فَمَنِ ا تَّبَعَ هُدَا يَ فَلاَ يَضِ لُّ وَلاَ يَشْقَ ى
Wa Man 'A`ra đa `An Dh ikr ī Fa'inn a Lahu Ma`īsh atan Đ an kāan Wa Naĥsh uru hu Yaw ma A l-Q iyāmati 'A`m á
020-124 Beni anmadan yüz çevirene gelince: Dünyada ona dar bir geçim varkıyamet günü de onu kör olarakhaşrederiz.
وَمَن ْ أَعْرَ ضَ عَن ْ ذِكْر ِي فَإِنّ َ لَهُ مَعِيشَة ً ضَ ن كا ً وَنَحْشُرُهُ يَوْ مَ ا لْقِ يَامَةِ أَعْمَى
Q ā la Ra bbi Lima Ĥash artanī 'A`m á Wa Q ad Kun tu Baş īr āan
020-125 Ya Rabbi derbeni neden kör haşrettinhalbuki ben görüyordum.
قَ ا لَ رَ بِّ لِمَ حَشَرْتَنِي أَعْمَى وَقَ د ْ كُن تُ بَصِ ير اً
Q ā la Kadh ālika 'Atatka 'Āyātunā Fanasītahā ۖ Wa Kadh alika A l-Yaw ma Tun sá
020-126 Böylece dersana delillerim geldi de unutuverdin onlarıişte sen de tıpkı o çeşit unutulmadasın bugün.
قَ ا لَ كَذَلِكَ أَتَتْكَ آيَاتُنَا فَنَسِيتَهَا ۖ وَكَذَلِكَ ا لْيَوْ مَ تُن سَى
Wa Kadh alika Naj zī Man 'Asra fa Wa Lam Yu'umin Bi'āyā ti Ra bbihi ۚ Wa La`adh ā bu A l-'Ākh ira ti 'Ash addu Wa 'Ab q á
020-127 Ve işte bizsuç işlemekte ileri gidenleri ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız; ahiret azabıysa elbette daha da çetindirdaha da sürekli.
وَكَذَلِكَ نَجْ زِي مَن ْ أَسْرَ فَ وَلَمْ يُؤْمِن ْ بِآيَا تِ رَ بِّهِ ۚ وَلَعَذَا بُ ا لآخِ رَ ةِ أَشَدُّ وَأَبْ قَ ى
'Afalam Yahdi Lahum Kam 'Ahlaknā Q ab lahum Mina A l-Q urū ni Yam sh ū na Fī Masākinihim ۗ 'Inn a Fī Dh ālika La'ā yā tin Li'wlī A n -Nuhá
020-128 Onlardan önce nice ümmetleri helak ettik; buonları doğru yola sevketmez mi ki? Onların yerlerindeyurtlarında gezip duruyorlar. Şüphe yok ki bundaaklı başında olanlara deliller var.
أَفَلَمْ يَهْدِ لَهُمْ كَمْ أَهْلَكْنَا قَ بْ لَهُمْ مِنَ ا لْقُ رُو نِ يَمْشُو نَ فِي مَسَاكِنِهِمْ ۗ إِنّ َ فِي ذَلِكَ لَآيَا تٍ لِأو ْلِي ا ل نُّ هَى
Wa Lawlā Kalimatun Sabaq at Min Ra bbika Lakā na Lizāmāan Wa 'Ajalun Musamm an
020-129 Rabbinin söylenmiş bir sözütakdir edilmiş bir hükmü olmasaydı ve o hükmün muayyen bir zamanı bulunmasaydı onlara da azap gelip çetıverirdi.
وَلَوْلاَ كَلِمَةٌ سَبَقَ تْ مِن ْ رَ بِّكَ لَكَا نَ لِزَاما ً وَأَجَلٌ مُسَمّ ىً
Fāş bir `Alá Mā Yaq ūlū na Wa Sabbiĥ Biĥam di Ra bbika Q ab la Ţ ulū `i A sh -Sh am si Wa Q ab la Gh urūbihā ۖ Wa Min 'Ānā 'i A l-Lay li Fasabbiĥ Wa 'Aţ r ā fa A n -Nahā r i La`allaka Tarđá
020-130 Söyledikleri sözlere sabret ve Rabbinihamd ederek gün doğmadan ve batmadan önce ve gecenin bir kısmıyle gün ortasında noksan sıfatlardan tenzih et de rızasına mazhar ol.
فَاصْ بِر ْ عَلَى مَا يَقُ ولُو نَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَ بِّكَ قَ بْ لَ طُ لُو عِ ا ل شَّمْسِ وَقَ بْ لَ غُ رُوبِهَا ۖ وَمِن ْ آنَا ءِ ا ل لَّيْ لِ فَسَبِّحْ وَأَطْ رَ ا فَ ا ل نَّ هَا ر ِ لَعَلَّكَ تَرْضَ ى
Wa Lā Tamuddann a `Aynay ka 'Ilá Mā Matta`nā Bihi~ 'Azwājāan Minhum Zahra ta A l-Ĥayāati A d-Dun yā Linaftinahum Fī hi ۚ Wa R izq u Ra bbika Kh ay ru n Wa 'Ab q á
020-131 Ve onlarıbunlara sınamak için dünya yaşayışının ziyneti olarak faydalandırdığımız malamenale gözünü dikmeve Rabbinin rızkıhem daha hayırlıdırhem daha sürekli.
وَلاَ تَمُدَّنّ َ عَيْنَيْ كَ إِلَى مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجا ً مِنْ هُمْ زَهْرَ ةَ ا لْحَيَا ةِ ا ل دُّن يَا لِنَفْتِنَهُمْ فِي هِ ۚ وَر ِزْقُ رَ بِّكَ خَ يْ رٌ وَأَبْ قَ ى
Wa 'Mur 'Ahlaka Biş -Ş alāati Wa A ş ţ abir `Alayhā ۖ Lā Nas'aluka R izq āan ۖ Naĥnu Narzuq uka Wa ۗ A l-`Āq ibatu Lilttaq wá
020-132 Ehlinenamaz kılmalarını emret ve sen de devam et namaza. Senden bir rızık istemiyoruz bizbiziz sana rızık veren ve sonuççekinenlerindir.
وَأْمُرْ أَهْلَكَ بِا ل صَّ لاَةِ وَا صْ طَ بِر ْ عَلَيْهَا ۖ لاَ نَسْأَلُكَ ر ِزْق ا ً ۖ نَحْنُ نَرْزُقُ كَ ۗ وَا لْعَاقِ بَةُ لِلتَّقْ وَى
Wa Q ālū Lawlā Ya'tīnā Bi'āyatin Min Ra bbihi~ ۚ 'Awalam Ta'tihim Bayyinatu Mā Fī A ş -Ş uĥufi A l-'Ūlá
020-133 Ve dediler ki: Bize Rabbinden bir delillebir mucizeyle gelmeli değil miydin? Evvelki kitaplarda bulunan şeyleronlara apaçık bildirilmedi mi?
وَقَ الُوا لَوْلاَ يَأْتِينَا بِآيَةٍ مِن ْ رَ بِّهِ ۚ أَوَلَمْ تَأْتِهِمْ بَيِّنَةُ مَا فِي ا ل صُّ حُفِ ا لأُ ولَى
Wa Law 'Ann ā 'Ahlaknāhum Bi`adh ā bin Min Q ab lihi Laq ālū Ra bbanā Lawlā 'Arsalta 'Ilaynā Ra sūlāan Fanattabi`a 'Āyātika Min Q ab li 'An Nadh illa Wa Nakh zá
020-134 Daha öncebir azapla helak etseydik onları derlerdi ki: Rabbimizbizi horhakir etmeden bir peygamber gönderseydin de delillerine uysaydık.
وَلَوْ أَنَّ ا أَهْلَكْنَاهُمْ بِعَذَا بٍ مِن ْ قَ بْ لِهِ لَقَ الُوا رَ بَّنَا لَوْلاَ أَرْسَلْتَ إِلَيْنَا رَ سُولا ً فَنَتَّبِعَ آيَاتِكَ مِن ْ قَ بْ لِ أَن ْ نَذِلَّ وَنَخْ زَى
Q ul Kullun Mutara bbiş un Fatara bbaş ū ۖ Fasata`lamū na Man 'Aş ĥā bu A ş -Ş ir ā ţ i A s-Sawī yi Wa Mani A htadá
020-135 De ki: Hepimiz beklemektegözetlemekteyizsiz de gözetip durunyakında bileceksinizdoğru yola sahib olanlar kimlermişdoğru yolu bulan kimmiş.
قُ لْ كُلٌّ مُتَرَ بِّص ٌ فَتَرَ بَّصُ وا ۖ فَسَتَعْلَمُو نَ مَن ْ أَصْ حَا بُ ا ل صِّ رَ ا طِ ا ل سَّوِيِّ وَمَنِ ا هْتَدَى
Toggle thick letters. Most people make the mistake of thickening thin letters in the words that have other (highlighted) thick letter Toggle to highlight thick letters خصضغطقظ رَ